Trump'ın planı Filistinliler tarafından kısa süre içerisinde reddedildi, peki ABD Başkanı'nın İsrail'e bırakılmasını istediği Ürdün Vadisi niçin önemli ısrarla neden isteniyor?
İsrail'in 1967'deki 6 Gün Savaşı'nın ardından işgal ettiği Batı Şeri'nın yaklaşık üçte bire yakınını oluşturan Ürdün Vadisi, şu ana kadarki tüm müzakerelerde taraflar arasındaki anlaşmazlık konularının başında yer aldı.
Zengin su kaynaklarına sahip bölge, Ürdün ile sınırı oluşturuyor. Ölü Deniz'in kuzeyinden, Batı Şeria'nın doğusu boyunca, Ürdün sınırında uzanan ve verimli arazileri barındıran vadinin bir ucundan diğerine uzunluğu 100 kilometre civarında.
Vadinin genişliği yer yer 10 kilometreyi buluyor. İsrailli insan hakları kuruluşu B'Tselem'e göre bölgede 65 bin Filistinlinin yanı sıra 11 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor.
Uluslararası yasalar, Yahudi yerleşim birimlerini ve yerleşimcileri yasa dışı sayıyor. Yine Birleşmiş Milletler'e göre işgal altındaki bölgelerdeki yerleşim birimleri yasa dışı.
İsrail yönetimi ise günden güne yeni yerleşim yerleri açıyor. Ayrıca bu bölge askeri alan olarak da ilan edilmiş durumda.
FİLİSTİNLİLER ON BİNLERCE DÖNÜM KAYBEDECEK
İsrail'in, 'doğu sınırı' olarak gördüğü Ürdün Vadisi'ni ilhak etmesi durumunda Filistinliler on binlerce dönüm arazilerini kaybedecek.
Bağımsız kaynaklara göre Ürdün Vadisi ve Ölü Deniz'in kuzeyi, 160 bin hektarlık tarım alanını kapsıyor.
Gerek Başbakan Binyamin Netanyahu gerekse rakibi Benny Gantz, yeniden seçilmeleri halinde Ürdün Vadisi'nden vazgeçmeyeceklerini dile getiriyor.
Ancak Gantz, böylesi bir adımı "uluslararası kamuoyu ile koordineli olarak" gerçekleştireceğini belirtiyor.
İsrail yönetimi, bölgenin kendi güvenliği açısından hayati önem taşıdığını ve gelecekte kurulacak Filistin devletine devredilmeyeceğini savunuyor.
Ayrıca İsrail, vadinin batı yakasındaki arazilerin yüzde 86'sını yerleşim yerlerine tahsis etmiş durumda.
Filistin tarafı ise Ürdün Nehri boyunca uzanan hurma bahçelerinden çiftliklere, meralardan endüstriyel alanlara kadar on binlerce kişiye geçim kaynağı olan bölgenin Filistin'in vazgeçilmez parçası olduğunu dile getiriyor.
Verimli topraklara sahip Ürdün Vadisi aynı zamanda tatlı su kaynaklarının da çıkış noktası konumunda.
Filistin'in dünya ile bağı tamamen kopuyor
Ürdün Vadisi'nin ilhak edilmesi, gelecekteki Filistin devletini, Ürdün ile doğu sınırını oluşturan Ürdün Nehri'nden de tamamen ayıracak.
Bu durumda Filistin'in herhangi bir Arap ülkesi ya da İsrail'in dışında başka bir ülke ile kara sınır da kalmayacak.
1948 ve 1967 savaşlarında ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan milyonlarca Filistinlinin ülkelerine dönme ümidi bitecek.
Herhangi bir kara sınırına sahip olmayan gelecekteki Filistin devleti, ticari ve ekonomik tüm ilişkilerini İsrail'e bağımlı şekilde yürütmek zorunda kalacak.
Filistin'e ait kara parçası olan Gazze'nin (42 kilometre uzunluğunda ve 7 kilometre derinliğinde) Mısır'la kara sınırı bulunsa da Gazze Şeridi ile Batı Şeria'nın farklı noktalarda olması nedeniyle Filistin izole edilmiş durumda kalacak.
Öte yandan tamamı henüz kamuoyu ile paylaşılmayan Trump'ın 'barış planı'na göre, Ürdün Vadisi'nin yerine Filistinlilere Negev Çölü'nde arazi tahsis edilecek.
Bu durum, '48 Arapları' olarak tanımlanan, İsrail devleti kurulduğu sırada bu ülke sınırları içerisinde kalan Arapların da Filistin'e verilecek bölgeye dahil edilmeleri dolayısıyla İsrail vatandaşlığından çıkarılmalarının önünü açacak.
İsrail'in bu adımla İsrail vatandaşlığı bulunan Arap nüfusu 'eritme' planları yaptığı öne sürülüyor.
Son Dakika Dünya Haberleri için aşağı kaydırın