Ankara'da Zekai Tahir Burak Hastanesi'ne normal doğum için götürülen Seda Erin, olanüstü cerrahi sorunlarla karşı karşıya kaldı.
Doğum esnasında kafası ters gelen bebeğin başının koparak anne rahminde kalması üzerine Erin çifti doğumu gerçekleştirme girişiminde bulunan doktor hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Diğer taraftan evli çift Ankara 10'uncu İdare Mahkemesi'ne de 350 bin lira manevi, 1000 lira ise maddi olmak üzere 351 bin liralık tazminat davası açtı.
DİKKAT ÇEKEN KARAR
Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun dava dosyasına beyan ettiği savunmada, hastanenin ve doğuma giren doktorun herhangi bir ihmalle kusurunun bulunmadığı vurgulanarak şu ifadeler kullanıldı:
''Erken doğum olduğu için sezaryen ameliyatla doğumun, anne için muhtemel risklerini azaltacağı yönünden aile ile konuşularak normal doğum planlanmıştı.
Bebek ters geldiği için başın takılma riski her zaman vardır. Bebek ölü doğduğunda takılan başın çıkarılması için yapılan manevralar ve müdahaleler tıbbi gereklilik ve ilkelere uygundur.
Tıbbi tedavi ve müdahalelerde herhangi bir ihmal, hata ve kusur görülmemiştir. Yapılanlar ilme ve fenne uygundur.
Yapılan müdahaleler hastanın tekrar gebe olmasına ve çocuk sahibi olmasına engel değildir. Erken doğumlarda bu tür durumların yaşanması sıkça karşılaşan bir durumdur.''
Ankara 10'uncu İdare Mahkemesi, hastanenin savunması ve bilirkişi raporunu baz alarak Erin çiftinin tazminat talebini reddetti. Aile, mahkemenin kararına itiraz ederek dosyayı Danıştay 15'inci Daire Başkanlığı'na taşıdı.
5 yıldır adalet savaşı verdiklerini dile getiren anne Erin, şöyle konuştu:
''Tüm deliller ortadayken mahkeme hastaneyi haklı buldu. Bebeğimin kafasının koparılmasında sanki suçlu benim. Dosyayı Danıştay'a temyize götürdük, oradan gelecek sonucu bekliyoruz.
Yaşadıklarımdan sonra psikolojik tedavi görmeye başladım. Halen psikolojik destek alıyorum, depresyon hapları kullanıyorum. Burada hukuk mücadelesini vermemin nedeni sorumluların gerekli cezayı alması ve başka annelerin bu acıyı yaşamaması içindir.
Cumhurbaşkanlığı'na da başvurdum, eğer sorumlular gereken cezayı alırsa ben de psikolojik olarak biraz rahatlamış olurum. Yaşadığım dehşet, o korkunç anlar hâlâ gözümün önünde gitmiyor.''
Yaşadığı facianın etkinde olan Seda Erin şu sözlerle yaşadıklarını anlattı: ''Doğum sırasında çocuğumun ilk önce ayakları geldi. Gövdesi vücudumdan çıkan çocuğun hareket eden bedenini gördüm.
Doğum öncesi gerekli tetkikleri yapmayan görevli doktor, doğum sırasında gereken dikkat ve özeni göstermemiş, çocuğumu çıkartmaya çalışırken, çocuğumun başını gövdesinde ayırmıştır. Görevli doktorlar çocuğumu, doğum sırasında başını kopararak öldürmüştür.
Başsız bebeğimi doktorun elinde görünce dehşete düştüm. İşkenceye dönüşen doğum sırasında tarifi imkânsız bedensel acı ve ruhsal ızdırap çektim.''