Profesörlük unvanına sahip olduğu belirtilen siyasilerden Ahmet Davutoğlu ve onun medyasının kullandığı muhalefet dili oldukça çirkinleşti. Türkiye’de hiçbir şekilde bilinmeyen ve tanınmayan bir akademik kadro memuru olan Ahmet Davutoğlu isimli şahsı AK Parti’ye monte ederek ülkenin başına Musallat eden Abdullah gül, ektiklerini biçiyor.
Varlığını İstanbul’daki bir vakfın çatısı altına girerek sürdürebilen Davutoğlu, AK Parti hareketin baltalayıp parçalamaya çalışan Abdullah Gül tarafından siyasete sokuldu. Önce Dışişleri, ardından da Başbakanlık müsteşarlığına getirttiği Davutoğlu’nu daha sonra Başbakan yaptırmayı başardı.
Başbakanlık koltuğunda iken Küreselci Çete ile ilişkileri faş olan Davutoğlu, Türkiye’yi felakete götürmek üzere iken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müdahalesi ile bu felaket önlendi.
Dolmabahçe Mütabakatı adı verilen ve Türkiye’yi uçuruma götüren anlaşmayı ayaklarının altına aldığnı belirten Erdoğan, AK Parti içinde Ahmet Davutoğlu’nun bütün yetkilerini elinden almıştı. Onurlu olan bir siyasinin yetkisiz Genel Başkan sıfatından istifa ederek başı dik çıkması beklenirken, Davutoğlu bu erdemli yolu tercih etmedi.
AK Parti’nin aldığı kongre kararı ile oturduğu koltuktan indirildi. Buna rağmen AK Parti’den istifa etme erdemliliğini göstermedi. Uzun yıllar sonra AK Parti’de posta kuryeliği görevine dahi getirilemeyeceğini anlayan Davutoğlu çar naçar istifa etmişti.
Yetkileri elinde aldığı ve koltuktan indirilirken bile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti fikriyatına bağlı olduğunu her fırsatta dile getiren Davutoğlu, ölene kadar ihanet etmeyeceğini kamuoyunun önünde defalarca açıkladı.
Ancak AK Parti’de posta veya motorlu kurye dahi olmayacağını anlayınca istifa etmiş ve Erdoğan’a saldırmaya başlamıştı.
Davutoğlu ve medyasının Erdoğan’a olan düşmanlıkları, onları Bizans’ın ve Yunanistan’ın Megalo İdea’sına (Büyük Helen İmparatorluğu ideali) hizmet etmeye kadar götürdü.
Davutoğlu’nun Ayasofya’nın ibadete açılmasını eleştirmesinden sonra kendine yakın medya da bugünkü manşetinde Yunan medyasını gölgede bırakan bir başlıkla çıktı.
Ayasofya’nın ibadete açılması çalışmalarını “Ayasofya Siyasete açıldı” başlığı atan Davutoğlu medyası, bu haberi ile Türk Basın Tarihi’nin kara lekelerinden biri olarak yerini aldı. Yunan medyası bile Ayasofya’nın yeniden camiye dönüştürülmesini eleştirirken böylesin çirkin bir dil kullanmazken, sadece eleştiriyordu.