Tarihi 1892 yılına kadar uzanan ve Tulipa Sprengeri adıyla da bilinen Amasya’nın Yitik Lalesi, son olarak 1896 yılında doğada görüldükten sonra Anadolu’daki varlığı tespit edilemediği için nesli tükenen bitki türleri arasında yerini almıştı. Gizemli bitki Avrupa’da az sayıdaki özel bahçede süs bitkisi olarak varlığını devam ettirebildi. Ancak Bilim insanları ve gezginler yıllardır şehrin zirvesindeki dağları dolaşıp gizemli bitkiyi arıyor. Yitik Laleyi uzun yıllardır arayan botanikçilerden Prof. Dr. Cengiz Yıldırım, "Benim için en büyük ödül Amasya Lalesini bulan olarak tarihe geçmek olur. Şu anda süs bitkisi olarak çok nadirde olsa Avrupa’daki bahçelerde üretilmektedir. Bizim hedefimiz de doğal vatanı olan Amasya’da görmektir" dedi.
1896 yılından bu yana bir daha rastlanmadı
Çekilmiş fotoğrafı Türkiye Bitkileri Listesi kitabına kapak olan Yitik Laleyi uzun yıllardır arayan botanikçilerden Amasya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Yıldırım, “1896’dan bu yana yitik olan Amasya Lalesine bir daha rastlanmadı. Yaklaşık 30 yıldır Amasya’nın farklı bölgelerinde çalışma yaptık. Ama karşılaşamadık” dedi.
Bulan kişi olarak tarihe geçmek isterim
Nisan ve mayıs aylarında doğa gezginleri ile vatandaşların da dağlarda bu türü takip ettiğini anlatan Prof. Dr. Yıldırım, “Amasya Lalesinin ayırt edici özellikleri çiçek yaprakları uca doğru sivrilen mızrak şeklindedir. Kırmızı güzel görüntüsünün arkasında da sarı şeritler var. Benim için en büyük ödül Amasya Lalesini bulan olarak tarihe geçmek olur. Şu anda süs bitkisi olarak çok nadirde olsa Avrupa’daki bahçelerde üretilmektedir. Bizim hedefimiz de doğal vatanı olan Amasya’da görmektir” diye konuştu.
Gümüşlü mahallesi muhtarı Asuman Topuz, Kırklar Dağı’nda lalelerin izini sürdüklerine değinirken, Çakallar mahallesindeki evlerinin bahçesinde yetişen başka türdeki lalelere özenle bakan Ercan Eftelioğlu ve kardeşi Altan Eftelioğlu da kayıp laleleri umutla aramayı devam ettirdiklerini söylediler.
Araştırmacı-yazar Hüseyin Menç ise Kanuni Sultan Süleyman döneminde Amasya’dan lale soğanlarının büyükelçiler aracılığıyla Avrupa’ya götürüldüğünün kayıtlara geçtiğine işaret etti. (İHA)