Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'dan enflasyon açıklaması: Yerel seçimden sonra da OVP'ye devam edeceğiz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, canlı yayın programında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yılmaz, "Seçimden sonra da OVP'yi hayata geçirmeye devam edeceğiz" derken sosyal medyada çıkan spekülasyonlara da halkın inanmaması gerektiğini söyledi. İşte detaylar...

22.03.2024-22:56 - (Son Güncelleme: 22.03.2024-22:56)

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CNN Türk’teki canlı yayın programına konuk oldu ve Türkiye’nin ekonomisi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

“Tüm olumsuzluklara rağmen ekonomimiz çok iyi performans gösterdi”

Sözlerine Türkiye'de siyasi belirsizliğin bittiğinin altını çizen Yılmaz, ekonominin de çok iyiye gittiğini belirtti. Yılmaz; "Ekonominin düşmanı belirsizlik. Ortadan kalkmış oldu. Hemen ardında OVP'yi açıkladık. Öngörülebilirliğin olduğu bir döneme girdik. OVP'deki hedeflerin çoğu gerçekleşti. Hatta bazı alanlarda daha fazlası gerçekleşti. Örneğin büyüme. Dünya 3 büyürken Türkiye 4,5 büyüdü. OVP'de 4'tü hedef. İstihdam da böyle oldu. Tüm olumsuzluklara rağmen ekonomimiz çok iyi performans gösterdi. Cari açık geçen yılın ortalarında 60 milyar dolara kadar çıkmıştı. Yıl sonunda 45 milyar dolarla kapatmıştık. Şu an 33 milyar dolara geriledi. Bazı ekonomistler 'Türkiye'de bütçe açığı patlayacak' dedi. Depremin etkisine rağmen 5.2 oldu bütçe açığı depreme rağmen. OVP'de 6 idi bu. Deprem harcamalarını düştüğünüz zaman 1.6. Nereden bakarsanız bakın tüm makro göstergelerde iyiyiz. Bir tanesi hariç. O da enflasyon. OVP'nin başarıyla icra edildiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bu tür programların netice vermesi zaman ister. Adı üstünde 3 yıllık plan" ifadelerini kullandı.

“Döviz ihtiyacımız azaldı”

Sosyal medyada çıkarılan haberlerle spekülatif hava oluşturulmaya çalışıldığının altını çizen Cevdet Yılmaz "Ekonomide temeller diye bir kavram vardır. Temeller sağlamsa bu tür spekülasyonlar geçer. Döviz ihtiyacının artması için dövize ihtiyacının artması lazım. Döviz ihtiyacımız azaldı. Biraz önce açıkladım. Turizmimiz ihracatımınız iyi gitti. Bankalar şirketler finansmana çok kolay erişiyor. Bu tür tartışmaların temeli yok. Vatandaşımız bunu bilmeli. Reel bir zemini yok bu işin. Uzun vadeli sermaye girişi için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Doğrudan yatırımlar biraz daha zaman istiyor. Bu yılın ikinci döneminde küresel ortam değişecek. Gelişmiş ülkelerin para politikasında farklılık bekleniyor. Faizi düşürecekler. Düşürdükçe gelişmekte olan ülkelere fon geçişi olacak. Batı, Çin dışı ülkelere yatırım yapmak istiyor. Buna hazırlıklı olduğumuz zaman bu fırsatları kullanacağız. Geçen Mayıs'ta genel seçim yaptık. Orada tartışmaları bir ölçüde anlayabilirim. Bugün bir yerel seçim yapıyoruz. Bunu unutuyoruz. Biz Meclisimizi de Cumhurbaşkanımızı da seçtik. Yerel seçimde ulusal politikaların değişmesini beklemek hiçbir temeli yok. Bu tarz şeylerin küçük yatırımcıya zarar vermesinden endişe ediyoruz. Biz yerel seçimden sonra da OVP'yi hayata geçirmeye devam edeceğiz" cümlelerine yer verdi.

“Bu son zamanlardaki oynaklık da bitecektir”

Bunların Türkiye'ye zarar vermeye yönelik çalışmalar olduğunu belirten Yılmaz, kur hakkında çıkan spekülasyonlara da değindi. Yılmaz; "Bir kısmı da geçmiş seçimlerden gelen hafıza. Geçen seçim genel seçimdi. Bu farkı daha iyi anlatmamız gerekiyor. Seçimden sonra bunun olumluya döneceğini düşünüyorum. Pompalanan karamsar havanın hiçbir karşılığı olmadığı görülünce ekonomimize iyi havası olacaktır. Vatandaş, yabancı para alıp yastık altına koyuyorsa o parayı basan ülkeye 0 faizle kredi veriyor demektir. Bu tür uygulamalar tasarruf sahibine de zarar veriyor. Dolarda da enflasyon var. Zaman içerisinde o da değer kaybediyor. Kaynaklarımızı atıl tutarak da ekonomimize zarar veriyor. Ekonomi iyiye mi kötüye mi gidiyor diye dövize bakar. 2002'den önce sabit kur rejimi vardı. Sabit kur rejimlerinde enerji birikimi olur ve bir anda patlar. 2002'den sonra serbest kur rejimine geçtik. Küçük küçük etkilerle enerji yayılır. Enflasyonla mücadele eden ülkede normalde kur enflasyonun altında seyreder. Kurda nominal değişim vardır. Bir de reel kur vardır. Reel kur enflasyonundan arındırılarak bakılır. Nominal değişim normal kurdaki değişimdir. Nominal kur artmaya devam eder enflasyon artarken. Enflasyondan fazla artması beklenilmez. Bu çerçevede de geçen yılın sonlarına doğru sabitlenme olmuştu. Bu son zamanlardaki oynaklık da bitecektir" ifadelerini kullandı.

“Özel bankalara da çağrı yapalım”

Emekli maaşları hakkında konuşan Cevdet Yılmaz "Bütçemizi sonuna kadar zorlayarak emeklimizin çalışanımızın yanında olduk. Bir taraftan büyüyeceğiz bir taraftan da büyümenin nimetlerini topluma yayacağız. 8 ile 12 bin TL promosyon verilecek. Kamu bankaları yapacak. Özel bankalara da çağrı yapalım. Müşteri kaybetmek istemeyen özel bankalar da yapacaktır diye düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte ekonomimizi büyüttükçe emeklimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Emekli sayımız 16 milyonu buldu. Bu yüksek bir rakam. 90'lı yılarda yapılan düzenlemelerin etkisi var, EYT'nin etkisi var. 2,5 milyon emekli sisteme dahil oldu. Bu geçmişten gelen yük. Bunları yöneteceğiz. Burada en önemli husus, prim ile gelir arasındaki denge. Ne kadar çok prim ödediyseniz o kadar çok gelir elde etmeniz lazım. Biz kamu olarak bunu bir miktar daha yükseltmeye çalışıyoruz. Sosyal güvenlik sistemimizin sürdürülebilirliği önemli. Kayıt dışılıkla mücadele önemli. Biz sadece kayıtlıdan bunları ödüyoruz. 32 milyondan 24 milyonu kayıtlı. Kayıt dışının üstüne gitmeye devam edeceğiz. Bu da sosyal güvenlik sistemimizin sürdürebilirliğine katkı olacak. Gri listeyle ilgili Maliye Bakanlığımız ciddi çalışma vardı. Bir ekip gelip bu çalışmaları sahada görecek. Kripto paralarla ilgili düzenleme eksik kalmıştı. Meclis grubumuza taslak çalışmalar iletildi. O yasanın çıkması ve gelecek grubun incelemesiyle gri listeden çıkılacak. Zaten saha incelemesinin olması oldukça olumlu tablonun göstergesi. Fitch görünümü pozitife çevirdi. Bunun devamı gelecekti. Yapısal reformlar olacak ve 4 yıl seçimsiz bir döneme giriyoruz. Bununla birlikte not artırımı gelecektir. Yapısal reform yaptığınızda kısa vadede beklenti kanalıyla olumlu etkilerini görürsünüz. Somut etkileri itibarıyla ve beklenti kanal dikkate alındığında yapısal reform çok önemli. 12. planımız var. Oranın da odağında yeşil ve dijital dönüşüm var. Bunlar hep yapısal dönüşüm öngören hususlar. Geçen yıl ekonomimiz 1 trilyon doları geçti. Dünya Bankası'nın bir sınıflandırılması var. 14 bin geliri geçtiğiniz zaman yüksek gelirli ülkeler sınıfına giriyorsunuz. Bu önemli bir eşik. Bu önemli eşiği yapısal reformlarla geçeceğiz. Bu da vatandaşımızı olumlu yansıyacak. Refah artışı olacak." ifadelerine yer verdi.

“Ülkelerin teröre karşı iş birliği yapması lazım”

Terörün ekonomiye nasıl bir etki gösterdiğine de değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz “Terörün iki etkisi var. Biri doğrudan etkisi. Can kayıpları gibi. Bir de atıl kalan yaylalar gibi. Bu da dolaylı etki. Tüm bunların bedelini hem bölge hem Türkiye ödedi. Şimdi tam tersi bir dönem. Terör marjinalize olmuş durumda. Bu da faydalar doğuruyor. Terörün yıkıcı etkileri kısa sürede gerçekleşiyor bu olumlu etkiler ise zaman alıyor. Gabar'daki petrolden tutun Bingöl'deki Sütaş yatırımına kadar. Doğunun güneydoğunun Türkiye'ye yük olması mümkün değil. Bereketli bir toprak. Önümüzdeki dönemlerde o bölgelerde Türkiye ortalamasının üstünde büyüme göreceğiz. Bir yandan bölgede bir yandan da metropollerde faydasını göreceğiz. Tersine göç göreceğiz. Ben bunu gördüm. Rusya'ya geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Rusya makamlarının yapacağı açıklamaları takip etmek lazım. Terörün tüm dünyanın belası. Ülkelerin teröre karşı iş birliği yapması lazım. Çünkü hepimizin belası terör. Hangi başlık altında olursa olsun terörü lanetliyoruz. Terörün insanlık dışı olduğunu bir kez daha buradan ifade edim. Yüksekova'ya 5 yıldızlı otel açıldı. Gidip açılışını yapacağız. Şırnak'ta seralar kurulacak. Tarımsal üretimi artırdığımızda enflasyona da katkı olacak. Terörün olduğu ortamda dahi kamu yatırımları yaptık. Asıl kayıplarımız özel sermayede olmuştu. Yeni oluşan ortam özel yatırımlara güç veriyor. Külliyede toplantı yaptık. İş inşalarını da davet ettik. Özel projeler geliştirin bu bölgelere dedik. İnsanımıza seslenelim. Doğu ve Güneydoğu'ya gitsinler. Buralar medeniyet yerleri. Medya imajlarıyla gerçekler örtüşmüyor. Gerçekler zihinlerden daha dinamik. Gerçekler değişiyor ama zihinler biraz daha inatçı. Zihinler biraz daha geç değişiyor" dedi.

“Başarısızlıklarına bahane aramasınlar”

Muhalefet kanadının İstanbul’u iyi yönetemediğini ve şu anki aday olan Murat Kurum’un İstanbul için en iyi aday olduğunu işaret eden Yılmaz “AK Parti'nin sloganı 'Gerçek Belediyecilik'. Gerçek belediyecilikten şunu anlıyoruz. Bir belediye başkanı, başkanlığı ideolojik amaçlarla da kendi kariyeri için de kullanıyorsa gerçek belediyecilik yapmıyordur. Bizim 90'lı yıllarda Cumhurbaşkanımızın oluşturduğu bir model var. Halkların sorununu çözen bir model. O zaman merkezi hükümet farklıydı. Ona rağmen Cumhurbaşkanımız devasa sorunları çözdü. Başarısızlıklarına bahane aramasınlar. Sen gelen kaynakları doğru kullanırsan çözersin. 2002 yılında belediyelere 5 milyar TL göndermişiz, geçen yıl 500 milyar TL gönderdik. Hiçbir ayrım yapmadık. Tüm belediyelerimiz için kaynaklar eşit. 2004'te belediyecilik kanununu değiştirdik. Belediye popülist işlere, reklamlara para harcarsa sonuç bu olur. Bu söylemler 'başarısız oldum' demektir. Kaynakları iyi kullanan belediye başkanının başarısız olması mümkün değil. İstanbul 5 yıl kaynaklardan yedi. Bir 5 yıl daha böyle gitmez. Kesinlikle bir ayrımcılık söz konusu değil. Dış kredi kullanacaksa sadece merkezi idareye gelir. Orada da ölçütler bellidir. AK Partili belediye de olsa CHP'de olsa umuyorsa 'yok' dersiniz. Burada ayrım yapmak söz konusu değil. Kabul edilen de reddedilen de projeleri olur. Esas olan belediyenin kaynakları ne kadar etkin kullandığıdır. Hiçbir bahanenin arkasına sığınmasınlar. Murat Kurum, İstanbul'a odaklı. Ulaşım ve dirençli şehir önemli. Bu noktada somut projeleri var. Emlak Konut'ta TOKİ'de çalıştı. Sahadan biliyorum kendisi. Bingöl depreminde sahada çalıştı. Sonuç odaklı bir arkadaşımız. Sorunları masada bırakmaz. İstanbul'un da tam buna ihtiyacı var. İstanbul'un polemiğe ihtiyacı yok. İstanbulluların sorunların çözümüne ihtiyacı var. Bunun için de en uygun aday Murat Kurum'dur. 5 yılda sermayeden yedi. Niye bu 5 yılı boş geçirdik? Kayıp yıllar var. Yeterince hizmet edilmediği bir dönem oldu. Daha çok genel siyaset yapmaktan hoşlanan biri. İstanbul tek taşına uğraşılmayı hak eden bir şehir. İstanbul'da yeterince mesele var. Murat Kurum'un afet ve ulaşım projeleri önemli. Afet olmadan önce harcadığınız 1 lira afetten sonraki 7 liraya denk geliyor. Afetten önce riskleri azaltan projeler gütmeniz lazım. 650 bin konut gibi. Ulaşım da temel sorun. Bu konularda da Murat Bey çok hazırlıklı. Somut projeler ortaya koydu. Laf olsun diye değil. İmamoğlu'na bir soru soruldu. Ne vaat ettiğini bile hatırlamıyor. Siyasete güvenin özü şudur. Yapamayacağınız şeyi söylemeyeceksiniz söylediğiniz şeyi de yapacaksınız. Bunun da hesabı sandıkta sorulmalı. Her partinin alacağı oy önemli. Yarışın Murat Bey ile İmamoğlu arasında geçeceği belli. DEM Parti'nin de iddiaları var. Güçlerini ortaya koyma çabaları var. Seçmen kendisine göre bir değerlendirme yapacaktır. Genel seçimlerle yerel seçimlerin farklı olduğunu düşünüyorum. Parti aidiyetleri önemli elbet. Kim iyi bir iş ve yaşam ortamı oluşturur diye bakıyor insanlar. Daha çok yerel gündeme bakarak da insanlar karar verebiliyorlar. Yerel gündeme bakıldığında Murat Bey'i ciddi avantajlı görüyorum. Ciddi hazırlıklılar yapmış durumda. 'Sadece İstanbul' diyor" ifadelerini kullandı.

“En önemli mesele terörle mücadele”

Amerika ile ilişkilere de değinen Cevdet Yılmaz "NATO'da müttefikimiz ABD. En önemli mesele terörle mücadele. ABD'ye bir takım terör yapılanmalarıyla değil devletler birbiriyle çalışmalı' diyoruz. Bizim gündemimiz çok açık. Devletler teröre karşı iş birliği yapmalı. Türkiye'nin milli menfaatleri söz konusu olduğundan bizim pozisyonumuz çok nettir. ABD de olsa Almanya da olsa aynı. ABD sadece siyasi bir güç değil. Önemli bir ekonomik güç. Burayla ilişkilerin güçlenmesi ekonomimize katkı sağlayacaktır. ABD ile pozitif süreç içerisindeyiz. Terör konusundaki yaklaşımlar çok kritik. Pozitif bir gündeme girdiğinizde bir sorunu çözmek diğer sorunları da çözmeye yardım eder. Yeni konseptin getirdiği yeri görüyoruz. Teröre kaynağında müdahale etme konsepti. Bu stratejinin bizi getirdiği yerdeyiz. Terör içerde marjinalize oldu. Ülke dışında mücadelemiz devam ediyor. Sınır dışımızda mücadele ettiğimiz için ülke içinde rahatız. Uzun yıllardır Irak'ta ciddi terör yapılanması var. Irak hükümetiyle sağladığımız uzlaşma çok önemli. Bu bölgeler bizim komşularımız. Bölge kalkınmadan ülkeler de amacına ulaşamazlar. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Burayı terörün tartışıldığı bölge değil kalkınmanın tartışıldığı bölge haline getirmemiz önemli. Kalkınma Yolu Projemiz çok önemli. Bu bölge terörden temizlenecek. Hangi ad altında olursa olsun. DEAŞ ve PKK ile mücadeleyi bu bölge kazanacak. Daha sonra da refaha yoğunlaşacağız. Bu bölgede farklı bir atmosfer oluşturacağız” ifadelerini kullandı.


YORUM YAZ..
Modal