Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü çerçevesinde Ramazan Ayı'nın son iftarını İstanbul Tersane Komutanlığı'nda işçilerle birlikte yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan gündeme ilişki de kritik ifadeler kullandı.
1 Mayıs'ı kendi bayramım olarak kabul ediyorum
Erdoğan, 1 Mayıs’ı kendi bayramı gibi gördüğünü söyleyerek, "Kimi provokatif eylemler dışında uzunca bir süredir 1 Mayıs'ı adına yakışır bir şekilde emek ve dayanışma günü olarak idrak ediyoruz. Hayatına işçi unvanı ile başlamış biri olarak 1 Mayıs'ı kendi bayramım olarak da kabul ediyorum. Tersane işçilerimizle Türk-İş sendikamızın temsilcileriyle birlikte bu güzel 1 Mayıs akşamında iftar sofrasında buluşarak biz de emek ve dayanıma günümüzün sevincine ortak olmak istedik. Sizlerin nezdinde tüm milletimizin İslam aleminin ve insanlığın Ramazan Bayramı'nı tebrik ediyorum. Rabb'imden bizleri bundan sonraki ramazanlara bayramlara da hayırla sağlıkla, esenlikle eriştirmesini diliyorum. Bölgemizde ve dünyada savaşların, çatışmaların, insani trajedilerin, krizlerin kol gezdiği bir dönemde bize ülkemizde güvenle, huzurla yaşayabilmeyi nasip eden Rabbime hamd ediyorum.” dedi.
Bazı kesimlerde bir karamsarlık aldı başını gidiyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hayat pahalılığıyla alakalı sorunların telafi edileceği mesajını verdi. Kimsenin bu ülkeyi geri düşüremeyeceğini belirten Erdoğan, “Maalesef ülkemizde bazı kesimlerde bir şükürsüzlük bir tatminsizlik, bir karamsarlık hali aldı başını gidiyor. Halbuki elimizdekilere şükredeceğiz, sonra daha iyisi, daha güzeli, daha ilerisi için çalışacağız, mücadele edeceğiz. Bunun ne demek olduğunu en iyi alın teri ile hayatını kazanan siz işçi kardeşlerim bilir. Dünyamız salgın dönemiyle başlayıp Karadeniz'in kuzeyindeki savaşla derinleşen bir krizin içinde çırpınırken biz dikkatimizi ve enerjimizi yatırıma, istihdama, üretime, ihracata yönelttik. Önceliği insanlarımızın işine, aşına, geçimine vermezsek felaketi o zaman yaşayacağımızı biliyorduk. Hayat pahalılığı sebebiyle alım gücümüz bir parça düşmüş olabilir. Ama 30 milyon vatandaşımıza çalışacak iş her ay ev girecek düzenli gelir sağladıktan sonra inşallah bu kayıpların hepsini de kısa sürede telafi ederiz. Çalıştıkça Türkiye ürettikçe Türkiye bugününe ve geleceğine sahip çıktıkça Allah'ın izniyle hiç kimse bu milletin sırtını yere getiremez, bu ülkeyi zayıf düşünemez. Ellerini ovuşturarak Türkiye'nin tökezlemesini hatta yere kapaklanmasını bekleyenleri yirmi yıldır olduğu gibi bundan sonra da hüsrana uğratmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
İnsanlığın sahip olduğu her şeyin gerisinde emek vardır
“Çocuklarımıza bırakacağımız en büyük mirası büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşmak olduğuna inanıyoruz. Bu yolda son nefesimize kadar mücadele etmekte kararlıyız. Bugün insanlığın sahip olduğu her şeyin gerisinde pek çok kişinin alın teri, emeği, fedakârlığı vardır. Uzaktan bakıldığında pırıl pırıl ışıldayan şehirlerin denizde yüzen devasa gemilerin semalarda süzülen uçakların her biri farklı ürünler çıkartan fabrikaların gerisinde hep insan emeği, insan gayreti bulunuyor.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Eskiler emeksiz yemek olmaz derler. Emek yoksa o koskoca binalar inşa edilemez. Emek yoksa fabrika şartları dönmez. Emek yoksa toprak işlenmez. Emek yoksa yol, su, elektrik hiçbiri olmaz. İşte bu anlayışla hükümetlerimiz döneminde hep çalışanların. emeklerinin karşılığını alabilmelerini sağlayacak adımlar attı.”
Asgari ücrette yüzde 50'in üzerinde artış yaptık
Ekonomide yaşanan zorlukların üstesinden gelindiğini aktaran Erdoğan, asgari ücret artışına da değindi. Cumhurbaşkanı, “Sizlerin de yakından takip ettiği gibi Türk ekonomisi bir süredir ciddi sınamalardan geçiyor. Bir kısmı küresel gelişmelerden bir kısmı iç dinamiklerden kaynaklanan bu sınamaları alnımızın akıyla evet aşarak yolumuza devam ediyoruz. Bu süreçte bir yandan istihdam alanlarını genişletirken diğer yandan da ücretleri arttıracak düzenlemeler yaptık. İnsanların işlerini korumalarını ve yeni iş sahibi olmalarını temin ederken herkesin insanca hayat sürebileceği gelir seviyesine ulaşmasına da önem verdik.” dedi ve ekledi:
“Gençlerimiz ve kadınlarımız gibi istihdama yeni giren kesimleri ayrıca destekledik. Asgari ücrette yılbaşından yüzde 50'nin üzerinde artış yaptık. Tüm çalışanların maaşlarının asgari ücrete kadar olan kısmından gelir ve damga vergilerini kaldırdık. Bir başka ifadeyle devlet olarak çalışanlarımıza destek olmak için kendi gelirlerimizden vazgeçtik. Son 20 yılda asgari ücreti rakam olarak 23 kat reel olarak da bir buçuk kat arttırmış olmamız ama elbette önemlidir ama emekçilerimizin çok daha fazlasını hak ettikleri de bir gerçektir.”
İşçilerimize en yüksek seyyanen zammı verdik
Öte yandan iş sözleşmelerinde şimdiye kadarki en yüksek artışın yaşandığının altını çizen Erdoğan, “Kamu toplu iş sözleşmelerinde işçilerimize bugüne kadar yapılmış en yüksek seyyanen zam ve artış oranlarını verdik. Hükümete geldiğimizden beri en çok desteklediği hususlardan biri de sendikalaşmadır. Nitekim on yıl öncesine göre işçilerin ve kamu görevlilerinin sendikalaşma oranında yarı yarıya artış olmuştur. İnşallah önümüzdeki dönemde de çalışanlarımızı ve işçilerimizi her alanda desteklemeye devam edeceğiz. Sizler savunma sanayi alanında ter döküyor emek veriyorsunuz. Aslında bir anlamda ülkenin savunması milletimizin güvenliği için çalışıyorsunuz. Askerimizin sınırda silahla yaptığı hizmeti siz burada alın terinizle gerçekleştiriyorsunuz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Gemi sanayi gibi hem emeğin, hem teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı bir alanda Türkiye dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmeyi başardı. Sizlerin ürettiği gemiler ve diğer savunma sanayi ürünleri Türkiye'nin kendi ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde ihracatımızın önemli kalemleri arasında yer alıyor. Korvetlerimiz fırkateynleriniz vesaire Türkiye'nin savunma sanayinin bugünlere gelmesinde katkısı olan kamu kuruluşlarıyla, özel sektörüyle, mühendisiyle, işçisiyle, herkesi şahsım. Tüm kabine üyelerim ve milletim adına sizlere şükranlarımı sunuyorum.”