Haber365 Özel | Edaur Tekin
Tüm dünyada görülen Mavi Bebek oyunu Türkiye’de de görülmeye başladı. Mavi Balina ve Momo gibi çocukların psikolojisini etkileyerek kendisini öldürmeye yönelik talimatlar veren bu oyuna karşı ebeveynlerin alması gereken önlemler için Haber365 muhabirleri Psikolog Fatma Eneç ile konuştu. Eneç, ‘Ebeveynlerin, çocukların sosyal medya hesaplarını, oynadıkları oyunları, izledikleri video içeriklerini kontrol etmeleri ve gerektiğinde onlardan yardım isteyebilmelerine olanak tanıyan sıcak ortamı sağlamaları gerekmektedir’ dedi.
Psikolog Fatma Eneç, Mavi Bebek oyunu hakkında merak edilen tüm soruları sizin için yanıtladı. İşte detaylar…
Mavi Bebek oyunu nedir? Nasıl oynanır?
Çocuklarımızı etkisi altına alan tehlikeli oyun Mavi Bebek, yıllardır var olmasına rağmen ülkemizde yeni duyulmaya başladı. Hala şehir efsanesi olarak bilinen bu oyunun ayrıntılarını oynadığını söyleyen çocuklar ve ergen gençlerden öğreniyoruz. Bu bilgilere göre, özellikle 12-15 yaş çocuklarına ailenin kişisel bilgilerine ulaşmak ve oyunu oynayan çocukların hem kendilerine hem de çevrelerine zarar verecek davranışları yapmalarını sağlamak niyetiyle sosyal medyadan ulaşıyorlar.
‘Jonathan Galindo’ takma adıyla açılan profil, çocukları oyun oynamaya davet ediyor. Başlarda tehlikesiz görünen oyunun istekleri gittikçe zorlaşıyor, artan zorlukla tehlike katlanıyor ve intihara kadar varıyor.
Oyun, tamamen hipnotik bir manipülasyon üzerine kurulu. Banyonun kilitli kapısı ardında, karanlıkta, kolları uyuşana kadar hayali bebeği sallayan ve defalarca ‘Baby Blue’ diyen çocuk, bir süre sonra bebeği hissetmeye başladığına inanıyor. Beyne giden telkinler ve aynı hareketin tekrar etmesiyle oluşan bu hipnoz hali çocukları yeni gelecek yönergelere karşı savunmasız kılıyor.
Sosyal medya üzerinden çocuğun anlık görüntülerini ve duruma uygun ses efektlerini paylaşarak muhatabını korkutan bu sahte profil, oyun için 02.00-05.00 saatlerini seçiyor. Gecenin o saatlerinde uykusuzluğun da etkisiyle çocuklar mantıklı düşünemez hale geliyorlar. Oyun ilerledikçe tehlikeyi fark eden çocuklar olsa da ailesi ve kendisiyle ilgili tehditler aldıkları için oyunu bırakamıyorlar. Güçlü duygulardan biri olan korku, oyun adıyla adlandırılan bu toplu intihar eyleminin en güçlü yakıtı.
Bu oyun çocukların bilincini ne şekilde etkiliyor? Çocuklar neden bu tarz oyunlara bağımlı hale geliyor?
12-15 yaşlarındaki çocukların ve ergenlik dönemindeki gençlerin, merak duygusuyla ve ‘kendilerine bir şey olmayacağı’ inancıyla eyleme geçmeleri sık görülür. Zihinlerindeki algı, anne babalarının onları anlamadığı, değişen dünyayı bilmedikleri, sosyal medya ve online oyunların ‘normal’ olduğudur. Sanal ortamdaki özgüvenleri onları açık hedef haline getirmektedir.
Başta zararsız görülen ve merak uyandıran oyun, kurbanlarını etkisi altına aldıktan sonra gizliliği şart koşmaktadır. Özellikle gece yarısından sonra iletişime geçmesi bu gizliliği daha da güçlendirir. Saatle birlikte karar verme yetisi düşen ve evde herkesin uyuması sebebiyle yalnız kalan çocuklar oyuna karşı gardını düşürür. Aşamalı olarak tehlikenin artması da bilinçli davranmalarını zorlaştırır. Korku gibi güçlü bir duyguyu kullanması bahsi geçen tehlike için büyük bir koz.
Sosyal çevrenin azlığı, gerçek ilişkilerin bile sanal âleme taşınması, ekran karşısında geçen sürenin artması tehlikeyi körükleyen sebepler arasında yer alır. Akranlarıyla gerçek hayatta ilişki kuran, vakit geçiren, paylaşımlarda bulunan çocukların oyun bağımlılığı geliştirme oranlarının düşük olduğunu biliyoruz.
Çocukların psikolojisini bozup intihara sürükleyen oyunlar neden yapılıyor?
İnternet ortamında hayatımızı kolaylaştıran birçok şey olduğu gibi tehlikeler de mevcut. Her şey zıttı ile beraber var olur. Bu sanal oyunlar için de geçerlidir. Talimatlarla çocuğu etkisi altına alan ‘Jonathan Galindo’, çocuğa zarar vermenin yanında ailesinin kart numarası, şifreleri gibi kişisel bilgilere ulaşmayı amaçlıyor.
Aslında tek amacın psikolojik ve fiziksel zarar vermek olduğunu düşünmemeli, çocukları kullanarak daha büyük sektörlere hizmet edildiğini hatırlamalıyız. Online oyun sektörü çok büyük bir mecra ve masum gibi görülen pek çok uygulama aslında farklı amaçlara hizmet etmektedir. Kumar bağımlığı, dolandırıcılık, pedofili altta yatan gerçek amaçlardan birkaçıdır.
Çocuklar ebeveynlerine bu tarz oyunlar oynayıp, korku duyduklarını açmaktan çekiniyor. Bunun nedeni nedir?
Bu sorunun birkaç cevabı var. Yaş dönemi gereği kendine yetme ihtiyacı, korkmanın zayıflık göstergesi olarak algılanması ve gücünü kanıtlama isteği korkuyu açıklamayı zaman zaman engeller. Aynı şekilde keyif aldığı online oyunlar ve internet dünyasıyla ilgili sürekli suçlanan ve azar işiten çocuk, böyle bir durumu ailesine açtığında alacağı tepkiden çekinecektir.
Oyunun tehditler savurduğunu biliyoruz, çocuk bu tehditlerden korkuyor ve kendince ailesini koruduğuna inanıyor olabilir. Asıl sebep ise aile içi iletişimin güçlü olmamasıdır.
Ebeveynler bu konuda ne yapmalı? Çocuklarını bu tarz oyunlardan nasıl korumalı?
Dünya artık daha da kirli bir yer ve gün geçtikçe daha da kirleniyor. Her tehlikeyi tek tek çocuklarımızla tanıştırmamız mümkün değil. Değişen dünyada ebeveynlerin her yeniliği takip edebiliyor olması da çok zor. Bu tip sorunlarda aileyi koruyan şey aralarındaki iletişim olacaktır.
Çocuğun ne yaptığından haberdar, ilgi duyduğu şeylerle ilgilenen hatta zaman zaman onunla birlikte oynayan, ekranda geçirdiği süreyi paylaşan ebeveynler, kurdukları sağlıklı ilişki sayesinde tehlikeyi de daha çabuk fark edebiliyor.
Ebeveyniyle yakın ilişkide olmayan çocuklar, her fırsatta ekrana sığınacaktır. Kontrollü kullanıldığında nimet, diğer türlü eziyet olan sanal dünyada çocuğun yalnızlığını gidermeye çalışması, anlaşılma ihtiyacını buralardan karşılaması sık karşılaşılan bir durumdur.
Ebeveynlerin, çocukların sosyal medya hesaplarını, oynadıkları oyunları, izledikleri video içeriklerini kontrol etmeleri ve gerektiğinde onlardan yardım isteyebilmelerine olanak tanıyan sıcak ortamı sağlamaları gerekmektedir.