Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianameyle, sanık G.Ş. hakkında ‘silahla kasten yaralama, tehdit ve hakaret’ suçlamalarından 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. İddianamede, G.Ş'nin, çiğ köftenin acı olması nedeniyle müşteki Yılmaz Koç ile tartıştığı, bir anda öfkesine kapılıp elindeki çiğ köfte dürümünü Koç'un yüzüne fırlattığı, küfürler ettiği mağduru darbettiğine ilişkin ifadesine yer verildi. Sanığın elindeki çiğ köfte dürümünü, ‘zarar verme kastıyla’ Koç'un yüzüne fırlattığı, yüzüne vurduğu ve tekmelediği müştekiye karşı "kasten yaralama" suçunu işlediği aktarılan iddianamede, çiğ köfte dürümünün Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ilgili maddesi gereğince "silah olarak" kabul edilmesi gerektiği belirtildi.
‘YÜZE FIRLATILAN ÇİĞ KÖFTE DÜRÜMÜNÜN SİLAHTAN SAYILMASI GEREKMEKTEDİR’
Şüphelinin yaralama eylemini, elindeki çiğ köfte dürümünü özellikle müştekiye zarar vermek ve yaralamak maksadıyla yakın mesafeden atarak yüzüne vurmasıyla başlattığı aktarılan iddianamede ‘Çiğ köfte dürümünün ebadı, sertliği ve atılan mesafenin yakınlığı ile müştekinin yüzüne isabet etmesi, sonrasında şüphelinin öfkesine hakim olamayarak tekme ve tokatla eylemine devam etmesi nedeniyle kastının yoğunluğu göz önüne alındığında, yüze fırlatılan çiğ köfte dürümünün saldırıda kullanılmaya ve yaralamaya elverişli silahtan sayılması gerekmektedir.’ değerlendirmesinde bulunuldu.
ACILI DİYE SALDIRDI
Suçun gerçekleşme biçimi dolayısıyla uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağı belirtilen ve sanığın yargılama aşamasında ‘takdiri indirim’ almaması gerektiği yönünde görüş sunulan iddianamede, şunlar kaydedildi:
‘Olay neticesinde oluşan toplumsal tepkiye rağmen, şüphelinin yapmış olduğu sosyal medya paylaşımlarıyla işlediği suçu haklı göstermeye çalışması, tutum ve davranışları nedeniyle kardeşi tarafından 1 Mart 2021'de ilk olayın meydana geldiği iş yerine aynı neviden saldırı olması, şüphelinin kolluk tarafından ifadesi alınmak üzere yapılan telefonla davete rağmen ifade vermeye gelmeyeceğini beyan ederek soruşturma makamlarından kurtulmak adına kaçma girişiminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Şüphelinin yakınlarının ikametlerinde yapılan araştırmalar sonucu yakalanabildiği hususları göz önüne alındığında, olay nedeniyle pişmanlık duymadığı ve suça meyilli kişiliğinin bulunduğu, bu durumun bundan sonraki süreçte devam edebileceğinin mahkemece gözetilerek, şüpheli hakkında takdiri indirim nedenlerinin uygulanmaması gerektiği anlaşılıyor.’