Bakan Kurum katıldığı bu toplantıda Türkiye’nin çevre kirliliği ile alakalı attığı ve atacağı adımları diğer ülke bakanlarıyla paylaşırken aynı zamanda Paris Anlaşması ile ilgili yapılan çalışmalar hakkında bilgilendirmeler de yaptı. Kurum’un “Paris Anlaşması, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin gündemine girmiştir ve başlattığımız süreci en kısa sürede Meclisimizden geçirerek, ulusal katkı beyanımız çerçevesinde anlaşmaya taraf olacağız” dediği konuşmasında Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadele konusunda öncü rol alacağı sıklıkla vurgulandı.
HER ALANDA SIFIR EMİSYON SÖZÜ
Bakan Kurum PreCOP26 Bakanlar toplantısında Türkiye’nin özellikle sıfır emisyon konusunda hassas olduğunu ulaştırmadan, tarıma enerjiden, sanayiye kadar tüm alanlarda sıfır emisyon üretimi için gerekli tedbirleri alacağını da paylaştı. Bakan Kurum yaptığı açıklamada “yeni bir hayat tarzıyla net sıfır emisyon hedefimizi kararlılıkla hayata geçireceğiz” diyerek Türkiye’nin bu konudaki net tutumunu dile getirmiş oldu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN MÜJDEYİ VERMİŞTİ!
Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın PreCOP26 toplantısında basın temsilcileri ve yabancı ülke bakanlarıyla paylaştığı sıfır emisyon hedefi sözünü daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dile getirmiş ve Türkiye adına bu konudaki hedefin 2053 yılına kadar net sıfır emisyon olduğunu duyurmuştu.
TELAFİSİ OLMAYAN ZARARLAR MÜMKÜN OLABİLİR
Bakan Kurum, yaptığı açıklamalarında özellikle sıfır emisyon noktasında gerekli önlemlerin alınmaması durumunda çok ciddi sonuçları olabileceğini dile getirirken, Birleşmiş Milletler’e bağlı Hükümetler Arası İklim Değişikliği Sekretaryası’nın raporlarının önlemlerin alınmaması durumunda iklim değişikliğinin dünyaya ve insanlığa telafisi olmayan zararları olabileceğini de dile getirdi. Bakan Kurum, toplantının iklim için gençlik oturumunu da dikkatli bir şekilde sonuna kadar dinledikten sonra şu açıklamayı yaptı; "Sonuçta bu afetler sebebiyle binlerce hektar orman alanımız kül oluyor, göllerimiz, akarsularımız, derelerimiz bir yandan da sellerle şehirlerimize ciddi anlamda zarar veriyor. Koyduğumuz hedeflerde bu artışları ve bu afetleri de dikkate almak zorundayız. Bizim Türkiye olarak COP26'dan beklentimiz, iklim değişikliğiyle mücadelede tüm ülkelerin adil düzeyde sorumluluk almasıdır. Hiçbir ülkenin geride bırakılmadığı, uygulanabilir ve somut kararların alınması ve bu çerçevede bilhassa gelişmekte olan ülkelerle birlikte teknoloji paylaşımı yapılmalıdır. Gelişmiş ülkelerin, emisyon üreten sanayilerini gelişmekte olan ülkelere göndermesi problemi çözmüyor hatta ağırlaştırıyor. Bu da netice olarak gelişmekte olan ülkelerin hiçbir şekilde sıfır emisyon hedefine yaklaşamayacakları, taahhütlerini gerçekleştiremeyeceği anlamına geliyor. Bunu da kontrol altına almamız gerektiğini düşünüyorum."