Cephede Kadın Olduğunu Kimse Bilmiyordu! İşte Çanakkale Zaferinin Kadın Kahramanları

Destansı zafer 104. yıldönümünde... Çanakkale Savaşı'nda gerek cephe gerisinde gerekse cephede, kahraman askerlerle omuz omuza vatanı savunmuş 5 kahraman kadın! İşte zaferin gizli ama güçlü mücadele timsali kadınları...

18.03.2019-10:24 - (Son Güncelleme: 18.03.2019-10:28) Cephede Kadın Olduğunu Kimse Bilmiyordu! İşte Çanakkale Zaferinin Kadın Kahramanları

Türk tarihine adını büyük zafer olarak yazdıran Çanakkale Zaferi 204 yaşında. Eşsiz kahramanlıkların yaşandığı, vatan sevgisi için canını hiçe saymış kahramanlarımızın tarihe isimlerini altın harflerle yazdırdığı o kutlu tarih... 18 Mart 1915'de kahraman askerlerle omuz omuza cephede ve cephe gerisinde mücadele vermiş kadın kahramanlarımızın isimlerini sizler için derledik.

NEZAHAT ONBAŞI

Atıyla 600 kişilik alayın önünü keser!

Bazıları cephede kıran kırana çarpıştılar. Kimisi keskin nişancılık yaptı, kimisi bambaşka katkılarla, bambaşka kahramanlıklarla tarihe geçti. Nezahat Onbaşı işte bu kahramanlardan biri... Nezahat Hanım'ın babası Albay Hafız Halit Bey, Gediz Cephesi'nde çarpışan 70. alayın komutanıdır. Nezahat Hanım'ın annesi vefat etmiştir, hayatı çocukluğundan beri cephe cephe gezerek geçmiştir.
Gediz Cephesi'nde savaşın kötüye gitmesi bazı erlerin geri çekilmesine, kaçmayı düşünmesine sebep olur. İşte o noktada Nezahat Hanım'ın kahramanlığı devreye girer. Bazı erler dediğimize bakmayın, Nezahat Hanım atıyla 600 kişilik bir alayın önünü keser, ''Ben babamın yanına ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz!'' diye bağırır. Erler bunun üzerine cepheye dönerler, Nezahat Hanım ile birlikte savaşırlar, Gediz cephesini geri alırlar. Nezahat Hanım bu savaştan sonra onbaşı rütbesini alır, Nezahat Onbaşı olarak anılmaya başlar. Yalnız önemli bir ayrıntı daha var:
Nezahat Onbaşı, bu rütbeyi kazandığında henüz 12 yaşında küçük bir kız çocuğudur! Türkiye Büyük Millet Meclisi, 30 Ocak 1921 tarihli oturumunda Kurtuluş Savaşı'mızın ilk İstiklal Madalyası'nı da Nezahat Onbaşı'ya takdim edilmesi kararlaştırılır.

MÜCAHİDE HATİCE HANIM

Kadın olduğunu kimse bilmiyordu!

Tarihe gömülmesine neredeyse ramak kalmış, kahramanlar kahramanı bir hanımefendi Mücahide Hatice Hanım. Tarihi bilgiler, belgelerle dolu internette, okul kitaplarında ismi neredeyse hiç geçmiyor, ismini ancak küçük derlemelerde, küçük paragraflarda okuyoruz. Halbuki hikayesi filmlere konu olacak kadar çarpıcı!
Mücahide Hatice Hanım, Anafartalar cephesinde 56. fıkrada mehmetçiklerle omuz omuza çarpışan bir kadın askerdir. Anafartalar'dan sonra diğer savaşlara da katılır, İzmir'de Yunan ordusuna esir düşer, İnönü Muharebeleri başta olmak üzere Kurtuluş Savaşı'nın birçok cephesinde canını dişine takarak çarpışır. Tek bir farkla! Gelin, kendi açıklamasından okuyalım;
“İzmir’in Kemalpaşa (Nif) kazasının Ahmetli köyünden Hacı Halilzâdeler’denim. Babam merhum Mehmet Efendi’dir. Çanakkale Anafartalar’da 56. fırkada silahımla muharebelere iştirak ettim. Adım Ahmet idi. Benim kadın olduğumu kimse bilmiyordu. Şarapnel ve kurşunlarla dokuz yerimden yaralandım. Milli muharebelerimize de gönüllü iştirak ettim...” Zafer-i Milli Gazetesi, 20 Mart 1926.

ZEYNEP MİDO ÇAVUŞ 

Tek başına cephede savaşır!

Kurtuluşumuzun sadece Anadolu sınırlarında doğan insanlarla kazanılmadığı, ilkokul birden itibaren bildiğimiz bir gerçek. Hatırlatalım; Mustafa Kemal Atatürk'ın doğduğu kent, bugün Yunanistan sınırları içinde yer alan Selanik O halde bir de Kosovalı kahramanları hatırlatalım;
Çanakkale Savaşı'na Anadolu illerinde doğan askerlerin yanı sıra eski Osmanlı toprağı Kosova'dan gelen gönüllüler de katılır, sekiz tabur asker vatani görevlerini kanlarının son damlasına kadar gerçekleştirirler. Bu taburlardan biri Gora-Dragaş bölgesindendir; içinde de yalnızca erkekler değil, kadınlar da vardır!
Bu kadınlardan biri de Dragaşlı Zeynep Mido Çavuş'tur...
Zeynep Mido Çavuş ailesini Kosova'da bırakır, tek başına cepheye gider, şehit olur. Bu hikayenin bir başka etkileyici tarafı, Zeynep Mido Çavuş'un o sırada bekâr ve gelinlik çağında olmasıdır. Zeynep Mido Çavuş'un hikayesi Gora ve Dragaş'ta halâ dilden dile anlatılır.

SAFİYE HÜSEYİN ELBİ

Reşit Paşa Vapuru'nun yardım meleği

İngiltere'de deniz ataşeliği yapan Ahmet Paşa?nın kızı olan Safiye Hüseyin Elbi, Avrupa'da eğitim almış ilk hemşirelerdendir. Çanakkale Savaşı'nda gönüllü hemşirelik yapan Elbi, hastane gemisine dönüştürülen vapurlardan biri olan Reşit Paşa Vapuru'nda görev alır. Burada yaşananları, Reşit Paşa'ya bindik. Çanakkale'ye geldik, Akbaş mevkiinde demirledik. Hastaları, yaralıları toplamaya başladık. Ne yaralılar, ne yaralılar. Şu parmakları görüyor musunuz? Ben bu parmaklarımla kaç delikanlının gözlerini bir daha açılmamak üzere kapattım.' sözleriyle aktaran Elbi, Balkan savaşlarında da bulunmuştur.

HEMŞİRE ERİCA

Hem dikti hem yaraları sardı!

Doktor Ragıp Bey'in eşi olan Alman asıllı hemşire Erica'nın, savaşın en şiddetli anında köylü kadınlar arasında birliktelik sağlayarak orduya destek olduğu belirtiliyor. Orduya kıyafet, yorgan, yastık, çadır dikiminde rol alan hemşire Erica, köydeki kadınlardan sağladığı dikiş makinesiyle kendisi de pek çok şey dikmiş. Türk yaralıları tedavi ederken de, hastane ve hasta bakım yerlerini bombalayan düşmanın top mermisiyle can vermiş. Çanakkale'de Yalova köyü mezarlığında bulunuyor.

Son Dakika Kadın Haberleri için sayfayı aşağı kaydırın.

YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal