Dilekçede Garipoğlu ailesinin, ne kişisel verileri koruma kanunu hükümleri kapsamında silinmeleri girişiminde bulunabildikleri, ne de sosyal medyadan kendilerine edilen hakaret ve tehditlere karşı herhangi bir hukuki girişimde bulunamadığı bildirildi.
Münevver Karabulut'un babasının yapmış olduğu ‘mezar açılsın’ talebinin reddedilmesi üzerine Garipoğlu ailesinin toplum nezdinde lince uğradığı dile getirilen dilekçede, "Geçmişte yapılan otopsi raporu ile de sabit olan, fakat toplumun belirli bir kesiminde karşılık bulan ve tüm bu tarafları töhmet altında bırakan, ilgili kuruluşlara, (Savcılık, Adli Teşkilat, Cezaevi Yönetimi ve Adli Tıp Kurumu) olan güveni zedeleyen gerçek dışı iddianın araştırılması için, oğlunun mezarının açılmasına muvafakat (razı olmak) ve hatta talep edecektir. Böylece gerçeğin bir kez daha ortaya çıkarılmasını isteyecek kadar elem ve ızdırap duymuştur" ifadeleri kaydedildi.
Dilekçede, ‘söz konusu iddianın gerçek ise ortada bir suç olacağı ve suçun işlendiği yerin de Silivri Cezaevi olması dolayısıyla söz konusu 'Feth-i Kabir' kararı alınması ve DNA eşleştirmesi yapılarak gerçeğin ortaya çıkarılması’ talep edildi.
Tüm kamuoyunun yıllardır merakla beklediği ve ara ara halen gündeme gelen Cem Garipoğlu'nun gerçekten intihar mı ettiği yoksa cezaevinden firar mı ettiğine ilişkin sorular 'Feth-i Kabir' ve DNA eşleştirmesi işlemiyle cevaplanacak.