Temmuz ayına ilişkin ödemeler dengesi verileri, Türkiye'nin dış ticaret açığının 5 milyar 102 milyon dolar olduğunu ortaya koyuyor. Ancak hizmetler dengesi, özellikle turizm gelirlerinin etkisiyle önemli bir katkı sundu. Hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 6 milyar 873 milyon dolar olarak gerçekleşirken, seyahat kaleminden elde edilen net gelirler 5 milyar 601 milyon dolara ulaştı.
Birincil gelir dengesi kaleminde 1 milyar 271 milyon dolarlık net çıkış kaydedilirken, ikincil gelir dengesi kaleminde 66 milyon dolarlık net giriş elde edildi.
Bakan Şimşek’ten Değerlendirme: "Cari Açık 20 Milyar Doların Altına Geriledi"
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, cari denge verilerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Şimşek, cari açığın 20 milyar doların altına düştüğünü belirterek, bu gelişmenin Türkiye ekonomisi için pozitif bir sinyal olduğunu vurguladı. Ayrıca Şimşek, altın ve enerji fiyatlarındaki oynaklıkların cari dengede önemli bir rol oynadığını ifade etti ve hükümetin sürdürülebilir cari denge hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığını yineledi.
Cari Dengenin Önemi ve Geleceğe Yönelik Beklentiler
Türkiye'nin cari dengesindeki iyileşme, özellikle turizm ve hizmetler sektöründeki güçlü performans sayesinde gerçekleşti. Altın ve enerji harici cari dengede görülen fazla, Türkiye’nin dış ticaret açığını kontrol altına alma konusunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Şimşek şunları kaydetti:
"Temmuzda yıllık cari açık 20 milyar doların altına geriledi.
Düşen cari açık ve artan dış kaynak girişleri kalıcı rezerv birikimine katkı sağlıyor. Uygulamaya koyduğumuz programımıza olan güven sayesinde sermaye girişleri (rezerv hariç net hata ve noksan dahil) son bir yılda 43,3 milyar dolara ulaştı.
Temmuzda 10 yılın en yüksek aylık portföy girişi gerçekleşirken son bir yılda toplam giriş 34,5 milyar dolar oldu. Geçen yıl yüzde 0,5’e kadar gerileyen yurtdışı yerleşiklerin Devlet İç Borçlanma Senedi stokundaki payı temmuzda yüzde 8,7’ye çıktı.
Bankacılık ve reel sektörün tahvil dahil dış borç çevirme oranları geçen yılın ilk beş ayında yüzde 97 ve yüzde 73 seviyesindeydi. Temmuzda yıllıklandırılmış oranlar sırasıyla yüzde 162 ve yüzde 121’e yükseldi.
Makroekonomik ve finansal istikrarda elde ettiğimiz kazanımları yapısal reformlarla kalıcı hale getirmeyi ve daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz. Özellikle teknolojik dönüşümü hızlandıran, rekabetçiliği artıran ve finansman kalitesini iyileştiren uluslararası doğrudan yatırımları ülkemize çekmeye yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz."