Coronavirüs salgının yaz aylarında da devam ediyor olması alerjik hastalığı olan kişileri endişelendirmeye başladı. Özellikle polenlerin havaya yayılmasıyla birlikte ortaya çıkan alerji tablosu virüs belirtileri ile benzerlik göstermesinden dolayı uzmanlar, paniğe kapılmaması için vatandaşları uyardı. Ateş, şiddetli kas eklem ağrısı gibi belirtilerin alerjide görülmediğini dile getiren uzmanlar, vatandaşların bu süreçte hem beslenme şekline dikkat etmeleri, hem de alerjen maddelerden uzak durmaları konusunda öneride bulundu.
ALERJİLER İHMAL EDİLMEMELİ
Mevsim geçişleri ile birlikte alerjik şikayetler de artmaya başladı. Bazı zamanlar bu durumu gıdalar tetiklese de başlıca etken solunum yoluyla aldığımız alerjenlerdir.
Alerjinin ihmal edilmemesi gerektiğini konusunda uyarıda bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sedat Akyol, “Tedavi edilmeyen alerjiler astıma hatta Coronavirüse benzeyebilir. Böylece günlük yaşam ve uyku kalitemizin yanı sıra “Bana ne oluyor?” kaygısıyla psikolojimizin, hatta bağışıklığımızın etkilenmesine neden olabilir. Bu sebeple Covid19 sürecinde daha dikkatli olmalıyız. Havada polen yükünün arttığı bahar aylarında gözde kızarma-kaşıntı-batma, burunda tıkanma-akma, defalarca hapşırma, ciltte kızarma-kaşıntı gibi şikayetlerle hastanelere başvuranların sayısında artış gözlemliyoruz. Ancak bu sene virüs bulaşma korkusu yüzünden tedavi edilmeyen alerjik kişiler olabilir. Adı konmamış bu şikayetler uzadıkça kuru öksürük, nefes darlığı gibi astımsı belirtilere döner, hem kişinin kendisi hem de etrafı için tedirginlik yaratır. Ayrıca sürekli yüzümüz gözümüz ile uğraştıkça diğer etkenlerin bulaşmasına neden olur. Peki, alerjiyi virüsten nasıl ayırırız? Basitçe alerjide ateş ve yaygın-şiddetli kas eklem ağrısı olmaz” diye konuştu.
GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ÇOK ÖNEMLİ
Beslenme şeklinin de çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Akyol, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Kişiler bu dönemde kendilerine alerji yapmadığını bildikleri yüksek c vitamin kaynağı yaz meyve-sebzelerini bolca tüketmeli. Aynı zamanda havalar ısındı, artık daha çok terleyip sıvı kaybediyoruz, öyleyse yaz moduna geçmeli, toksinlerin rahat atılabilmesi için bol su içmeliyiz. Yine Korona döneminde evlere kapandık, az hareket edip çok uyuduk, hantallaştık, daha erken yatıp kalkmalı, yürümeli, miskinlikten kurtulmalıyız. Ayrıca adeta ikinci beynimizi olan bağırsak mikrobiyotası ve bağışıklık sistemi arasında kuvvetli bir bağ var, dolayısıyla bağırsak florasını destekleyen elma-muz-yoğurt gibi prebiyotik gıdaların ve probiyotiklerin kullanılması alerji hastalarında şikayetlerin azalmasını sağlayabilir. Alerjiyi küçümsemeyin, daha büyük sonuçlar doğurmadan tedaviye başlayın.”