Bölgede Belirleyici Güç Türkiye ve 'Türkiye Ekseni'

Bir ülkenin varolduğu bölge ile kendini özdeşleştirerek bölgesel güç olması için, genel olarak bölge ülkeleri ve özel olarak o bölgeyi etkileyen küresel güçler tarafından kabul edilir olması gerekiyor.

03.10.2020-15:43 - (Son Güncelleme: 03.10.2020-16:49) Bölgede Belirleyici Güç Türkiye ve 'Türkiye Ekseni'
Bölgesel güç kavramı uluslararası literatürde en basit tabiri ile; yaşadığı coğrafyanın siyasetini etkileme ve belirleme yeteneğine sahip ülke anlamına gelmektedir. Elbette kendini bölgesel güç olarak niteleyen bir ülke uzun vadede ''büyük güç'' olma kapasitesine de sahip olması yine bu kriterlerden birisidir.

Bugünün uluslararası sisteminin başlangıcı 1. ve 2. Dünya savaşı'ndan sonra şekillenen güçlü ulus devlet yapısından oluşuyor denilebilir. Ancak yüzyıla dayalı bu deneyim ve küreselleşme gelişmeleri artık göstermiştir ki; bu sistemi kuran hegomanik devletler ile Dünya düzeni daha fazla sağlıklı bir şekilde ilerleyemeyecek..

Gerek eşit gelir dağılımı sağlamayan ekonomik düzen, gerek sistemi kuran bir elin parmakları kadar ülkenin kararları ile şekillenen bir politik düzen, gerekse modern kölelik sistemine dayalı bu yaklaşımın daha fazla sürdürülebilir olmadığı artık ortaya çıkmıştır.

İşte bu noktada Türkiye insiyatif almaya başlamış ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Dünya 5'ten büyüktür'' çıkışı ile başlayan süreç, etkili dış politika ve bölgesel insiyatif hamleleri ile taçlanarak kendisine alan açmıştır.

Gelinen noktada artık bölgede bir ''Türkiye Ekseni'' kavramının belirgin bir şekilde ortaya çıktığı tüm dünya tarafından görülmektedir.

Makalenin başında vermiş olduğum Bölgesel Güç tanımı doğrultusunda son dönemdeki Türkiye dış politikasını gözden geçirdiğimizde Türkiye'nin nasıl bir noktaya geldiğini daha net bir şekilde anlayabiliyoruz.

Türkiye 1920'lerden bu yana değişik zamanlarda ABD-Batı Ekseni'ne ya da Rusya Ekseni'ne yaklaştığına dair bir çok kez yaftalanmış, hatta 90'lardan sonra literarürümüze giren Eksen Kayması söylemine defalarca maruz kalmıştır.

Aslında bu söylemler o dönemin politikalarına baktığımızda pek de haksız değildir. Türkiye uzun bir süre kendisini bu iki eksen arasında git-geller yaparken bulmuştur. ABD'nin ve Batı'nın etkisinde uzun yıllar kalarak, ABD'nin bir uç eyaleti gibi davrandığı yılları, AB'nin kapısında 'ne derlerse yapmak' sureti ile onyıllarca bekletildiğini inkar etmemiz mümkün değildir.

Fakat Türkiye özellikle 'Dünya 5'ten büyüktür' çıkışını referans alabileceğimiz 2014 yılından sonra tabir yerinde ise tam bağımsız bir dış politika izleyerek, 'Türkiye Ekseni'nin ve bölgesel bir güç olmanın temellerini atmıştır.

O süreçten bu sürece neler mi yaşanmadı?

Türkiye ABD'ye ve Rusya'ya rağmen sınırında kurulmak istenen bir terör devletine karşı Suriye'de 3 büyük askeri operasyon gerçekleştirdi.

ABD'ye ve İsrail'e rağmen Irak'ta sözde bağımsız bir Kürt devleti çabalarını hüsrana uğrattı.

Rusya ve ABD'ye rağmen YPG/PYD yapılanmasının Suriye'de etkin olmasını engelledi.

Yine ABD'ye rağmen Irak'ta 60 yıldır yuvalanan PKK'ya, bölgeyi ve Kandil'i dar etti, tarihinin en büyük terör operasyonlarını düzenledi.

S400'ler dahil bir çok aldığı bağımsız karar nedeni ile defalarca ekonomik tehditler ve saldırılarla karşı karşıya kaldı ve bertaraf etti.

Bütün engelleme çabalarına ve ürün ambargolarına rağmen milli ve yerli silah teknolojisi ile devrim yaptı ve dengeleri altüst etti.

Doğu Akdeniz'de neredeyse tüm batı ülkelerine rağmen hakkı olan MEB alanlarını savundu ve sondaj faaliyetlerini yerine getirdi, getirmeye devam ediyor.

Libya'da yine Batı ülkelerine ve Rusya'ya rağmen dik durdu, net sonuçlar aldı ve almaya devam ediyor.

Batı'ya ve Rusya'ya rağmen 30 yıldır çözülemeyen Karabağ sorununda yine etkin bir söz sahibi olarak dengeleri değiştirdi ve Azerbaycan'ın önünü açtı.

Afrika'da, Kafkaslarda ve Ortadoğu'da etkin faaliyetlerini ise her geçen gün arttırarak devam ediyor.

Bugün gelinen noktada ne ABD, ne AB, ne de Rusya bölgede Türkiye'nin “olur vermediği” hiç bir kararın hayata geçirilemeyeceğini gördü ve görmeye devam ediyor.

Evet; artık Türkiye bölgesel bir güç olarak varlığını kabul ettiriyor. Ve bu bölgesel güç; ne ABD-Batı Ekseni ne de Rusya ekseni arasında git-gel yaşamıyor. Oluşturduğu “Türkiye Ekseni” ile yoluna devam ediyor.

Ve bilinmelidir ki; ''Türkiye Ekseni'', uluslararası işbirliğini önemsiyor, masalardan kaçmıyor ama kendi milli önceliklerine göre hareket ediyor ve çıkarlarını sonuna kadar koruyor...

Adem KILIÇ
Yazar / Siyaset Bilimci
YORUM YAZ..
Modal