Benliğini yitirmiş demokratlar

Trump'ın zaferi, Soğuk Savaş sonrası dış politika ortodoksluğundan kopmanın hem sağlam hem de akıllı politika olduğuna işaret ediyor.  Bu satırlar kaleme alınırken bile Trump'ın ulusal güvenlik ekibi hala şekilleniyor. HABER 365 Politika Editörü Hasan Birgül yazdı..

18.11.2024-12:37 - (Son Güncelleme: 18.11.2024-15:36) Benliğini yitirmiş demokratlar

Dünya artık, eskisi gibi güllük gülistanlık değildir. 2024 yılı tüm dünya için bölgesel tehditlerin çoğaldığı, savaşların bitmediği, ekonomik krizlerin baş gösterdiği farklı bir dönemi beraberinde getirmiştir. Genel anlamda ABD siyaseti bölgesel baskısını 2024 seçimlerinden sonra planlamayı uygun olacağını düşünüyor. Biden‘ın başkanlıktan çekilmesi Kamala Harris’in ekmeğine yağ sürmüş gözükse de sonuçlar demokratlar için tamamen hezimet oldu. 

Demokratlarında, asıl istekleri Biden'ın Başkalık yarışından çekilmesi ve organize olmuş bir liderlik kadrosuyla genel retoriği oluşturmaktı. Ama istedikleri gibi olmadı. İsrail Terör Devleti sırtını lobileriyle ABD ve onların doymak bilmeyen senatörlerine dayanarak soykırım gerçekleştiriyor ve buna karşı insanlık olarak Uluslararası Hukuku yok sayıyor. Çoğu demokrasilerde, bir seçimden sonraki birincil endişe, kazananların kampanya vaatlerini yerine getirememeleridir. 2024 ABD başkanlık seçimleri, yeni seçilen liderin gerçekten izleyeceği aşikâr bir korkunun olduğu nadir durumlardan biridir.

Amerikan tarihinin en çalkantılı başkanlık seçimlerinden birinin ardından toz çöktüğünde, birçoğu Başkan seçilen Donald Trump'ın ekonomik gündemini yerine getirip getirmeyeceğini veya kampanya vaatlerini yerine getirdiğini varsayarak politikalarının ABD ve geri kalanı üzerinde ne gibi etkileri olacağını sorguluyor dünyanın. Asıl endişe bu saatten sonra Trump değil kabinesi olmalıdır. 

Neden mi? İsrail lobilerinin mamaladığı kabineden bahsediyoruz. İsrail soykırımının hukuksuzluğunu örtbas edecek bir kabine göreve geldi. ABD lobileri, İsrail’den Kasım ayında gerçekleşecek seçimler için ciddi anlamda fon destekleri almıştı. Trump'ın zaferi, Soğuk Savaş sonrası dış politika ortodoksluğundan kopmanın hem sağlam politika hem de akıllı politika olduğuna işaret ediyor. Fakat Washington'daki birçok Cumhuriyetçi hala ABD'nin müdahaleci bir dış politika izlemesi gerektiğine inanıyor; ben bu yazıyı yazarken bile Trump'ın ulusal güvenlik ekibi hala şekilleniyor.  

Ancak, personel kararları ne olursa olsun, ABD dış politikası seçimden ipuçları almalı ve stratejik iflas riski, ABD savunma sanayi üssünün aşırı çalıştığı gerçeği ve ikinci dönem bir yöneticinin yeniden seçilme baskısından kurtulmasının sağladığı göreceli esneklik etrafında yeniden yönlendirilmelidir. Liberal değerlerin hegemonyasını sürdürmek yerine Amerikan çıkarlarına öncelik veren bir dış gerçekçilik ve kısıtlama politikasını daha tam olarak benimseyecekler. Genel anlamda bölgesel savaşlar ve devlet dışı aktörlerin etkisiyle kaos dönemindeyiz. İsrail’in uluslararası terör sorunu bölgeyi endişe verici bir kısır döngüne doğru sürüklediği gerçeğini, komplo teorilerinden sıyrılarak ele almalıyız. 

İran’la yaşanan gerilim, belli bir etkisizliğin bileşimi gibi karşımıza çıkmakta saygıdeğer okurlar. Ben Gurion’un harika bir sözü geliyor aklıma ben Arapların yerinde olsam asla İsrail ile anlaşma yapmam. İnsan geçmiş dönemde kendini bilmesi de çok büyük bir erdemdir aslında, karşılaştığımız soykırım azımsanacak ve görmezden gelinecek bir durumda değil, tüm dünyanın gözlerinin içine bakarak soykırım yaptılar. Ve bu yetmezmiş gibi BM Genel Kurulunda boş koltuklara konuşma yaptılar. Dünyanın dağıldığını hisseden Amerikalılar için Donald Trump'ın toplumsal düzene geri dönüş vaadi açıkça ilgi çekici geliyor. Fakat eski başkanın dürtüsel kişiliği, dengesiz liderlik tarzı ve görevdeki ilk dönemindeki düzensizlik, yeniden seçilirse yalnızca daha fazla kaos getireceğini de aynı derecede bizlere sunuyor. Trump dönemi beraberinde birçok sorunu savaşı ve karşıtlığı da beraberinde getirecek.

 

 

YORUM YAZ..
Modal