Türkiye’de ilk olarak 2010 yılında tespit edilen Batı Nil Virüsü, Sağlık Bakanlığı'nın ağustos ayında yaptığı açıklamaya göre, bu yıl altı kişide görüldü. Ancak uzmanlar sahadan gelen bilgilere dayanarak 2024’te Türkiye genelinde çok sayıda vakanın olduğu görüşünde.
Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül’e göre, 2024 yılında İstanbul’da yüzlerce vaka kaydedildi. Prof. Dr. Ergönül, "Avrupa Yakası’ndaki Küçükçekmece, Büyükçekmece, Beylikdüzü ve Avcılar gibi ilçelerde sivrisineklerin yoğun olduğu göl ve gölet çevresinde vaka sayısı artış gösteriyor" dedi.
İstanbul dışındaki vakaların ise Edirne, Kırklareli, Bursa, Adana, Osmaniye ve Antakya gibi şehirlerde de görüldüğü belirtiliyor.
SONBAHARDA AZALIYOR
Uzmanlara göre, virüsün sebep olduğu hastalık genellikle sonbahar bitiminde azalıyor. Ancak küresel iklim değişikliği nedeniyle bu süreç uzayabiliyor. Prof. Dr. Ergönül, "Eskiden Kasım ayına kadar süren sivrisinek dönemi, iklim değişikliği yüzünden artık daha uzun sürebiliyor" dedi. İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ise kliniklerinde Kasım ayında henüz vaka görülmediğini ancak yaz ve sonbahar aylarında sayının oldukça fazla olduğunu söyledi.
HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI?
Prof. Dr. Yavuz, sivrisineklerin evlere girmesini engellemek için sineklik takılması, sivrisinek yoğun bölgelerde uzun kollu giysiler giyilmesi ve sinek kovucu spreylerin kullanılması gerektiğini vurguladı. Sağlık Bakanlığı ise, su birikintilerinin kurutulması, vantilatör kullanımı ve kapalı alanlarda sineklerin uzak tutulması gibi önlemler öneriyor.
Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ergönül, “Geçmeyen yüksek ateş, baş ağrısı, bilinç bulanıklığı, kas zayıflığı gibi belirtiler hissedilirse vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalı" diyerek vatandaşları uyardı.
ISIRIKLARLA BULAŞIYOR
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Batı Nil Virüsü, sivrisinek ısırıklarıyla bulaşıyor ve çoğu insanda belirti göstermiyor. Ancak virüs bulaşan kişilerin yüzde 20’sinde ateş, baş ağrısı, yorgunluk gibi belirtiler görülebiliyor. Hastalığın bir aşısı veya doğrudan tedavisi bulunmadığından, özellikle risk grubundaki kişilerin dikkatli olması gerektiği belirtiliyor.
ARTAN SAĞLIK SORUNU
Batı Nil Virüsü, Türkiye'de son yıllarda artan bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor. Bu virüs, sivrisinekler aracılığıyla insanlara bulaşan zoonotik bir hastalıktır. Genelde yaz sonu ve sonbahar başlarında görülmektedir. Batı Nil Virüsü, virüsü taşıyan kuşlardan sivrisineklere, ardından insanlara bulaşır. Çoğu insan virüsü belirtisiz geçirir veya hafif semptomlar yaşar; ancak bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde ve yaşlılarda ciddi nörolojik sorunlara yol açabilir.
İLK NEREDE GÖRÜLDÜ?
BNV, ilk olarak 1937 yılında Uganda'daki Batı Nil bölgesinde görüldü ve adını buradan aldı. Virüs, özellikle tropikal ve subtropikal iklim bölgelerinde yaygındır; ancak son yıllardaki iklim değişiklikleri, artan seyahatler ve kuş göçleri gibi faktörler nedeniyle Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya gibi farklı kıtalarda da görülmeye başlanmıştır.
1999 yılında New York'ta ortaya çıkan bir salgın, virüsün Kuzey Amerika'ya yayıldığını gösteren ilk önemli olaylardan biri oldu. Bu salgın sonrasında ABD'de yayılmaya devam eden virüs, diğer kıtalarda da görülerek küresel bir sağlık sorunu haline geldi.
Hastalığı taşıyan sivrisineklerin başlıca üreme alanları;
- Irmak kenarları, havuzlar, kuyular, yağmur suyu ile yerde, kayalıklarda oluşan su birikintileri, bataklıklar, ağaç kovukları, erimiş kar suları, su dolu lastik ve tenekeler gibi her çeşit yapay su birikintileridir.
Belirtiler ve Risk Grupları
Batı Nil Virüsü Enfeksiyonun inkübasyon süresi 3-14 gündür. Hastalık belirtileri olarak ateş, baş ağrısı, halsizlik, kas ağrıları, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal, cilt döküntüsü, kas titremesi ve kasılmalar, uyku hali, koma görülebilirken nadiren ölüm görülür. Nörolojik hastalık ve ölüm yaşlı hastalarda daha sık görülmektedir.
En çok hangi ilçelerde arttı?
Ergönül, 2024'te ise İstanbul'da özellikle Avrupa yakasında, Küçükçekmece, Büyükçekmece, Avcılar ve Beylikdüzü bölgesinde artış gösteriyor. Bu durumun, bölgelerdeki göl ve göletlerde yoğunlaşan sivrisinek nüfusundan kaynaklandığı ifade ediliyor.
Hastalıktan Korunmak İçin;
- Sivrisinek sokmalarına karşı önlem alınmalıdır.
- Pencerelere ve kapılara sineklik takılmalı.
- Sivrisineklerin aktif olduğu saatlerde (güneş battıktan sonra) açık alanda fazla kalınmamalı, kalınması halinde kapalı giysiler giyinmeli.
- Kapalı ortamlarda, hava dolaşımı yaratacak vantilatör, klima gibi cihazlar kullanılmalıdır.
- Sivrisinek üreme alanları yok edilmelidir.
- Açık foseptik çukurlar kapatılmalıdır.
- Evlerin yakınındaki küçük su birikintileri kurutulmalıdır.
- Hayvan sulukları ve yalakları düzenli olarak temizlenmeli, içindeki sular haftada en az üç kez değiştirilmeli.
- Suyu biriktiren kap ve oyuncaklardaki sular boşaltılmalı, kullanılmadığında ters çevrilmeli.
- Lastik tekerlek içleri, teneke kutular, boş saksılar, su varilleri gibi sivrisineklerin kolay üreyebildiği yerlerde su birikmesi önlenmeli ve bakımı sağlanmalı.
- Kapalı ortamlarda, hava dolaşımı yaratacak vantilatör, klima gibi cihazlar kullanılmalıdır.