Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, Başkan Erdoğan'ın ziyareti bağlamında Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinde yaşanan gelişmeleri ele aldı.
İlişkilerin durumu
Son zamanlarda Türkiye'nin 2017 yılında Katar'ın yanında yer alması dengeleri değiştirdiğini belirterek, 'Son zamanlarda gerçekleşen Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Suudi Arabistan ziyaretini de bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Osmanlı asırlarında devletleşme mücadelesi veren Suudilerin isyanlarına rağmen, iki ayrı mecrada seyreden Türkiye Cumhuriyeti ve Suudi Arabistan'ın kuruluşundan itibaren ilişkilerinin -zaman zaman kesintiye uğrasa da- dışa yansıyandan çok daha ileri olduğu bilinmektedir.' dedi ve sözlerine şu şekilde devam etti, 'Fakat Tunus'ta başlayan Arap Baharı karşısında Türkiye'nin aldığı tavır, 2015 yılında Koalisyon güçlerinin Yemen'de başlattığı savaş karşısında Türkiye'den beklenen desteğin gitmemesi ve özellikle 2017'de başlatılan Katar ablukasında doğrudan Katar'ın yanında yer alması, ilişkileri farklı bir zemine kaydırmıştır.' dedi.
Küresel ve bölgesel gelişmeler
Küresel güçlerin Orta Doğu'da bölgese ittifakların önüne geçtiğini belirterek, 'Son yıllarda dünya yönetiminde küreselci zihniyetin artık yeterli olamadığı hatta zarar verdiği ortaya çıkmış ve bölgesel ilişkilerin yeniden inşası mecburiyeti doğmuştur. Geçmişte bölgesel oluşumlar da küresel yönlendirmeler ile meydana gelirken, bugün buna ihtiyaç kalmamıştır. BM, NATO ve AB'nin yetersiz kaldığı sorunların çözümünün orta ve uzun vadede olsa bile bölgesel ilişkilerin geliştirilmesiyle mümkün olacağı anlaşılmıştır. Zira küresel güçler Orta Doğu'da mevcut etnik, mezhebi ve siyasi çeşitliliği daima kullanarak bölgesel ittifakların önüne geçmişler ve düşük, orta ve üst düzey çatışmaların sürekli olmasına sebep olmuşlardır.' açıklamasında bulundu.
Birçok alanda iş birliği
Eğitim, sağlık ve savunma alanlarında ileride ortak işler yapılacağını vurgulayarak, 'Bu ziyaretin her iki ülkede farklı değerlendirenlerin aksine bizim gibi ele alanlar da bulunmaktadır. Mesela Suudi Arabistan'ın en güçlü sesi olan Eş-Şarkul Evsat gazetesine bir demeç veren Cazan Startejik Araştırmalar Merkezi müdürü Abdurrahman Ba'şen, ziyaretin iki tarafın stratejik menfaatlerine katkı sunacağı ve özellikle Suudi Arabistan'ın 2030 iddialarını hayata geçirirken yapacağı özelleştirmelerde ve ayrıca Türkiye'nin eğitim ve sağlık alanındaki zengin tecrübesinden istifade edebileceğini beyan etmiştir.' dedi ve sözlerini şu şekilde sürdürdü, 'Bunlara ilave olarak Suudi yatırımcıların Türkiye'de farklı alanlara yönelebileceği gibi Türk müteahhitlik ve yatırım firmalarının da Suudi Arabistan'da geniş imkanlar bulacağını ilave eden Ba'şen, zor bir dönemden sonra bu ilişkilerin zaruret kesp ettiğini ileri sürmüştür. Bugüne kadar ABD, Çin hatta Rusya'ya bağımlı olan Suudi Arabistan savunma ihtiyaçlarının en azından bir bölümünün özellikle İHA ve SİHA'ların Türkiye'den tedarik edilmesi iki tarafın menfaatine olabileceği gibi, kullanım anlaşmalarının da bölgesel güvenliğe yansıyacağı muhakkaktır.' açıklamalarında bulundu.