Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, videoyu, Twitter hesabından ''Dünyanın dört bir yanında; aynı ses, aynı heyecanla! İstiklal Marşı 100 Yaşında'' notu ile paylaştı. İstiklal Marşı'nın, Almanya'dan Kazakistan'a, Malezya'dan Amerika'ya Güney Kore'den Tunus'a birçok farklı noktadan çalındığı görüntülerin birleştirilmesi ile hazırlanan videoya, 24 ülkeden sanatçılar katkıda bulundu.
İSTİKLAL MARŞI NEREDE NE ZAMAN YAZILDI
Maarif Vekaleti, Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlarında, İstiklâl Harbi'nin millî bir ruh içerisinde kazanılması imkânını sağlamak amacı ile 1921'de bir güfte yarışması düzenledi. Yarışmaya toplam 724 şiir katıldı. Eser gönderenler arasında Kazım Karabekir, Hüseyin Suat Yalçın, İsak Ferrara, Muhittin Baha Pars ve Kemalettin Kamu gibi tanınmış isimler de vardı. Son şiir gönderme tarihi olan 23 Aralık 1920'den sonra Eğitim Bakanlığı güfteleri analiz etmiş ancak içlerinde İstiklal Marşı olabilecek bir eser bulamamıştı.
Mehmet Akif, Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey'in kendine yazdığı 5 Şubat 1921 tarihli davet mektubundan sonra fikrini değiştirerek Ankara'daki Taceddin Dergahı'ndaki odasında, Türk Ordusuna hitap ettiği şiiri kaleme aldı ve bakanlığa teslim etti. Şiirde, şair Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hakk'a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirmiştir. Hamdul¬lah Suphi Bey, Âkif'in şiirinin önce cephede asker arasında okunma¬sına karar verdi.
Batı Cephesi Komutanlığına gönderilen şiir, askerin beğenisini kazandı İstiklâl Marşı, 17 Şubat 1921 tarihinde Hakimiyet-i Milliye ve Sebilürreşad gazetelerinde yayınlandı, on 2 gün sonra ise Konya'da Öğüt gazetesinde yer aldı. Ön elemeyi geçen yedi şiir 12 Mart 1921'de Mustafa Kemal'in başkanlığını yapmış olduğu meclis oturumunda tartışmaya açıldı.
Mehmet Âkif'in şiiri meclis kürsüsünde Hamdullah Suphi Bey tarafından okundu. Şiir okunduğunda milletvekilleri çok büyük bir heyacana kapıldı ve diğer şiirlerin okunmasına gerek görülmedi. Bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Akif'in şiiri coşkulu alkışlarla kabul edildi. Mehmet Âkif, kazandığı beş yüz liralık ödülü yoksul kadın ve çocuklarına iş öğreterek yoksulluklarına son vermek için kurulmuş olan Darülmesai'ye bağışladı. Şair ayrıca, İstiklâl Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiş ve İstiklâl Marşı'nın güftesini, şiirlerini topladığı Safahat'a dahil etmemiştir.
İSTİKLAL MARŞI BESTESİ
Milli mücadeleden dolayı yavaş yürüyen ve geciken beste yarışması, cumhuriyetin ilanından sonra yeniden gündeme geldi. 1924'te Ankara'da Maarif Vekaletinde bir kurul toplandı. Bu kurul, 24 müzisyenin bestesinin içinden Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etti. İstiklal Marşı, metni ve bestesiyle bütün okullara bildirildi. 1930 senesine kadar bütün okullarda denildi. Ali Rıfat Çağatay'ın bestesinin Türk müziğinin etkisi altında olduğu gerekçesi ile 1930 senesinde alınan karar uyarınca Osman Zeki Üngör'ün bestesi benimsendi.