Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık, Türkiye’nin Çin’den sipariş ettiği aşıların sözleşmesinin açıklanması gerektiğini belirterek ‘Sanki ‘paran kadar aşı geliyor’ durumundayız. Ne kadar para verebiliyorsan Çin firması da o kadar aşı gönderiyor diye düşünüyorum’ dedi.
Önümüzdeki haftadan itibaren okulların açılma sürecini de değerlendiren Saltık, Sinovac aşısının koruyuculuğunun yüzde 50.56 olduğunu belirterek ‘Bütün önceliği sadece okullara versek bile ancak 2 ay sonra yarı oranda bir bağışıklık sağlamış olacağız. İki öğretmenden biri aşılı ve bağışıklı, diğeri değil. Yapılacak en iyi işlerden biri, en az 2-4 hafta tam kapatma ile salgının hızını düşürmek ve kontrol edilebilir hale getirmek. Ondan sonra da gıdım gıdım azaltılan sıkı önlemlerle zamana yayarak süreci devam ettirmek. Bütün öğretmenler, okul çalışanları, servis görevlileri aşılanmadı. Çocuklar da virüsü belirtisiz geçiriyor ve taşıyıcı oluyorlar. Hastalığı bulaştırmak bakımından en riskli küme kabul ediliyorlar. R0 değeri (bulaş değeri) 1’in üstünde. Birin altına inmedikçe okulları açmayı düşünmememiz gerekiyor’ ifadelerini kullandı.
>Virüsün mutasyon geçirdiğini ve bunun aşılamayı da etkileyebileceğini belirten Saltık, ‘Almanya’da iki doz aşı olmalarına karşın yaşlı huzurevlerinde salgın patlak vermiş durumda. O nedenle okulların açılması için hiçbir somut koşul görünmüyor. Buna karşın açmayı düşünüyor olmaları, ticari kaygılardan ve özel sektörü rahatlatmaktan olabilir. Ne yazık ki bir anonim şirket gibi yönetilen Türkiye’de ticari kaygılar öne çıkıyor’ dedi.
Sinovac aşısının mutasyondan daha az etkileneceğini açıklayan Prof. Dr. Ahmet Saltık, ‘Ancak aşının koruyuculuğu 50.65 olarak açıklandı. Mutasyon nedeniyle bu sayı düşerse aşının bir anlamı kalmayacak ve acil kullanım onayı yetkisi belki de kaldırılacak. Çünkü DSÖ, acil kullanım onayının yüzde 50 koruyuculuk üstünde olmak koşuluyla verilebileceğini açıklamıştı’ diye konuştu.