Uzmanından sosyal medya uyarısı: Dezenformasyon mafyaları var
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, sosyal medya platformları üzerinden yapılan dezenformasyon çalışmalarına ilişkin uyarılarda bulundu. Sosyal medyada dezenformasyon mafyalarının olduğunu ve fiziksel şiddet yerine tweet kullanıldığını ifade etti.
"Gerçek dünyada var olan mafyalar, çeteler, kurşunlar şimdilerde dijital medyada etrafımızı sarmış durumda. Dijital medyada dezenformasyon şiddeti ve bunların açtığı yaraları an ve an görüyoruz." dedi.
AA'da yer alan habere göre, Üsküdar Üniversite İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, "Gerçek dünyada var olan mafyalar, çeteler, kurşunlar şimdilerde dijital medyada etrafımızı sarmış durumda. Dijital medyada dezenformasyon şiddeti ve bunların açtığı yaraları an ve an görüyoruz." dedi.
Sosyal medya mafyası
Üniversite tarafından yapılan resmi açıklamada görüşlerine yer verilen Ünal, dönemlerinde sosyal medya platformlarında dezenformasyon ve saldırı için kullanıldığını ve bilgi kirliliğine karşı dijital medya okuryazarlığının önemli olduğunu ifade etti.
Dünya genelinde herkesin günlük yaşamının bir parçası olan sosyal medya platformlarının kriz anlarında ortaya çıkan dezenformasyon ve yalan haberler ile adeta bir mafya gibi hareket ettiklerini söyleyen Ünal, "Gerçek dünyada var olan mafyalar, çeteler, kurşunlar şimdilerde dijital medyada etrafımızı sarmış durumda. Dijital medyada dezenformasyon şiddeti ve bunların açtığı yaraları an ve an görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Ünal, sosyal medyada kurumları, kişileri itibarsızlaştırma ve linç kampanyalarına dikkat çekerek, Sosyal medyada dezenformasyon mafyaları var. İnsanlar kurşun yerine tweet atıyor." şeklinde konuştu.
Birinin başkaları tarafından şiddet gösterisi için toplu hastagler ile tt’ye çıkarıldığında toplumun gözünde statüsünün iptal edebileceğini belirten Ünal, "İptal kültürü olarak bilinen linç kültürünün mafyadan bir farkı kalmadı. Artık herkes bilerek ya da bilmeyerek kendi mafyasını kurdu. Bir düşünceye karşı hunharca karşı çıkışlar, daha ötesi kişiyi toplumdan silecek derecedeki toplu saldırılar yapılıyor. Türkiye'de yaşanan depremin yol açtığı kriz ortamında dezenformasyon ve yalan haber dolaşımının artması ile sosyal medyanın kötüye kullanımının nelere yol açabildiğini gördük." açıklamasında bulundu.
Ünal, sosyal medyanın kişileri doğrudan etkileyen bir mekanizması olduğunu belirterek "Canı isteyen istediğine saldırabiliyor, küfredebiliyor, karşısındakinin itibarına gölge düşürebiliyor, herhangi bir yaptırımla karşılaşmadan yalan söyleyebiliyor ve bununla prestij kazandığını düşünüyor. Trol hesaplar adeta sosyal medya mafyasına dönüştü. Ülke gündeminin yoğun olduğu dönemlerde, özellikle kriz dönemlerinde dezenformasyon ve yalan haber paylaşımları artıyor. Gündeme gelmek isteyen, kötü niyet besleyen, fırsatçılık yapmaya çalışan kişi ya da kişiler ve hatta kurumlar, sosyal medyada dezenformasyon yayarak prim yapmaya ya da hedefledikleri kişi ya da kurumları zarar uğratmayı amaçlıyor ve bunu ziyadesiyle yapıyorlar. Trol hesaplardan ya da gerçek hesaplardan fark etmeksizin cesaret örneği gösteriyorlar. Çünkü herhangi bir yaptırımın ve cezai uygulamanın olmadığı düşünülüyor.
Dezenformasyonun zarar vermek amacıyla kasıtlı olarak yanlış bilgi yayılması olarak tanımlanır. Dezenformasyon kasıtlı yanıltma amacı taşır, manipüle eder, bağlantıdan ve bağlamdan kopuk olur. Tamamen uydurma yoluyla belli bir eğilimi olan kişiler tarafından ortaya atılan iddialar da olabilir. Kişilerin doğru ya da yanlış bilgiyi ayırt edememesi, sosyal medyada gördükleri bilgiyi nasıl bir filtreden geçirmeleri gerektiğini bilmemesi ya da bilgiyi teyit etme motivasyonlarının olmamasını dezenformasyonun yayılma nedenleri olarak sıralamak mümkün. Yani kişilerin inandıkları kaynaktan gelen bilgiye inanma eğilimleri var. Yine önceden inanılan bilgiyle çelişiyorsa doğruluğunu araştırmadan reddetme eğilimi de olabiliyor. Ayrıca, kişilerin içinde bulundukları duygu durumun da dezenformasyona etkisi vardır. Kendi duygu ve düşüncesini pekiştirme ihtiyacından dolayı da doğruluğunu teyit etmeden dezenformasyonu yayabiliyorlar. Partizanlık ya da fenomenlik gibi etkenleri de sıralayabiliriz." İfadelerini kullandı.
Sosyal medya bileşenleri ile saldırılıyor
Doğru olup olmadığı belirli olmaksızın paylaşılan bir tweet içeriğinden çıkarımlar, algı yönetimleri, niyet okumalarına karşı harekete geçildiğine dikkat çeken Ünal, "Paylaşıma bir amaç yükleniyor ve bu amaç giderek gerçekleşiyor. Amaç algısı yayarak fitil ateşleniyor. Bir topluluğu, bir görüşü, dini inanışı, kültürü işe dahil ederek çıkarım yapmak, toplu ateş açmak gibidir. Amaç algısı yayılırken Trend Topic (TT), Hashtag (#), DM (Direct Message) gibi sosyal medya bileşenleri ile saldırılıyor." şeklinde konuştu.
Ünal, saldırı unsuru olarak kullanılan sosyal medya bileşenleri hakkında "Trend topic yapmak ülkemizde ve dünya genelinde oldukça yaygın bir saldırı tekniği olduğunu söyleyebiliriz. Siyasilerin yoğunluğunu hedef alan troller, her buldukları boşlukta çete savaşları yapıyorlar. Gerek hedeflerine gerek birbirlerine saldıran çeteler yer bulma telaşına giriyorlar, bu işler için para alıyorlar, aldıkça saldırıyorlar. Hashtag mekanizması ile yayılıyorlar.
Troller kendi içinde örgütleniyor, toplu saldırıyorlar. Böylece etki gücü yükseliyor. 'DM'ye gel' gibi kendi içinde şifreleri var. Saldırı stratejilerinde reklam ajanslarından, sosyal medya uzmanlarından destek alabiliyorlar. Kim hangi görselden ve ifadelerden etkileniyor diye araştırma yapıyorlar. Burada, sosyal medyadaki duygusal yayılımdan yararlanma söz konusu oluyor. Hatta bir görsel ile algı yönetimi gerçekleştirmek mümkün. Akabinde gerçek olmayan anlamlar ile olayın öznesine saldırı gerçekleşiyor." İfadelerini kullandı.
Ünal, sosyal medyadaki şiddet mafyasında Twitter'ın daha çok kullanıldığını kaydetti.
Medyanın toplumsal farkındalık ve uzlaşı sağlayamazsa, şiddet sarmalına ve mafya ortamına dönüşerek varlığını sürdüreceğini kaydeden Ünal, bireysel önlem olarak dijital medya okuryazarlığını hayata geçirmenin çözüm sürecinin olmazsa olmazlarından olduğunu belirtti.
Kriz dönemlerinde artıyor
Ünal, "En etkili çözüm kişinin bilinçli kullanıcı olmasını sağlamaktır ve bunu kişinin öz denetim ile kendisi yapması gerekir. İkinci çözüm yolu ise yasal uygulamalar olacaktır. Avrupa ülkelerinde örnekleri yıllardır olan sosyal medya yasasının ülkemizde de uygun şartlarda, özellikle kriz dönemlerinde uygulanması diğer bir önlem olarak ele alınabilir." dedi.
Genel olarak her şartta güvenlik konusunda farkındalık yaratmak gerektiğini vurgulayan Ünal, "Sosyal medyaya düşen, caps yapılan görseller bir daha silinmiyor. Sorgulamayan, araştırmayan milyonlarca sosyal medya kullanıcısı sahte bilgileri gerçek sanabiliyor. Sanal dünyada yapılan suikastlar insanlara ve kurumlara ciddi zararlar veriyor. Bu yüzden, teknolojinin faydalı kullanımına kişi, kurum ve kuruluşlar özendirilmeli ve bilinçlilik çalışmaları yaygınlaştırılmalı." açıklamasında bulundu.