30.04.2020-13:13
(Son Güncelleme:30.04.2020-13:11)
Sultan II. Bayezid döneminde Kara Nişancı lakabıyla tanınan Dâvud Paşa tarafından yaptırılan enlemesine dikdörtgen planlı cami İstanbul’un kıymetli camilerinden biridir.
Kara Dâvud Paşa Camii'nin Üsküdar'ın en eski camilerden olduğu bilinmekle birlikte, yapılışına dair bir kitâbesi yoktur. Fakat deprem, yangın gibi sebeplerle yapılan tamiratlara ilişkin kitâbeler mevcuttur. Bu kitâbelerden birinde cami Üsküdar'ın Ayasofya'sı olarak isimlendirilmiştir.
Kesme taş ve tuğla malzemelerden meydana gelen almaşık tarzda ilk olarak 1495 yılında inşa edilen ancak zamanla harap olan yapı ilk kez 17. yüzyılda onarılmış, ardından 1837'de Sultan II. Mahmut döneminde bir onarım daha görmüştür.
Daha sonra sırasıyla 1960, 1992 ve 2008 yıllarında onarılan caminin avlu kapısının sağında Alemdar Ahmet Baba'nın 1680 tarihli mezarı bulunur.
Cami enine dizili üç kubbe, sekiz sütunlu çatı ile örtülü son cemaat yeri ile sağ tarafında bulunan bir minareden oluşmaktadır. Son cemaat yerinin yanları duvarla kapatılmıştır. Orta kubbe yandakilere göre daha büyük ve daha yüksektir. Altta 15, üstte ikisi yuvarlak 12 pencere bulunmaktadır. Mihrâbı, yeni Kütahya çinileri ile kaplanmış, minberi ahşaptan yapılmıştır.
Cami, üç bölümlü bir zaviye özelliği taşımaktadır. Ortada asıl ibadet alanının iki yanındaki kısımlardan sağdakinin dershane, soldakinin şeyh makamı olduğu tahmin edilmektedir.
Kara Dâvud Paşa Camii'nin Üsküdar'ın en eski camilerden olduğu bilinmekle birlikte, yapılışına dair bir kitâbesi yoktur. Fakat deprem, yangın gibi sebeplerle yapılan tamiratlara ilişkin kitâbeler mevcuttur. Bu kitâbelerden birinde cami Üsküdar'ın Ayasofya'sı olarak isimlendirilmiştir.
Kesme taş ve tuğla malzemelerden meydana gelen almaşık tarzda ilk olarak 1495 yılında inşa edilen ancak zamanla harap olan yapı ilk kez 17. yüzyılda onarılmış, ardından 1837'de Sultan II. Mahmut döneminde bir onarım daha görmüştür.
Daha sonra sırasıyla 1960, 1992 ve 2008 yıllarında onarılan caminin avlu kapısının sağında Alemdar Ahmet Baba'nın 1680 tarihli mezarı bulunur.
Cami enine dizili üç kubbe, sekiz sütunlu çatı ile örtülü son cemaat yeri ile sağ tarafında bulunan bir minareden oluşmaktadır. Son cemaat yerinin yanları duvarla kapatılmıştır. Orta kubbe yandakilere göre daha büyük ve daha yüksektir. Altta 15, üstte ikisi yuvarlak 12 pencere bulunmaktadır. Mihrâbı, yeni Kütahya çinileri ile kaplanmış, minberi ahşaptan yapılmıştır.
Cami, üç bölümlü bir zaviye özelliği taşımaktadır. Ortada asıl ibadet alanının iki yanındaki kısımlardan sağdakinin dershane, soldakinin şeyh makamı olduğu tahmin edilmektedir.
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
DİĞER Kültür ve Sanat HABERLERİ