Türkiye'nin gökyüzündeki gözü AKSUNGUR'da heyecan verici gelişme: İlk kez görüntülendi
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen ve tasarlanan AKSUNGUR ile ANKA insansız hava araçları, Türkiye'nin gökyüzündeki gözleri olarak başarılı görevler yürütüyor. Son olarak AKSUNGUR'a entegre edilen sivil baz istasyonu sistemiyle afet durumlarında mobil iletişimin kesintisiz devamlılığı sağlanacak.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı'nın direktifleri doğrultusunda Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen ve üretilen yerli ve milli insansız hava araçları AKSUNGUR ve ANKA, Türkiye'nin gökyüzündeki gözleri olarak görev alıyor.
ANKA ve AKSUNGUR uzun süreli uçuşlarla ülkenin güvenliğinin teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne desteğini aralıksız sürdürmenin yanı sıra afet bölgelerinde de önemli görevlere imza atıyor.
Son olarak AKSUNGUR'a entegre edilen sivil baz istasyonu sistemiyle afet durumlarında mobil iletişimin kesintisiz devamlılığı sağlanacak. Bu sivil baz istasyonu sistemi İhlas Haber Ajansı tarafından ilk kez görüntülendi.
Öte yandan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girdikten sonra Mavi Vatan'da başarılı görevlere imza atan AKSUNGUR ve ANKA, yeni entegre edilen sistemlerle bu alanda da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gücüne güç katmaya devam ediyor.
Son olarak ANKA'ya entegre edilen SAR-Sentetik Açıklıklı Radar sayesinde Karadeniz'den İstanbul Boğazı'na sürüklenen deniz mayınları başarıyla tespit edilerek, SAT Timlerince güvenli bir şekilde imhası gerçekleştirildi.
Türk Havacılık Ve Uzay Sanayii İHA Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ömer Yıldız, AKSUNGUR'un ANKA altyapısının geliştirilerek onun mirası üzerine inşa edildiğini, dolayısıyla tek yer kontrol istasyonundan ikisinin de yönetilebildiğini vurguladı.
Yıldız, AKSUNGUR'un ANKA'nın çift motorlu hali olduğunu belirterek, "ANKA'nın mirası üzerine inşa ettik. Gövde ve aviyoniklerimiz aynı. Aynı kontrol istasyonundan hem AKSUNGUR'u hem de ANKA'yı yönetebiliyoruz. Aynı personelle, aynı yedek parça stoğuyla beraber idame ve işletme faaliyetlerini her iki uçak için de yapabiliyorsunuz" dedi.
'Mühimmatların taşınma görevini de AKSUNGUR üstlenmiş olacak'
Yıldız şöyle devam etti: "AKSUNGUR'u çift motorlu hale getirirken, ANKA'nın maksimum kalkış ağırlığı bin 700 kiloydu, bunu 3 bin 300 kiloya çıkardık. ANKA 350 kilogram faydalı yük taşırken AKSUNGUR 750 kilogram faydalı yük taşıyabiliyor. Bu faydalı yük kapasitesinin de artmasıyla beraber TEBER-82 dediğimiz lazer güdümlü, KGK dediğimiz kanatlı güdümlü mühimmatları da taşıyabiliyor."
Yıldız, bunların şuana kadar klasik olarak büyük uçaklar tarafından taşınan mühimmatlar olduğunu ve artık bu mühimmatların taşınma görevini AKSUNGUR'un üstlendiğini söyledi.
'Afet bölgelerinde GSM kapsamasını sağlayabileceğiz'
AKSUNGUR'a entegre edilen sivil baz istasyonu sistemine değinen Yıldız, "Baz istasyonu özellikle Orman Genel Müdürlüğü'nün çok ısrarla istediği bir özellikti. Bazen yangının çıktığı noktada GSM kapsaması olmuyor. O esnada uçaklarımız yangın komuta ve kontrol merkezine hem durumdan farkındalık hem havadan görüntü desteği veriyor" şeklinde konuştu.
Yıldız, yangın önleme araçlarında araç takip sistemleri olduğunu ve dolayısıyla bunların GPS'ten konumlarını bildiğini ve konumlarını merkeze bildirmeleri gerektiğini söyleyerek, "GSM şebekesine ihtiyaç oluyor, yerde yangınla mücadele faaliyetini yürüten unsurların haberleşmeleri bazen sorun olabiliyor. Orman Genel Müdürlüğü ile birlikte çalıştık ve entegre ettik. Bundan sonra afet bölgelerinde, yangın, deprem, sel ve diğer felaketlerde ihtiyaç olduğu zaman havadan GSM kapsamasını sağlayabiliyor olacağız' açıklamasında bulundu.
'60 saatleri zorlayacağımızı düşünüyoruz'
AKSUNGUR'un kendi alanında muadilleri arasında en iyiler içerisinde de yer aldığını vurgulayan Yıldız, "Bu uçağımız ANKA'dan farklı olarak daha uzun havada kalabiliyor. Prototip uçağımızla 50 saat havada kaldık. Seri uçağımızla henüz bir dayanıklılık uçuşu yapmadık ama 60 saatleri zorlayacağımızı düşünüyoruz. 50 saate yakın uçan uçaklarımız yere indiklerinde depolarında ilave olarak 10 saatlik daha yakıt var, yedekleriyle beraber. Şuan da MALE dediğimiz Orta İrtifa Uzun Havada Kalış sınıfında bu uçak bildiğimiz kadarıyla en iyisi" diye konuştu.
'Uçağı pistten bırakıyouz, kendisi görevini icra ediyor ve geliyor'
İlk uçuşunu 2010 yılında gerçekleştiren ANKA insansız hava aracı hakkında bilgiler veren Yıldız şunları kaydetti: "ANKA projesi Savunma Sanayii Başkanlığı'nın bir projesi olarak 2004 yılında başladı. 2010'da ilk uçuşunu yaptı. 2016'da hizmet vermeye başladı. 2018'de envantere girdi. ANKA insansız bir hava aracı. Ama pilotsuz demek değil. Uçaklarımızın pilotları yer kontrol istasyonu dediğimiz istasyonda bu uçağı kumanda ediyorlar. Uçaklarımız tamamen otomatik uçuyor. Uçağı şuanda bulunduğumuz pistten bırakıyoruz, kendisi pist başına gidiyor, uçuyor, görevini icra ediyor ve geri geliyor. Pilot sadece uçağa ne yapacağını söylüyor."
Yıldız, ANKA insansız hava aracının taşıdığı mühimmatlar sayesinde nokta atışlarla hedefleri imha etmesinin yanı sıra gözetleme ve tarama faaliyetlerinde de başarılı görevler icra ettiğini belirtti.
Yıldız, son olarak sürüklenen mayınlara karşı SAR radarı kullanılabilir mi diye test yaptıklarını ve bu testin başarıyla sonuçlandığını da söyleyerek, "SARPER ve MİLSAR, ASELSAN ve METEKSAN tarafından yapılan iki farklı radarlar. Bu iki farklı radarı da entegre ettik ve deniz yüzeyinde sürüklenen mayınları arama ve tespit işinde başarılı olduğu gösterildi" diye konuştu.
Yıldız, son olarak eklenen ve Karadeniz'de sürüklenen deniz mayınlarını tespit eden SAR radarından da bahsederek, şunları söyledi:
'Akıllı bomba dediğimiz ROKETSAN tarafından üretilen MAM-L mühimmatlarını taşıyor ve bunlardan 6 tanesini takabiliyoruz. Bunlar noktasal olarak hedefleri vurabilen mühimmatlar ve operasyonlarla de başarısı kanıtlanmış mühimmatlar. Mühimmatın yanı sıra SAR radarı, geniş alan gözetleme kamerası, telsiz rölesi, sinyal ve istihbarat yükleri gibi diğer faydalı yükleri de uçağımıza entegre etmiş durumdayız' dedi.