22.02.2024-12:33 (Son Güncelleme:22.02.2024-12:33)

Türkiye’deki güneş enerji sistemi, rüzgâr enerji sistemini geride bıraktı!

Türkiye’nin gelecek hedefleri arasında yer alan başlıklardan biri ‘‘Doğal Enerji Kaynağı’’ olarak karşımıza çıkmaktadır. Geçen yıl güneş enerjisi kapasitesinin, hibrit santrallerin katkısıyla rüzgar enerjisi kapasitesini geride bıraktığı hesaplandığı belirtilirken, güneş enerjisinin gelecekte daha önemli rol oynayacağı ön görülüyor.

Uluslararası enerji düşünce kuruluşu Ember'in, Türkiye'deki hibrit güneş enerjisi santrali kurulu gücü, proje stoku ve tahsis edilen şebeke kapasitesini incelediği ve bunu analize döktüğü verilere göre, ülkenin enerji hedeflerini gerçekleştirmede güneş enerjisi önemli rol oynayacağı tahmin ediliyor.

Güneş enerjisi öne geçti!


Türkiye’deki enerji sistemi araştırıldığında, ortaya çıkan analizlere göre, geçen yılsonu itibarıyla güneş enerjisi, Türkiye'de üretim yapan ve planlama aşamasındaki 240 hibrit santralin tamamının yardımcı enerji kaynağı olarak öne çıktığı ve mevcut durumda, hibrit santrallerdeki toplam 510 megavatlık güneş enerjisi kapasitesi, Türkiye'nin toplam güneş kapasitesinin 12,2 gigavata ulaşmasını sağladı. Böylece, güneş enerji kapasitesi rüzgar enerjisini geride bıraktı. Hibrit santrallerde ana kaynak olarak rüzgar enerjisi ön plana çıkarken, 14 rüzgar enerjisi santrali Türkiye'deki tüm hibrit santral kapasitesinin yüzde 63'ünü oluşturuyor.

Türkiye’deki enerji sistemi!

Yayımlanan Ember raporuna göre, Hidroelektrik, 80 megavatlık yardımcı kaynak güneş enerjisi santraliyle rüzgarın ardından ikinci sırada geliyor ve bu kapasitenin tamamı, ülkedeki tek hidroelektrik-güneş hibrit santrali olan Aşağı Kaleköy Hidroelektrik Santrali'nde bulunuyor; geriye kalan 110 megavatlık hibrit güneş kapasitesi ise diğer ana enerji kaynaklarına sahip santrallerde yer alıyor. Türkiye'nin 80 gigavatlık yüzer güneş enerjisi santrali potansiyeli olmasına rağmen, henüz herhangi bir yüzer güneş enerjisi santrali devreye alınmadı.

Güneş enerji santrali kurulma hedefleri!


Güneş enerji sistemi kurulması için, barajlı santrallerde hali hazırda şebeke altyapısının bulunması ve uygun arazi gereksinimi olmadan rezervuar üzerine yüzer güneş enerjisi santrali kurulabilmesi, bu tesisler için büyük avantajlar olarak öne çıkıyor. Su yüzeyine kurulan paneller buharlaşmayı azalttığından, depolanan su hidroelektrik üretimi için daha verimli kullanılabiliyor ve suyun soğutucu etkisi ise panellerin üretim verimliliğini artırıyor. Hibrit santralleri de göz önüne alan bir enerji stratejisinin Türkiye'nin 2035'e kadar 53 gigavat güneş enerjisi kapasitesi hedefine ulaşmayı kolaylaştıracağı ön görülüyor.

‘‘Güneş enerjisi potansiyeli yüksek illerimiz var!’’

Türkiye’nin güneş sistemi için uygun ve güçlü bir potansiyele sahip olduğunu belirten Ember Bölge Lideri Ufuk Alparslan, rapora ilişkin değerlendirmesinde, hibrit santrallerin güneş enerjisi kapasitesinde önemli bir paya ulaştığını belirterek, "Bu nedenle, söz konusu santrallerin artık resmi istatistiklerde de yer almaları gerekiyor. Bunun yanında, devlete ait çok sayıda barajlı hidroelektrik santrali güneş enerjisi potansiyeli yüksek illerimizde bulunuyor. Yalnızca Atatürk Barajı'nın yüzde 3'lük bir kısmına panel kurulması halinde bile 2 gigavatlık yüzer güneş enerjisi santrali potansiyeli ortaya çıkıyor. Dünyanın en büyük yüzer güneş enerjisi santrali Türkiye’de kurulabilir. Özellikle devlete ait barajlı hidroelektrik santrallerde büyük ölçekli yüzer güneş santrallerinin kurulabilmesi için Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları benzeri ihalelerin düzenlenmesi gerekiyor’’ şeklinde konuştu.


Haber365
bilgi@haber365.com.tr