28.02.2020-13:47 (Son Güncelleme:28.02.2020-14:47)

Türkiye Tarihinin Kanayan Yarası 28 Şubat

23 sene önce Türkiye en karanlık dönemlerinden birine şahit oldu. Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi arasında 28 Haziran 1996’da kurulan 54. Hükümet bazı çevreleri rahatsız edince devleti indirmek için medya, yargı, asker ve bürokrasi içinde bir grup harekete geçti.

Sincan Belediye Başkanının tertip ettiği “Kudüs Gecesi”ni bahane eden cuntacılar 4 Şubat 1997'de 15 tankı şehrin ortasından geçirip Yenikent'teki tatbikat alanına gitti.

Belediye Başkanı Bekir Yıldız vazifeden alındı. Bazı sivil toplum kurumları ‘Gel darbe yap' dercesine mitingler yaptı.

Bunlardan güç alan dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, senelerde beyinlerden silinemeyecek “Sincan'da demokrasiye balans ayarı yaptık” ifadesiyle ‘postmodern darbe'nin kapısını araladı.

Bu dönem 900 subay ve astsubay yalnızca eşleri başörtülü olduğu veya içki içmedikleri için sakıncalı ilan edilip ordudan kovuldu. FETÖ mensubu subaylara da dokunulmadı. Hem de bu kararlara itiraz yolu da kapanmıştı.
Refah Partisinden milletvekili seçilen Merve Safa Kavakçı Meclis'te yemin ettirilmedi. Apar topar vatandaşlıktan da atıldı.

İKNA ODALARI KURULDU

Başörtülü öğrenciler üniversitelere alınmadı. Sonrasında CHP miletvekili olan Nur Serter, ikna odalarının kâşifi olarak tarihe geçti. Bu odalara götürülen kız öğrenciler başlarını açmadığı müddette okula alınmayacakları yolunda baskıya maruz kaldılar.

İmam hatip öğrencileri için verilen katsayı kararı, yalnızca imam hatipleri değil bütün meslek lisesi öğrencilerini de vurdu.

Cuntacıların emriyle öyle bir katsayı çalışması yapıldı ki, imam hatip lisesi öğrencisi üniversite sınavında bütün soruları doğru cevaplasa dahi ilahiyat fakültesi haricinde başka bir okula gidemez duruma getirildi.
Yine cuntacıların emriyle Refah Partisi kapatıldı. Necmettin Erbakan'ın başbakanlığı Tansu Çiller'e devretmesine dahi engel olundu. Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz'a devlet kurdurdu. Akabinde de Ecevit başbakan oldu.

O devirde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şiir okuduğu için hapis cezasına çarptırıldı, başkanlığı alındı.

Ve Recep Tayyip Erdoğan, “Bu şarkı burada bitmez” diyerek Pınarhisar cezaevine gitti ve kendisine emir komuta zinciri doğrultusunda verilen cezayı çekti.

Ve bütün bu kötü günlerin üüstünden tamı tamına 22 sene geçti. Şuan başörtüsü yasağı, katsayı problemi diye dayatma problemlerimiz kalmadı.

Fakat o acı günlerin mağdurları yaşadıklarını asla unutamıyor.

Normalleşmenin akabinden 28 Şubat darbesinin hain aktörleri hakim karşısına çıkarıldı. 5 sene devam eden akabinden 21 zanlıyla ilgili müebbet hapis cezası verildi.

Halka her türlü zulmü reva görenlere yine de merhamet gösterildi. Rütbeleri alınan eski generallerin bu cezaları adli kontrole çevrildi.

Şuan 28 Şubat'ın lafta güçlü generallerden ölenler yaptıklarının hesabını öbür dünyada veriyor.
Hayatta olanlar da yer yer en yakın karakola gidip imza veriyor. Fakat bu durum da o kadar gizli saklı yapılıyor ki halka kan kusturan o hainler bu işi yaparken bir türlü görüntülenemediler.

Son Dakika Gündem Haberleri için aşağı kaydırınız.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr