Uzmanlar, Türkiye- Afrika Ortaklık Zirvesi’nin Batı medyasında da yer bulduğunu belirterek, ‘Geçtiğimiz ekim ayı sonunda Fransa'nın büyük bir hevesle hazırlandığı Fransa-Afrika zirvesi, katılımcı endişesi nedeniyle son anda farklı bir yapıya dönüştürülerek Afrikalı gençlerle buluşma Zirvesi'ne dönüşmüştü. Türkiye'nin düzenlediği zirvenin başarısı ise Batı'da büyük dikkat çekti. Batı basını, haksız eleştiri ve yakıştırmalarla zirveyi gölgelemeye gayret etmişse de zirve ve başarısı tüm Afrika'da geniş yankı buldu' diyerek değerlendirmelerini paylaştı.
Eski Tunus Büyükelçisi Ömer Faruk Doğan, ekonomik anlamda sıkıntı yaşan Afrika’ya ümit ışığı olduğu şekilde tabir edilen 3.Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'ni değerlendirdi. Türkiye’nin Afrika ile olan ilişkilerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Stratejik Afrika politikasıyla buralara kadar getirdiğini ifade eden Eski Tunus Büyükelçisi Ömer Faruk Doğan, ‘Türkiye, 2005'te Afrika Birliğine (AfB) gözlemci üye oldu. 2008'de Afrika Birliği, Türkiye'yi stratejik partner ilan etti. İstanbul'da gerçekleştirilen 2009 yılı 1. Türkiye-Afrika Zirvesi'nin ardından Kasım 2014'te Ekvator Ginesi'nin başkenti Malabo'da Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın riyasetinde 2. Türkiye-Afrika Zirvesi geniş bir katılımla gerçekleştirildi’ dedi.
TÜRKİYE AFRİKA'DA EN ÇOK BÜYÜKELÇİLİK AÇAN ÜLKE
Afrika ülkesinde en çok büyükelçiliği açan ülkenin Türkiye olduğunu belirten Doğan, ‘Afrika ile ilişkilerimizde büyük bir dönüşüm ve değişimin yaşandığı 2003'ten itibaren 54 ülke, 1,35 milyar nüfustan oluşan Afrika ile ilişkilerimiz çok farklı bir boyut kazandı. Ticaretimiz 2021 yılı itibarıyla 25,6 milyar dolar seviyesine ulaştı. 2003 yılı başında toplamda 12 olan Afrika'daki büyükelçilik sayımız, kararlaştırılan ve yakın zamanda açılacak Gine Bissau Büyükelçiliği'miz ile 44 sayısına ulaşmak üzere. Son 15 yılda Afrika'da en fazla büyükelçilik açan ülke olduk. İlk Afrika seferlerini 1956'da başlatan bayrak taşıyıcımız Türk Hava Yolları (THY) Kovid-19 salgınına rağmen bugün Afrika'daki uçuş noktası sayısını 56'ya ulaştırdı. Afrika'yı dünyaya açan en büyük, en önemli hava yolu ağına sahip konuma yükseldi’ değerlendirmesinde bulundu.
ÜMİT IŞIĞI OLDU
Gerçekleşen Zirve’nin ekonomik anlamda zor durumda olan Afrika için ümit ışığı olduğunu aktaran Doğan, ‘Gerek Gümrük Birliği avantajımız gerekse STA anlaşmalarımız çerçevesinde Türkiye 1 milyara yaklaşan tüketici pazarını Afrika'ya açma imkanına sahip. Mevcut ticaret hacmimiz karşılıklı potansiyeli yansıtmasa da bu konudaki büyük imkan tüm Afrika ülkeleri için ciddi bir ümit ışığı haline geldi. Salgın kaynaklı, tüm turizm gelirlerini ve dünya ekonomisindeki daralma nedeniyle ham madde ihracatı dahil ihracat gelirlerini kaybederek ekonomik anlamda darboğaza giren Afrika için Türkiye yeniden ümit ışığı olarak belirdi’ ifadelerini kullandı.
3. TÜRKİYE-AFRİKA ORTAKLIK ZİRVESİ
Üçüncüsü gerçekleşen Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ne ilişkin açıklamalarda bulunan Eski Tunus Büyükelçisi Ömer Faruk Doğan, ‘Birlikte Kalkınma ve Refah İçin Güçlendirilmiş Ortaklık anlayışıyla Afrika'dan bakan düzeyindeki yetkililerin yanı sıra 20'ye yakın devlet başkanı ve üst düzey temsilcinin katılımıyla 17 ve 18 Aralık 2021'de İstanbul'da gerçekleştirildi. Zirvede Türkiye-Afrika ilişkilerinin gelecek 5 yıllık strateji ve yol haritası belirlendi.
Tüm ilgili kurum, kuruluşlarımızın ve STK'lerimizin katılımıyla gerçekleştirilen zirvede, tanıtım stantları kurularak yeni iş birliği imkanları tartışıldı. Özellikle Kovid-19 salgını nedeniyle önemi bir kez daha ortaya çıkan tarım, sağlık ve eğitim iş birlikleri kapsamında yeni stratejik planlar karşılıklı müzakere edildi’ dedi.
ZİRVE BATI BASININDA YANKI UYANDIRDI
Yapılan Zirve’nin Batı basınında da yankı uyandırdığını ifade eden Doğan, ‘Geçtiğimiz ekim ayı sonunda Fransa'nın büyük bir hevesle hazırlandığı Fransa-Afrika zirvesi, katılımcı endişesi nedeniyle son anda farklı bir yapıya dönüştürülerek "Afrikalı gençlerle buluşma zirvesine dönüşmüştü. Türkiye'nin düzenlediği zirvenin başarısı ise Batı'da büyük dikkat çekti. Batı basını, haksız eleştiri ve yakıştırmalarla zirveyi gölgelemeye gayret etmişse de zirve ve başarısı tüm Afrika'da geniş yankı buldu’ diye konuştu.
ÖZEL SEKTÖR GAYRET GÖSTERMELİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afrika’da müteahhitlik sektörünün yolunu açtığına dikkat çeken Doğan, ‘Son 20 yılda 54 Afrika ülkesinden 30'unu bizzat ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ile ticaretimizi ilk aşamada 50 milyar ve takiben 75 milyar dolara çıkarma hedefimizi ilan etti. Halen Afrika'da 1686 proje ile 78 milyar dolarlık müteahhitlik hizmeti gerçekleştirilen müteahhitlik sektörümüzün Afrika'da değişik ülkelerde altyapı ve üstyapı ihalelerine katılım ve proje gerçekleştirme gücü pekişerek arttı. Bu yönde Türkiye yol haritasını özel sektörümüzün önüne koydu. Bundan sonrası müteahhitlerimizin gayret ve özverisine bağlı’ dedi.
Afrika’da yapılan yatırımların ülke ekonomisine katkı sağlayacağını ancak bu durumun özel sektöre de bağlı olduğunu aktaran Doğan, ‘Afrika'daki yatırımlarımız 6 milyar dolar düzeyinde. Afrika'nın yer altı zenginliklerini ortaya çıkacak iş birliğiyle yarı mamul ve mamul maddeye çevrilerek ihracat suretiyle Afrika'nın zenginleşmesi, artık karşılıklı iş birliği imkanlarının geliştirilmesine bağlı. Bugün itibarıyla Afrika'dan ihraç edilen ham maddelerin yarı mamul hale dönüştürülmesi suretiyle Afrika'da ilave 5 milyon yeni istihdamın oluşturulabileceği yapılan çalışmalarla ortaya konmuş bir gerçek. Bu konuda sadece Türkiye ve Türk özel sektörünün gayret göstermesi, amaçlanan hedeflere ulaşmak için yeterli değil. Afrikalı ortaklarımızın da özel gayretini iş birliği ve yol açıcılığını gerekli kılıyor’ ifadelerini kullandı.
İLİŞKİLERDE YENİ DÖNEM
Türkiye’nin bugüne kadar Afrika’da yüzlerce eğitim, üretim ve sağlık projeleri gerçekleştirdiğini aktaran Eski Tunus Büyükelçisi Ömer Faruk Doğan, ‘Birçok sosyal ve kültürel proje gerçekleştirerek Afrika ve ortak ülke kimliklerinin yeniden belirlenmesi sürecine katkı sağladı. Türkiye insani yardımda gayrisafi milli hasıla ile oranlandığında dünyadaki ilk 3 ülke arasına girdi ve bu süreçte en büyük payı da Afrika'nın aldığı hususunun altını çizmek gerekiyor.
Türkiye'nin ortaya koyduğu strateji ve iş birliği anlayışı çerçevesinde, Afrika'da ortaya çıkan iş birliği ve ortaklık anlayışına gereken önem ve özen gösterilebilirse, Afrika'nın sahip olduğu zenginliklerle doğru orantılı yeni bir ekonomik kalkınma sürecini başlatabilir ve sürdürebilir hale getirebileceğine inanılmaktadır’ dedi.
KAZAN KAZAN İLKESİ MODELİ
Doğan, ülkedeki özel sektörün üzerine düşen görevi yerine getirmesi dahilinde ekonominin yeni bir boyut kazanacağını ifade ederek, ‘Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ifade ettiği şekliyle "Dünya 5'ten büyüktür." 54 ülkeli Afrika, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde hak ettiği temsili elde ederek, kıtadaki iç karışıklıklar ve savaşlara nihayet vererek, güç ve imkanıyla ekonomik kalkınma sürecine ayrı katkı sağlama olanağına sahip olabilecek.
İlgili kurum ve kuruluşlarımızın 3. Türkiye-Afrika zirvesinde ortaya çıkan yeni strateji ve yol haritası çerçevesinde hareket etmesi yüksek derecede önem arz ediyor. Bu konuda Türkiye'yi kendine hedef seçen Fransa'nın 1 Ocak 2022'den itibaren AB Dönem Başkanlığını da kullanarak oluşturabileceği yeni ve farklı yaklaşımlar da göz önünde tutulmalı. Özel sektörümüzün de üzerine düşen görevi yerine getirmesi halinde Afrika ile ‘kazan-kazan’ ilkesine dayalı ilişki modelimizin yeni bir boyuta ulaşması mümkün olabilir. Ayrıca Afrika'nın bugün içinde bulunduğu birçok mağduriyetten kolaylıkla kurtulması olası olabilecektir’ değerlendirmelerine yer verdi.
3. Türkiye- Afrika Ortaklık Zirvesi’nde tarafların müzakere ve strateji belirleme sürecinin bir kısmının tamamlandığını belirten Doğan, ‘Şimdi her iki kesimin de büyük bir azim ve gayretle yeni dönemi yönlendirmesi ve ekilen tohumların özenle bakılıp büyütülerek hasat aşamasına getirilmesi sürecidir’ dedi.