27.07.2021-14:37 (Son Güncelleme:27.07.2021-15:04)

Turizm Sektöründe Altın Çağ Olan 2019'un Rekoru Kurban Bayramı Tatilinde Kırıldı

Kurban Bayramı tatilinde, bugüne kadarki en yoğun iç pazar hareketliliğinin yaşandığı 2019 yılının rekoru kırıldı. Otellerdeki iç pazar dolulukları 2019'un yüzde 35-40 üzerinde gerçekleşti.

Kurban Bayramı tatili son zamanlarda koronavirüs nedeniyle düşüş yaşayan turizm sektörünü şaha çıkardı. 9 gün boyunca süren tatilde, Türkiye'nin tüm tatil bölgelerinde hareketlilik oluştu. Turizm sektörünün 'altın yılı' olarak bilinen koronavirüs süreci öncesindeki 2019 yılının Kurban Bayramı dönemine göre, yüzde 35-40'lık yükseliş yaşandı. Sektör temsilcilerinin 10 milyon kişilik seyahat ve 10 milyar TL'lik ekonomi tahminleri beklendiği gibi gerçekleşti.

SADECE HAVA YOLUYLA 708 BİN TURİST GELDİ

Fraport TAV Antalya Havalimanı verilerine göre, 16-25 Temmuz bayramı sürecinde Antalya'ya dış hatlardan 3 bin 134, iç hatlardan 684 uçuş gerçekleşti. 596 bini yurt dışı, 112 bine yakını yurt içi olmak üzere, sadece hava yoluyla 708 bin yerli ve yabancı turist Antalya'ya giriş yaptı. "HER YER DOLDU" Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, "Genel olarak bayram beklendiği gibi geçti, her yer doldu. Çok aşırı yoğunluk yaşandı. İnsanlar uzun dönemdir tatil yapmadı ve tatile özlem vardı. Sezonla, bayram ve temmuz ayı birleşince bütün bölgelerde beklediğimiz gibi bir yoğunluk gerçekleşti. Ağustos sonuna, okullar açılana kadar da rutin yaz yoğunluğu devam edecek gibi görünüyor. Yerli kapasitemizde bir sıkıntı yok. Otellerin yerli kapasiteleri dolu ve 2019 rakamlarıyla paralel devam ediyor." dedi.

'İÇ PAZAR EN İYİ YIL OLAN 2019'U GEÇTİ'

Bayramda iç pazardaki yoğunluğun sevindirici olduğunu belirten Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Sururi Çorabatır da Türkiye'nin hemen her bölgesinde ciddi seyahat hareketliliği yaşandığını açıkladı. Pandemi nedeniyle uzun süredir evde kalan ve geçen yıl da tatil yapamayanların bu sene hem tatil bölgeleri hem de aile ziyareti seyahatlerinin arttığını belirten Çorabatır, "Özellikle kıyı bölgelerimizde, yerli ve yabancı misafirlerle önemli düzeyde doluluk yaşandı. Mersin'den Çanakkale'ye kadar Akdeniz ve Ege sahillerimiz beklenenin üzerinde rağbet gördü. Kapadokya, Pamukkale gibi iç bölgelerimizde de doluluk söz konusu oldu. Bu yıl, turizmde en iyi yılımız olan 2019'un üzerine çıkıldı." dedi.

50'DEN FAZLA ÜLKEDEN MİSAFİR

Yurt dışından 50'den fazla ülkeden misafir ağırlandığını açıklayan Çorabatır, Rusya başta olmak üzere Almanya, Hollanda, Belçika, Slovakya, Bulgaristan gibi salgın tedbirlerini yerine getiren ülkelerin tatil için Türkiye'yi tercih ettiğini kaydetti. İngiltere pazarının da en kısa sürede açılmasını beklediklerini söyleyen Çorabatır, bunun özellikle Ege Bölgesi'ni pozitif etkileyeceğini dile getirdi. Turizmin 60'tan fazla sektörü doğrudan etkilediğine de işaret eden Çorabatır, "Turizm işletmelerimizin açık olması demek, daha fazla istihdam, daha fazla alışveriş ve ekonomik canlanma anlamını taşıyor. Turizmdeki hareketlilik sadece turizmcilerin değil, herkesin yüzünü güldürüyor. Turizm, stratejik bir sektör ve ülkemiz için çok önemli." diye konuştu.

AŞI ÇAĞRISI

Yoğunluğun okullar açılana kadar devam etmesini beklediklerini belirten Çorabatır, vaka sayıları ve aşılanma oranlarına da dikkat çekti. İşletmelerin Güvenli Turizm Sertifikası kriterlerinden asla taviz vermediğini açıklayan Çorabatır, "Turizmin devam etmesi için sadece turizmcilerin önlem alması yeterli değil. Rehavete kapılmamalıyız. Salgınla mücadelede en güçlü silah aşı. İnsanların bireysel sorumluluklarını yerine getirerek, aşılanma oranının da yüzde 80'lere ulaşmasını bekliyoruz. Ekonomik hareketliliğin devamı, önümüzdeki günlerde tatil yapabilmek ve tüm sektörlerin devamlılığı açısından da aşılanmamız gerekiyor." dedi.

SON 16 AYIN EN HAREKETLİ DÖNEMİ

Bununla beraber Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı da kurban bayramı sürecinde en aktif döneminin gerçekleştiğini bildirerek 'Antalya bölgesinde yerli ve yabancı misafirlerimizle 10 gün boyunca 750 binden fazla kişi turizm hareketine katıldı. Burada misafirlerimizin Güvenli Turizm Sertifikası uygulamalarıyla tatil yapmalarını sağlamak en önemli önceliğimiz oldu. Bundan sonra da Güvenli Turizm Sertifikası uygulamalarını devam ettireceğiz. Aşılanmanın da yaygınlaşarak salgının kontrol altına alınması, turizm hareketliliği açısından son derece önemli. Ağustos ayında şu an yakaladığımız turizm hareketinin devam etmesi önceliğimiz ve sürdürülebilir kılmak." ifadelerini kullandı. Diğer yandan Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün özel elçisi ilan edilen Yavuz Selim Yükselir, dövize de bağlı olduğunu söyleyerek ‘Türk turizmini bekleyen risklerden biri de pandemi öncesi artan turist sayısına rağmen, azalan kişi başı gelirlerdi. Kişi başı gelirler dövizdeki dalgalanmaya da bağlı olarak 2014 yılından beri azalarak 650 dolar civarına düştü. Türkiye’nin sahip olduğu kaynaklarla, kişi başı geliri arttırma konusunda çok büyük potansiyeli olduğunu düşüyorum” dedi. urizm değerlendirmesi yapan Yavuz Selim Yükselir, “STR verilerine göre dünyada oteller, 2019 cirolarının ancak yüzde 60'ına ulaşabiliyor. Aşılama kampanyalarının hızlanması ile birlikte bu oranın hızlıca yükseleceğini görüyoruz. Pandemi ile mücadelede elde edilecek başarı ile global turizm endüstrisini etkileyecek en önemli risk, ülkelerin politikaları olacak. 2020 ve kısmen 2021 kayıplarını telafi etmek için agresif bir tanıtım ve pazarlama stratejilerinin devreye alınacağını düşünüyoruz. Akdeniz Çanağı başta olmak üzere herkes turizm gelirlerinin önemini bu pandemi ile daha da iyi anladı. Ama acımasız bir rekabet ortamı oluşturulması durumunda, otellerin doluluk oranları yükselse bile karlılık oluşturmada büyük problemler doğabileceğini düşünüyorum. Bu süreç zaten pandemi de ağır yara alan ve yüksek bir borç yükü altına giren bazı turizm sektörü yatırımcılarını sektörden uzaklaştırabilir. UNWTO olarak sürdürülebilir turizm hedefimiz ile örtüşmeyecek durumlar ortaya çıkabilir' ifadelerini kullandı.

KORONAVİRÜS İLE BİRLİKTE TURİZMDE TRENDLER DE DEĞİŞTİ”

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs sürecinde turizmde trendlerin değiştiğine vurgu yapan Yükselir, evden çalışma sürecinin de giderek arttığını söyleyerek 'Airbnb benzeri platformların hayatımıza girmesi ile birlikte, turizmde kullanmadığın dönemde kirala konseptinin daha da yaygınlaşacağı düşünülüyor sektör temsilcileri tarafından. Bunun yanında iş yapış tarzındaki değişimler yeni trendleri de ortaya çıkardı. Turizmdeki yeni trendler iş hayatındaki değişimlerden etkilenmeyi sürdürecek. Pandemi ile birlikte evden çalışma konsepti çok yaygınlaştı. Bazı soru işaretleri ve bazı memnuniyetsizlikler olsa da çalışanların büyük çoğunluğu bu konsepte alıştı. Ofis ortamlarının diğer şirketlere kıyasla daha da ön planda olduğu ABD'deki büyük teknoloji şirketleri bile çalışanlarını ofislere geri getirmeye ikna edemiyor. İş dünyasındaki evden çalışma ya da hibrit modeller standart hale gelirse turizmdeki etkileri çok daha fazla olacak. Eskiden anne-babanın izin dönemine denk getirilen tatiller artık çocuklarının okullarının olmadığı daha uzun bir zamanı kapsayacak. Uzun dönemli turist dönemi başlayacak. Teknoloji sektörünün ortaya çıkardığı dijital göçebeler daha da yaygınlaşacak. Belki de toplantı-ofis-otel dengesini daha iyi kurgulayan turizm tesisleri ön plana çıkacak. UNWTO olarak hedefimiz sürdürülebilir turizm olduğundan, turizmde değişen trendleri ve olası dönüşümleri hesaba katmamız gerekiyor. Bu yüzden bu beklentiler doğrultusunda reskill ve upskill denilen şekilde turizm sektörü çalışanlarını yeteneklerinin geliştirilmesi ve yeni yetenekler kazandırılması konusu gündemimizin en üst sırasında yer alıyor” şeklinde konuştu.

'TÜRKİYE'NİN SAHİP OLDUĞU KAYNAKLARLA, KİŞİ BAŞI GELİRİ ARTTIRMA KONUSUNDA ÇOK BÜYÜK POTANSİYELİ OLDUĞUNU DÜŞÜYORUM'

Yükselir, sözlerine şöyle devam etti: “Türk turizmini bekleyen risklerden biri de pandemi öncesi artan turist sayısına rağmen, azalan kişi başı gelirlerdi. Kişi başı gelirler dövizdeki dalgalanmaya da bağlı olarak 2014 yılından beri azalarak 650 dolar civarına düştü. Türkiye'nin sahip olduğu kaynaklarla, kişi başı geliri arttırma konusunda çok büyük potansiyeli olduğunu düşüyorum. Pandeminin olmadığı bir dünyada her sene turist olarak 1 milyar ziyaretçi farklı ülkeleri geziyor. Bu sayının yüzde 3'ünü lüks seyahat edenler oluşturuyor. Bu yüzde 3'lük kesimden ne kadar çok pay alırsak, kişi başı geliri de o kadar arttırmamız mümkün. Pandemide en çok dikkat çeken olaylardan biri sadece kum, güneş, deniz konsepti ile oluşturulan destinasyonlardaki otel doluluklarının inanılmaz şekilde düştüğü ama farklı konseptleri bir arada barındıran destinasyonlardaki doluluklarının o kadar etkilenmediğini gördük. Farklı konseptleri aynı anda barındıran merkezlerin, turizmde daha da ön plana çıkacağını düşünüyorum. İspanya'nın futbolu turizme linklemesi gibi bizim de ülke olarak Antalya gibi turizm merkezlerimizi linkleyebileceğimiz konular ortaya çıkabilir. Örneğini 7/24/365 alternatifli global müzik konserlerinin olduğu bir şehir olarak konumlandırabilirsek Antalya'yı, hem turisti otelden çıkarmış oluruz hem de lüks seyahat eden turistlerden aldığımız oran yükselir. Türkiye tematik turizmde bu ve buna benzer bir sürü alternatif oluşturabilecek kapasitede bir ülke' ifadelerini kullandı.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr