Libya'da terörist Hafter'in resmi hükümeti yok sayarak ülkede iç karışıklığa yol açıp hükümeti ele geçirme çabası birçok ülke tarafından desteklenirken, Türkiye, Birleşmiş Milletler'in de tanıdığı resmi hükümetin yanında yer aldı. Bu süreçten sonra Libya'nın resmi hükümetine destek sağlayan Türkiye, Libya'nın Fetullah Gülen'i olarak adlandırılan Hafter güçlerini bölgeden uzaklaştırdı.
Hafter ve Hafter'e destek veren ülkelerin planı Türkiye'nin devreye girmesiyle ellerinde patlarken, Türk askeri bölgede işgalcileri temizledi. Askerlerin temizlik çalışması bununla da sınırlı kalmadı. Askerlerimiz, Hafter ve milislerinin arkasında bıraktığı yere döşenmiş patlayıcıları da temizlemeye devam ediyor.
Hafter ve milislerinin yere döşemiş olduğu patlayıcılar uluslararası hukuk kurallarına göre 'SUÇ' teşkil ederken, Hafter’i destekleyen ülkelerin göz göre göre bu duruma göz yumması ise oynanan çirkin oyunu bir kez daha ortaya çıkartıyor.
Özellikle bölgede Hafter'e destek veren Fransa, ABD ve Rusya'nın Birleşmiş Milletler'de daimi üye olmalarına rağmen Hafter'i desteklemesi barışçıl çözümün dışında kalındığını gösteriyor. Nitekim daimi ülkeler arasında bulunan bu ülkelerin koydukları maddelere göre hareket etmemesi de ayrı bir tartışma konusu olarak masada yer alıyor.
Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen 2 madde şu şekilde:
Madde 26- Dünyanın insan ve ekonomi kaynaklarının, yalnızca en küçük bölümünü silahlanmaya ayırarak, uluslararası barış ve güvenliğin sağlanıp korunmasını kolaylaştırmak için Güvenlik Konseyi, 47. madde de öngörülen Askeri Kurmay Komitesinin de yardımıyla, silahlanmanın düzenlenmesi için bir sistem kurmak üzere Birleşmiş Milletler üyelerine sunulacak planlar hazırlamakla yükümlüdür.
VI. BÖLÜM: Uyuşmazlıkların Barışçıl Yollarla Çözülmesi
Madde 33 1. Süregitmesi uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehlikeye
düşürebilecek nitelikte bir uyuşmazlığa taraf olanlar, her şeyden önce görüşme, soruşturma, arabuluculuk, uzlaşma, hakemlik ve yargısal çözüm yolları ile bölgesel kuruluş ya da anlaşmalara başvurarak veya kendi seçecekleri başka yollarla buna çözüm aramalıdırlar.
Bu maddelere göre hareket ederek bölgede barışı sağlayan Türkiye, bölgede güç sahibi olmak isteyen (ABD, Fransa, Yunanistan, Rusya, İtalya) ülkelerin planlarını suya düşürdü. Bu durumdan rahatsız olan ülke hükümetleri yaptıkları her açıklamada BM'ye sığınarak uluslararası hukukun çiğnendiğini iddia da etse, tüm maddeler asıl hukuk çiğneyenlerin kendileri olduğunu tekrar ve tekrar gözler önüne serdi.
Türkiye, Libya'da barış söylemleri ile ülkede karışıklık peşinde koşanları da uluslararası hukuk ile temizlemeye devam edecek.