Tatil Beldelerinde 101 Günlük Kiralama Yöntemi: Vergi ve Düzenleme Kaçışı mı?
Türkiye'nin turistik bölgelerinde, günlük kiralama sektöründe mülk sahipleri tarafından kullanılan yeni bir yöntem dikkat çekiyor: 101 günlük kiralamalar. Son yasal düzenlemelere göre, 100 gün üzeri kiralamalar turizm amaçlı olarak değerlendirilirken, altındakiler "konut kiralama" olarak kabul ediliyor.
Bu durum, vergi avantajlarından yararlanma veya belge alımı gerekliliğinden kaçınma amacı taşıyan bazı mülk sahiplerini yeni arayışlara itiyor.
Yüksek Ücretler ve Vergi Kaçakçılığı İddiaları
Özellikle sahil kentlerindeki mülk sahipleri, 101 günlük kiralamalarla konutlarını fahiş fiyatlara kiraya veriyor. Örneğin, İzmir'in Dikili ilçesinde 3+1 daireler için aylık kira 15-30 bin TL arasında değişirken, 101 günlük kiralamalar için bu rakamın 175 bin TL'ye kadar çıktığı görülüyor. Bu, normal aylık kiradan 2 ila 4 kat daha fazla bir ücret talep edildiği anlamına geliyor.
Yasal Düzenlemeler ve Denetimler
2024 yılında yürürlüğe giren yeni yasal düzenlemeler, turizm amaçlı konut kiralamalarını düzenlemektedir. Bu düzenlemeye göre, turizm konutu izin belgesi almak isteyenlerin apartman veya site sakinlerinden izin alması, vergi ödemeleri ve belirli yükümlülükleri yerine getirmesi gerekiyor. Ancak bazı mülk sahipleri, bu belgeleri almayı reddederek veya alamayarak 101 günlük kiralamaları tercih ediyor. Bu durum, vergi avantajlarından faydalanma ve düzenleme zorunluluklarından kaçınma girişimi olarak değerlendiriliyor.
Devletin Müdahalesi ve Denetimler
Hazine ve Maliye Bakanlığı, turizm bölgelerindeki denetimlerini yoğunlaştırarak, günübirlik kiralanan konutlara yönelik saha denetimlerini artırmış durumda. Özellikle Antalya, İzmir ve Muğla gibi turistik bölgelerde, konut kiralama işletmeleri ve sahillerdeki işletmeler denetleniyor. Gelir İdaresi ekipleri, vergi kaçakçılığı ve kayıt dışılığı önlemek amacıyla günübirlik konut kiralamalarına ağırlık veriyor.
Sonuç
101 günlük kiralamalar, turizm sektöründe vergi ve düzenleme zorunluluklarından kaçınma eğilimini yansıtıyor. Ancak devletin denetimlerinin sıkılaştırılması ve yeni düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanmasıyla, bu tür uygulamaların sınırlanması ve vergi kayıplarının önlenmesi hedefleniyor. Turistik bölgelerdeki bu pratikler, hem yerel ekonomiyi etkileyebilir hem de vergi gelirlerinin doğru şekilde toplanmasını zorlaştırabilir.