Son bir haftada 38 deprem! O ilde her an 7 ve üzeri büyüklüğünde bir deprem daha yaşanabilir
Kahramanmaraş'ta son bir haftada 38 deprem olurken bu depremlerin en büyüğü 4.4 büyüklüğündeydi. Kahramanmaraş'ın en büyük deprem kaynağı Gölbaşı-Türkoğlu segmenti olduğunu ifade eden Alican Kop, 'Geçmişte de 7’den büyük veya 7 civarında deprem üretmiş olan bu segmentin her an 7 ve civarında bir deprem üretme olma olasılığı var.' dedi.
Kahramanmaraş'ta 26 Temmuz'da gerçekleşen ve şiddeti 4.4 büyüklüğünde olan deprem sonrası 37 artçı sarsıntı gerçekleşti. Söz konusu depremler ile ilgili Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Deprem Araştırma ve Risk Yönetim Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Alican Kop, Gölbaşı-Türkoğlu segmentinin Kahramanmaraş'ın en büyük deprem kaynağı olduğunu söyleyerek 'Her an 7 ve üzeri büyüklüğünde deprem olabilir.' diyerek uyarıda bulundu.
Son bir hafta içerisinde 38 deprem
Kahramanmaraş'ın Dulkadiroğlu ilçesinde 26 Temmuz'da 4.4 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşmiş ve depremin merkez üssü olan Tevekelli Mahallesi'nin yakınlarındaki Necip Fazıl Şehir Hastanesi'nde kısa süreli bir panik yaşanmıştı. Bazı sağlık çalışanları, hasta ve hasta yakınları hastanenin bahçesine çıkmıştı. Bu depremin ardından bölgede 37 sarsıntı daha yaşantı.
Her an 7 ve üzeri deprem yaşanılabilir!
Dr. Alican Kop, depremlerin Doğu Anadolu Fay Hattı'nın Gölbaşı-Türkoğlu segmentinde münferit olarak gerçekleştiğini söyledi. İlk depremin ardından yaşanan diğer depremlerin oluşmasının normal olduğunu ifade eden Kop, söz konusu depremlerin bir süre sonra hem büyüklükleri hem de sıklıkları azalarak biteceğini söyledi. Bu sebepten dolayı halkın söz konusu artçı depremlerden korkmaması gerektiğini söyleyen Dr. Alican Kop, 'Bu normal bir süreç, hatta bu 3- 4 ay kadar sürebilir. Ama olduğu yer çok önemli, Gölbaşı-Türkoğlu segmenti. Bu segment, Kahramanmaraş'ın en büyük deprem kaynağı, çünkü bu segment 509 yıldır deprem üretmemiş bir segment. Biz yıllardır söylüyoruz ve birçok yer bilimci de bu segmenti Türkiye'deki en önemli sismik boşluklardan biri olarak tanımlıyordu. 1114 ve 1513 yıllarında deprem üretmiş bu segmentin 1513'ten beri deprem üretmediğini biliyoruz. Dolayısıyla da bu deprem olmadan önce de söylüyorduk bu segment üzerinde her an 7 ve civarında deprem olma olasılığı var. Bu deprem, onu tetikleyen veya onun öncüsü şeklinde yorumlanacak bir deprem değil ama o segment üzerinde he an her saniye 7 civarında deprem olma olasılığı zaten vardı ve bugün de maalesef o olasılık devam ediyor.' şeklinde açıklamalar yaptı. Aynı zamanda Dr. Öğretim Üyesi Alican Kop, halk arasında küçük çaptaki depremlerin facialarla sonuçlanabilecek sarsıntıları engellediği ve ötelediği gibi algının da doğru olmadığını ifade ederek sözlerine devam etti; 'Bu küçük şiddetli depremlerin büyük depremleri önlediği algısı doğru değil. Çünkü depremlerdeki hem yıkıcılık hem de büyüklük logaritmik olarak değişiyor. Örneğin; biz 5 büyüklüğündeki depremin yıkıcılığını 1 olarak kabul ediyoruz, 6 büyüklüğündeki deprem onun 10 katı, 7 büyüklüğündeki deprem onun 100 kat, 8 büyüklüğündeki deprem ise 1000 katı. Dolayısıyla 4 büyüklüğündeki bir deprem 7 büyüklüğündeki depremin enerjisini boşaltabilmesi mümkün değil. Bunun gibi aynı anda aynı noktada yaklaşık 1000 tane deprem olması gerekiyor. Yani bu konu doğru değil.' dedi.
Şehir hastanesinin alanındaki zemin çok kötü
26 Temmuz'da gerçekleşen ve depremin en çok hissedildiği Neciğ Fazıl Şehir Hastanesi'nin sarsıntının merkez üssüne yakın olduğunu söyleyen Dr. Kop, 'Fay; Gölbaşı'ndan çıkıyor, Balkar'dan göllerin hemen yanından Kartal köyüne doğru geliyor. Kartal köyünün hemen doğusunda Uzunalan var. Uzunalan'dan geçip Çiğli köyüne, Tevekkelli, Öksüzlü, buradan Türkoğlu'na kadar devam ediyor. Zaten fay oradan geçiyor, fayın kırığı orada. Şehir Hastanesi de oraya oldukça yakın konumda, oraya yaklaşık 3- 3,5 kilometre gibi bir uzaklığı var ve o alanlardaki zemin özellikleri çok önemli çünkü Şehir Hastanesi'nin olduğu alandaki zemin oldukça kötü. Yani hem alüvyonlar var, onun altında da kaya olarak bozuşmuş kayalar var. Yani bunlar çok sağlam kayalar değil. Zemin de çok kötü bir zemin olduğu için bunlar depremin etkisini büyütebiliyorlar. Bu nedenle de Şehir Hastanesi'nde bu çok fazla hissedildi. Bu, oradaki zeminin kötülüğünden kaynaklanıyor. Yine aynı şekilde Tevekkelli civarında da yüzeyde alüvyonlar ve onların altında bozuşmuş kayalar var. O yüzden de zemin kötü olduğu için depremin etkisini büyütüyor.' dedi.
Gözden kaçan unsurlar çok
Depreme yönelik eylem planlarının Kahramanmaraş'ta yüzde 46'sını gerçekleştiğini söyleyen Alican Kop yaptığı açıklamaları şu ifadelerle sonlandırdı; 'Şu anda herhangi bir şehrin depreme hazır olduğunu söylemek mümkün değil. Bu kapsamda Kahramanmaraş'ta tabi ki hazır değil. Ama bu konuyla ilgili Türkiye'de çok ciddi bir çalışma başlatıldı. İl Afet Risk Azaltma Planı oluşturuldu, bu konuda Kahramanmaraş da pilot ildi ve ilk bu çalışmalar başladı. Şu anda afetlere ilişkin hasarı azaltmak için, önleyebilmek için yapılması gereken eylem planlarının yüzde 46'sının gerçekleştiğini görüyoruz. Kahramanmaraş bu konuda diğer illere göre çok daha önde bir konumda. Ancak gözden kaçan bir sürü husus var. Örneğin Kahramanmaraş'ta zayıf zeminlerde yüksek katlı yapılaşmadan mutlaka uzaklaşmak gerekiyor, bu konuya dikkat edilmediğini görüyoruz. Yine Kahramanmaraş'ta sıvılaşma dediğimiz, zayıf zeminlerde yer altı suyu da varsa binaların çok kaliteli olması depreme karşı bir önlem olmuyor. Çünkü bu durumda zemin su gibi davranıyor ve binaların su içerisinde olduğunu düşünün. 1999 depreminde bunun örnekleri gözlendi, binalar devrilebiliyor, batabiliyor. Bu tür alanlarda yüksek katlı yapılaşmada uzak durulması konusunda henüz çok ciddi şeylerin yapılmadığını görüyoruz maalesef.'