03.01.2024-17:29 (Son Güncelleme:03.01.2024-17:29)

Şeker hastalarına reform: Uzuvları kaybetmek artık engellenebiliyor!

Pankreasın insülin salgılayamadığı ya da insülini oluşturan hücrelerin bulunmadığı için ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. İnsülin direnci kontrol altına alınmadığı takdirde hastanın uzuvlarını kaybetme riski de oluşabilmektedir. Şeker hastalığı; ayak, şeker hastalığına sahip olan kişilerde, nöropati olarak adlandırılan sinir hasarının etkisiyle ayaklarda oluşan ve hızlı bir şekilde gelişen yaralardır. Bu yaralar, çatlak, yarık ya da nasırlar kontrol altına alınmadığında sıkıntılar oluşabilir.

Türkiye’de yaklaşık 9 milyon civarında şeker hastası olduğunu belirten Prof. Dr. Mevlüt Recep Pekcici, şeker hastalarının yüzde 30'unda diyabetten dolayı vücudun farklı bölgelerinde yara problemi olduğunu söyleyen Pekici, "Diyabetik yaralar, kronik yaralardan olduğu için bu yaralara yakın zamana kadar ampütasyon öneriliyordu. Fakat Bakanlığımız 2021 ve 2022 yıllarında kronik yara ünitelerinin kurulmasıyla ilgili 2 tane genelge çıkardı. Artık multidisipliner (bir konu ya da problemi ele alırken birden fazla disiplinin sınırlı bir şekilde bir araya gelmesidir) bir yaklaşımla yaraları mümkün olduğunca ampütasyona götürmeden iyileştiriyoruz" şeklinde konuştu.


Çok problemli yaralara yol açabiliyor

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mevlüt Recep Pekcici, şeker hastalığının kontrolsüz olmasından dolayı da şeker yaraların ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Pekcici, bu yaraların vücudun herhangi bir yerinde oluşabileceğini ancak en çok ayakta meydana geldiğini söyledi. Şeker hastalığının sadece şeker metabolizmasına bağlı bir hastalık olmadığını belirten Pekcici, "Toplumda bilinenin aksine şeker hastalığı atardamarı tutan bir damar hastalığı. Bu nedenle de özellikle beslenmesi bozuk olan organların hepsinde şekere bağlı komplikasyonlar gelişebiliyor. Gözde, böbreklerde gelişebiliyor. Bunun yanında ayakta da gelişebiliyor. Çünkü bu hastalıkta ayağın beslenmesi bozulabiliyor, amboliler atabiliyor. Bu da ayağın ve parmakların kaybına kadar gidebilen çok problemli yaralara yol açabiliyor" ifadelerine yer verdi.

Hastanelerde bakım üniteleri kuruldu!

Türkiye için kaba bir hesapla şekere bağlı oluşan yaraların potansiyel 3 milyon adayı olduğunu belirten Pekcici, ‘‘Kronik yaralar, uğraşması zor yaralar. Şeker yaralar da kronik yaralardan olduğu için ve çoğunlukla tedavisi müşkül olduğu için bu yaralara yakın zamana kadar ampütasyon öneriliyordu. Fakat bakanlığımız 2021 ve 2022 yıllarında kronik yara ünitelerinin kurulmasıyla ilgili 2 tane genelge çıkardı. Ve bu noktadan sonra da ülkemizdeki birçok hastanede kronik yara bakım üniteleri ya da merkezleri kurulmaya başladı. Bizim de küçük bir ünitemiz mevcut. Artık multidisipliner bir yaklaşımla yaraları mümkün olduğunca ampütasyona götürmeden iyileştiriyoruz" diye konuştu.


Uzuv kaybını önleyecek tedavi yöntemi!

Kronik yaraların tedavisi hakkında önemli açıklamalarda bulunan Pekcici, "Yaptığımız yeni uygulamalar var; örnek vermem gerekirse halk arasında 'negatif basınç yara tedavisi' olarak bilinen ya da 'VAC tedavisi' olarak bilinen bir tedavi var. Ayağa bazı özel cihazlar uyguluyoruz ve bu cihazlarda ayakta iyileşmeler üzerine çalışıyoruz. Onun dışında geçmişte çok az ünitede olup şimdi Bakanlığımızın hastanemize kurmuş olduğu hiperbarik tıp üniteleri var ve bu ünitelerde yüksek oksijen basıncı altında hastaların tedavi edilmesine çalışılıyor ve bu tüm Türkiye sathında yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Yine bunun dışında geçmişte çok yaygın olmayan ama pek çok merkeze kurulan girişimsel radyoloji üniteleri var. Girişimsel radyoloji ünitelerinde de diyabete bağlı olarak tıkalı olan damarlar, girişimsel radyoloji uzmanları tarafından açılıyor ve böylelikle o uzva tekrar kan gitmesi sağlanıyor. Bu da tabii yara iyileşmesini hızlandıran bir faktör. Bütün bunları hastanemizde uygulamaya çalışıyoruz" şeklinde önemli bilgiler verdi.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr