28.04.2020-14:44 (Son Güncelleme:28.04.2020-14:33)

Sanal Müzelere Yoğun İlgi

Tarihe ışık tutan müzeler coronavirüs nedeniyle kapılarını geçici olarak kapatsa da ziyaretçileri eksik olmadı. Kültür ve Turizm Bakanlığının uygulamasıyla sanal ortamda müzeler 1 ayda 1 milyon 600 bin kez gezildi.

Karantina günlerinin kurtarıcısı sanal müzeler oldu. Dünyanın dört bir yanındaki müzeler kapılarını geçici olarak kapattı ama sanal ortamda kapıları hala açık. Ülkemizde de onlarca müze dijital ortamda misafirlerini ağırladı. Bunların başını ise Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı müzeler çekiyor. Bakanlığa bağlı müzelerin yer aldığı “sanalmuze.gov.tr” isimli web sayfası son 1 ayda toplam 1 milyon 600 bin kez ziyaret edildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığının sanal müze uygulamasıyla, tarihe ışık tutan 13 müzeyi gezmek mümkün. Sanal ortamda gezilebilen adresler arasında dünyanın en büyük ikinci mozaik müzesi Zeugma, tarihin sıfır noktası olarak bilinen Göbeklitepe Ören Yeri, Avrupa Yılın Müzesi 2020 yılı adayı Troya, dünyaca ünlü Artemis heykeline ev sahipliği yapan Efes ve paleolitik çağa dek uzanan sayısız arkeolojik eserin sergilendiği Anadolu Medeniyetleri Müzesi de var.

ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ

700 metrekarelik mozaik ile dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyan müzede Zeugma'dan gelen mozaikler sergileniyor. Ayrıca Dünyaca ünlü "Çingene Kızı" mozaiği burada yer alıyor.

Müzeyi merak edenler, sanal alemde gezintiye çıkabiliyor. ziyarete açık olduğu ilk bir gün boyunca 3000'in üzerinde ziyaretçi ağırlayan müzeyi 360 derecelik sanal turla gezmek ayrı bir keyif.

GÖBEKLİTEPE ÖRENYERİ

Yaklaşık 12 bin yıllık geçmişiyle insanlık tarihini değiştiren Göbeklitepe bünyanın bilinen en eski ve en büyük tapınma (kült) merkezi sayılıyor.

1995'te Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt Göbeklitepe kazılarını başlattı ve 2014'deki ölümüne dek 20 yıl sürdürdü.

Dinsel inanışın yerleşik yaşama geçişteki etkisini kanıtlayan Göbeklitepe, avcı-toplayıcı yaşamı, tarım ve hayvancılığa geçişi, tapmak mimarisi ve sanatın doğuşunu anlamamıza önemli katkılar sağladı.

Varlığını M.Ö. 8 bin dolaylarına kadar sürdürdükten sonra terk edilen Göbeklitepe'deki en ilgilnç buluntular, boyu 6 metreyi, ağırlığı 40 tonu bulabilen 'T' formlu anıtsal dikilitaşlar...

Çoğunda insan, hayvan ya da soyut sembollerin yer aldığı dikilitaşların 10-12 tanesi dairesel planda dizilerek araları taş duvarlar ile örülmüştür.

TROYA MÜZESİ

Çanakkale’de Troya’dan çıkan 5 bin 500 yıllık eserlerin sergilendiği Troya Müzesi’nde; Homeros’un İlyada Destanı ile tarihe geçmiş Troas Bölgesi’nde iz bırakan Troya ve bölge kültürü ve arkeolojik tarihi, kazılardan çıkan eserler aracılığıyla anlatılıyor.

Troya ve Troas kentlerinden elde edilen kültür varlıklarının sergilendiği müzede; heykel, lahit, yazıt, pişmiş toprak seramikler, metal kaplar; altınlar, silahlar, sikkeler, kemik obje, cam bilezikler, süs eşyaları, bardak, koku şişeleri, gözyaşı şişeleri sanatseverlerle buluşuyor.

EFES MÜZESİ

Dünyaca ünlü Artemis Heykeli’ne ev sahipliği yapan Efes Müzesi'nde en çok ilgi çeken eserler arasında Efes Artemis heykeli, yunuslu Eros, tavşanlı Eros, Eros başı, Priapos heykeli, mermer Artemis heykeli, Mısırlı rahip heykeli, İsis heykeli, çeşitli mitolojik tanrı heykelleri ve Sokrates başı bulunuyor.

Arkeoloji ve etnografya(arasta) olmak üzere iki ana bölümden oluşan müzenin orta bahçesinde oluşturan arasta bölümünde eski Türk kasabalarındaki ticaret yaşamı ve kaybolmaya yüz tutan çeşitli el sanatları sergileniyor.

Yaklaşık 64.000 eserin yer aldığı müzenin ayrı bir bölümünde Antik Çağ'dan başlayarak Osmanlı dönemini de kapsayan elektron, altın, gümüş, bakır sikkeler ve takılar bulunuyor.

Türk çadırlarının sergilendiği bölüm içinde eski Türk yapısı ve 16. yüzyıla ait Osmanlı hamamı da restore edilerek sergi alanında sanatseverlerle buluşuyor.

Her yıl sürdürülen arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkarılan veya çevre halkının bağış yoluyla getirdiği eserler ile koleksiyon her geçen gün de genişliyor.

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ

Başlangıçta sadece Hitit dönemine ait eserlerin sergilendiği müze, daha sonra diğer uygarlıklara ait eserlerle zenginleşti ve Hitit Müzesi olmaktan çıkıp, Anadolu Medeniyetleri Müzesi haline geldi.

Bugün kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan müze 19 Nisan 1997 tarihinde Avrupa Yılın Müzesi Ödülü’ne layık görüldü.

Paleolitik Çağ’dan itibaren Anadolu topraklarının özgün eserlerine ev sahipliği yapan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde eserler, kronolojik olarak ayrılmış bölümlerde sergileniyor.

Üst salonda Paleolitik Çağ, Kalkolitik Çağ, Eski Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri Çağı, Eski Hitit ve Hitit İmparatorluk Çağı, Frig Krallığı, Geç Hitit Krallığı, Urartu Krallığı, ve alt salonda ise Çağlar Boyu Ankara ve Klasik Devirler bölümleri yer alıyor.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr