Rusya Türkiye'yi Neden Masada İstemiyor
Rusya, Dağlık Karabağ'ın geleceğiyle ilgili yürütülen barış görüşmelerine Türkiye'nin de katılması önerisini reddetti. Minsk Grubundan Azerbaycan Çıkarsa ne Olur? Türkiye Neden Hedefte? Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi DR. Furkan Kaya sorularımızı cevapladı
Haber365 Özel Haber / Hasan Birgül
Rusya'nın başkenti Moskova'da düzenlenen basın toplantısında Ermenistan Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov; Rusya, ABD ve Fransa'nın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı himayesi altında çözüm arayışına devam edilmesini söyledi.
Lavrov, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ barış görüşmelerine Türkiye'nin de dahil olması talebinin görüşmelerin formatında bir değişikliğe yol açmasının öngörülmediğini iletti. Ermenistan Dışişleri Bakanı Mnatsakanyan ise, Azerbaycan'a aktif destek veren Türkiye'nin arabuluculuk yapamaz. dedi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise Dağlık Karabağ'a ilişkin müzakerelere Türkiye’nin de dahil edilmesi gerektiğinin altını çizerek net bir açıklama yaptı. Aliyev; Türkiye, dünyada ve bölgede istikrar sağlayan bir role sahiptir. Türk liderliğinin açık tutumu sayesinde çatışmalara üçüncü tarafların müdahil olması engellendi. Bu nedenle, Türkiye çatışmaların sonlandırılması da dahil bölgemizde daha büyük bir role sahip olmalıdır. Türkiye'nin çatışmanın çözümünde önemli rol oynaması gerektiğine ve oynayacağına dair hiç şüphe yok. Bunun hukuki mi yoksa fiili mi olacağı ise teknik bir konudur. Çatışmayı çözmek istiyorsak, bu yeni bir formatta çözülmelidir açıklamasını yaptı.
Haber365 Ekibi olarak bizde bu sorunla alakalı; Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi; Dr Furkan Kaya'ya sorularımızı yönelttik ve kendiside bizi kırmayarak sorularımızı cevapladı.
RUSYA NEDEN TÜRKİYE'Yİ MASADA İSTEMİYOR?
Şimdi bilindiği üzere karabağ meselesi, uluslararası ilişkiler literatüründe, tarihinde dondurulmuş sorunlar olarak yerini almaktadır. Hatta Karabağ, Filistin,Bosna meseleleri dünyada ki etnik aktif volkanlar olarak nitelendirmemiz doğru olacaktır. Çünkü bu üç dondurulmuş sorun, özellikle büyük güçlerin Amerika Birleşik Devletleri,Rusya ve Avrupa Birliği gibi güçlerin bölge üzerindeki siyasetlerini sürdürmede bu sorunları bir enstrüman olarak kullandığını görmekteyiz. Bölgemizde özellikle Türkiye'nin çevresinde yaşanılan meseleleri tek tek ele alırsak yanlış olur ve o zaman büyük resmi görememiş oluruz.
Burada Türkiye'nin Libya'da vermiş olduğu mücadeleyi, Doğu Akdeniz'de adalar denizinde özellikle Ortadoğu'da Suriye'nin kuzeyinde vermiş olduğu mücadele, Kuzey Irak Bölgesinde yapmış olduğumuz Pençe-Kartal kara ve hava operasyonları ve bugün Kafkaslar'da vermiş olduğumuz mücadeleyide bir bütün olarak birbirinin devamı olarak görmemiz gerekiyor. Sonuçta bu mücadele Türkiye'nin merkezi coğrafyasını içeren bu mücadele '5 Ana Denizin' kontrolü mücadelesidir.
Bu mücadele Amerika ve Rusya arasında gerçekleşmektedir. Bunlardan biri Karadeniz, diğeri Hazar denizi, Akdeniz,Kızıldeniz ve Arap denizi işte bu hakimiyet mücadelesi 5 deniz etrafında dönmektedir. Ve ortasında Türkiye Cumhuriyet'ini görmekteyiz. Bunu bir başlık olarak değerlendirirsek.
Bu Amerika Birleşik Devletleri'nin Büyük Ortadoğu Projesi ile Rusya'nın Büyük Avrasya projesi yani BAP ile BOP mücadelesinin savaşını görmekteyiz. Biri Hazar ve Kafkasya üzerinden Ortadoğu'ya hakim olmaya çalışıyor Rusya,diğer taraftan Amerika Birleşik Devletleri, Kuzey Afrika'dan konrol alanı oluşturmaya çalışıyor. Şimdi Azerbaycan ve Ermenistan meselesini burdan değerlendiricez yani Dağlık Karabağ meselesini, şimdi hiçbir şey yokken ortada Dağlık Karabağ meselesi yeniden alevlendirildi.
Azerbaycan ve Ermenistan arasında süre gelen bu 30 yıllık mücadele bugün neden bu noktaya geldi. Ermenistan BM'nin Dağlık Karabağ Azerbaycan toprağı saymasına rağmen burada 30 yıldır işgalci olarak bulunmakta fakat buna ne Amerika ne de Rusya sesini çıkartmamakta burda demekki bu bölgenin sorunlu bölge olmasının sağladığı avantajlar var özellikle Rusya açısından şimdi Rusya bu meselenin taze kalmasını,sorun olarak kalmasını ve istediği zaman Ermenistan ve Azerbaycan üzerinde kullanmayı tercih ediyor. Hatta Karabağ meselesini Azerbaycan devleti üzerinde demokrasinin kılıcı gibi sallamayı hedeflediğini görebiliyoruz.
Özellikle Tovuz saldırısından sonra ve Tovuz saldırısının da coğrafyasına baktığımızda Tovuz enerji nakil hatlarının geçtiği kritik bir bölge,ayrıca demir-ipek yolu dediğimiz, Bakü,Tiflis,Kars demiryolunun geçtiği yeni ipek yolu projesininde demir yolu bağlantısının olduğu bir köprü bunu bile bile hedef alınması manidar, Ermenistan'ın kaybedeceğini bile bile bu savaşa girmesi neden? Bunu Kim İstedi?
Rusya burada ABD'nin trans kafkasya yani Hazar havzasına girmemesi adına bir politika yürütüyor. Bu zaten soğuk savaş sonrası Putin'in izlediği önemli bir politika ve diğer taraftanda ABD'nin Basra körfezinden sonra en bereketli enerji kaynaklarına sahip olan Hazar Havzasına girerek ve bu Hazar havzasındada önemli bir üs elde ederek hem Rusya'ya bir nefes mesafesi kadar yakın olmak istiyor
Diğer taraftan İran'a yakın olmak istiyor. Ve Çin'e yakın olmak istiyor. Ve bunu yapacağı en uygun coğrafyada Azerbaycan topraklarıdır. Asıl amaç ABD'nin Hazar'da üst elde etmesidir. Türkiye'nin bölgede etkin bir varlığının olması ABD ve Rusya tarafından zorluk olarak nitelendiriliyor. Fakat Türkiye her blokta olduğu gibi buradada yerini alacaktır.
YENİ BÜYÜK OYUN HAZAR HAVZASINDA GERÇEKLEŞİCEK
Rusya, ABD'nin burada bir egemenlik kurmaması adına elinden geleni yapacaktır. Abd burada trans kafkasya hattından bir geçiş sağlamak istiyor. Yani Uluslararası strateji belgelerine baktığımız zaman geçmişten bugüne ABD'nin giripte kalamadığı tek deniz Karadeniz'dir. Ve bütün bu jeopolitik dengeyide Karadeniz'e girmek ve üs sağlamak adına gerçekleştiriyor.
Minsk grubuna gelince; Azerbaycan lideri Aliyev, ateşkes çağrılarına Minsk Grubu 28 yıldır bizi oyaladı. 30 yıl daha bekleyecek vaktimiz yok yanıtını vermesi çok normal Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile telefonda görüşmüştü.
Macron, Minsk Grubu içinde müzakereleri yeniden başlatmak için yeni bir yöntem önerdiğini söylesede. Aliyev ise El Cezire kanalına verdiği demeçte çözüm sürecini yürüten Minsk Grubu’nun 28 yıldır hiçbir sonuç elde edemediğini ifade ederek biz, durun, çalışacağız, müzakere yürüteceğiz, yardım edeceğiz gibi beyanları dinleyecek durumda değiliz. Bunları defalarca duyduk. 30 yıl daha bekleyecek vaktimiz yok.
Sorun şimdi çözülmeli açıklaması çok normal Macron müdahil olmak istiyor Ermenistan üzerinden ama nafile bir çırpınış olarak görebiliriz durumu diyerek noktalayalım.Yeditepe Öğretim Üyesi DR. Furkan Kaya teşekkür ederiz bu soru-cevap röportajını Haber365'e verdiği için.