27.02.2024-16:59 (Son Güncelleme:27.02.2024-18:15)

Ruh haliniz beslenme alışkanlığınızı doğrudan tetikliyor: Duygusal açlık yiyecekle dolmaz!

Duygu durumu insanların yaşamında önemli bir yere sahiptir. Özellikle öfke, üzgün ve kaygılı durumlarda devreye beslenmenin girebileceğini aktaran Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, eğer bu durumla baş etmede sıkıntı yaşanıyorsa mutlaka psikolojik destek almaları gerektiğini bildirdi.

Kişilerin duygusal yeme noktasında kendisini durdurmakta güçlük yaşanıyorsa kesinlikle psikolojik destek almaları gerektiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, sağlıklı ve dengeli beslenmenin insan yaşamında gerekli olduğunu ifade ederek, çeşitli duygusal kırılganlıkların yansımasını beslenme de kendisini gösterdiğine dikkat çekti.

Duygusal yemeye dikkat!


Yemek yemenin temel bir ihtiyaç olduğunu ve bu temel ihtiyacın korunması konusunda kontrollü davranılması gerektiğine işaret eden Taşkın, "Bu kontrolü bazı metabolik, psikolojik ya da sosyolojik faktörler nedeni ile kaybettiğimizde çeşitli beslenme sorunları yaşanıyor. Bunlar arasında en sık karşımıza çıkan çeşidi ise duygusal yemedir’’ dedi.

Kişinin olumsuzluklara karşı savunması: Beslenme!

Duygusal yemenin, olumsuz duygulara karşılık olarak gelişen ve aşırı yeme eğilimi gösteren bir davranış bozukluğu olduğunu vurgulayan Taşkın, aynı zamanda bir savunma mekanizması olarak da kişi de kendisinde gösterebildiğini ve ruh halinde gelişen olumsuzlukları kontrol etme dürtüsüyle ortaya çıkan bu yeme davranışında, normalden çok daha fazla yağlı, tuzlu ve şekerli yeme davranışları gözlendiğini açıkladı.

Hangi duygu durumu yeme içmeyi tetikler?


Yeme içme davranışında görünür ölçüde değişiklik görüldüğünü söyleyen Taşkın, bilim insanlarının farklı duygu durumları yemek yeme sürecinde, bireylerin yemek davranışını nasıl etkilediğini yönünde çalışmalar yaptıklarından bahseden Taşkın, "Bunun sonucunda ise duygusal yemenin özellikle olumsuz emosyonlar denilen yoğun stres, anksiyete, depresyon, kızgınlık, öfke ve hüzün gibi duygu yoğunlukları yaşandığında daha çok tetiklendiği ortaya çıkarmıştır’’ şeklinde bilgi paylaşımında bulundu.

Duygusal açlık yiyecekle dolmaz!

Duygusal açıdan kendisini yetersiz hisseden ve kendi benlik saygısını kazanmayan kişilerin duyusal açıdan beslenmeyle ilişkili olduğunu aktaran Taşkın şu ifadelere yer verdi: "Kişilerin hayatlarında yaşadıkları olumsuzluklar yemek alışkanlıklarını ciddi anlamda etkiliyor. Ayrılıklar, aldatılmalar, kayıplar, işsizlik gibi yaşanan olumsuzluklar kişide ciddi anlamdan bir boşluk hissi yaratıyor. Yalnızlık duygusuyla baş edilememe süreçlerinde yeme bozuklukları başlayabiliyor ve sonrasında kişiler aidiyet duygusunu yitirebiliyor. Bu noktada boşluğu yemek yiyerek doldurmaya çalışıyorlar. Oysa üzgün, öfkeli, yalnız, bitkin ya da sıkılmış olduğunuzda sorunun çözümünü bulacağınız adres buzdolabı değil. Bilmemiz gereken en önemli nokta, duygusal açlığın yiyecekler ile doldurulamayacağıdır. İnsan yemek yediği anda kendini iyi hissedebilir ama yemek bittiğinde duygular bitmez üstelik kötü duyguların üstüne bir de fazladan alınan kilolar eklenebilir. Duygularınızı ele almanın sağlıklı yollarını bulabilir, bilinçsizce yemek yeme yerine bilinçli yemeyi öğrenebilir, kilonuzu kontrol altına alıp duygusal gıda tüketimine son verebilirsiniz. Eğer siz de duygusal yeme noktasında kendinizi durduramıyorsanız mutlaka psikolojik destek almalısınız."

Haber365
bilgi@haber365.com.tr