04.05.2020-15:45 (Son Güncelleme:04.05.2020-15:45)

Ramazan'da Kalp Hastalarının Dikkat Etmeleri Gerekenler

Ramazan ayında uzun süre aç kalmak ve bir anda vücuda fazla yüklenerek fazla yemek yemek, kalp rahatsızlıklarının tetiklenmesine neden olmakta. Peki, kalp hastalarının Ramazan ayı boyunca dikkat etmesi gerekenler nelerdir? Detaylar haberimizde…

Ramazan ayı boyunca iftarda tüketilen aşırı yağlı ve ağır gıdaların kalp krizi riskini artırabileceğini vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Turhan, “Kalp hastaları Ramazan boyunca iki öğün yerine üç öğün ve her öğünde daha az miktarda yemek yemelidirler. Bu üç öğün iftar, iftardan 2-3 saat sonra ve sahur şeklinde olmalıdır,” dedi.

ORUÇ TUTMADAN ÖNCE DOKTORA DANIŞILMASI GEREKİR

Bu yıl Ramazan ayının Covid-19 salgınına denk gelmesi ile kalp hastalığı olan kişilerin endişeleri bir kat daha arttı. Kalp hastaları için 'oruç tutabilir' veya 'tutamaz' şeklinde bir genelleme yapılmasının doğru olmayacağını belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Turhan, şu açıklamaları yaptı:

"Kalp hastalarının oruç tutmadan önce kardiyoloji hekimleri tarafından bireysel olarak değerlendirilmesi gerekir. Çünkü kalp hastalığı tanımında regüle hipertansiyondan en ileri kalp yetersizliğine kadar geniş bir dağılım söz konusudur. Kalp hastalığının türü, şiddeti, hastanın klinik durumu, oruç tutulan iklim, mevsim, sahur ile iftar arasındaki süre, iftarda ve sahurda yenilen gıdaların türü ve ne kadar yendiği ile ilaçların içilme düzeninde bozulma olup olmadığı, hastanın oruç tutup tutmaması kararını verirken mutlaka dikkate alınmalıdır."

SU KAYBINA DİKKAT!

Ramazan ayı boyunca kalp damar hastalıklarında artış olduğunun altını çizen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Turhan, "Yurtdışında yapılan bir çalışmada 10 yıllık izlemde Ramazan ayı ve izleyen ay süresince kalp damar hastalıklarına bağlı hastaneye yatış oranında diğer aylara göre artış olmadığı saptanmıştır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada ise benzer şekilde sağlıklı insanlarda orucun kalp damar hastalıklarını olumsuz etkileyici bir özelliğinin olmadığı gösterilmiştir. Ancak sıcak ve uzun yaz günlerinde oruç tutmak pek çok hastada olduğu gibi kalp hastalarında da sorun yaratabilir. Aşırı sıvı ve elektrolit kaybı, kan basıncında aşırı düşmelere, senkop gelişmesine yol açabilir, hatta kalp damar hastalarında kalp krizini tetikleyebilir ve kalp yetersizliğine neden olabilir," dedi.

HANGİ KALP HASTALARI ORUÇ TUTMAMALI?

Özellikle semptomatik göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi şikâyetleri aktif olarak devam eden hsta bireylerin oruç tutmasının sakıncalı olabileceğini belirten Prof. Dr. Hasan Turhan, hangi kalp hastalarının oruç tutmaması gerektiğini de açıkladı:

"İleri düzeyde kalp yetersizliği olan hastalar kesinlikle oruç tutmamalıdır. Çünkü bu hastaların sorunsuz seyredebilmesi ilaçların düzenli kullanılması ve sıvı elektrolit dengesinin sağlanmasıyla mümkündür. Yüksek doz diüretik (idrar sökücü ilaç) alan hastaların özellikle yaz döneminde oruç tutmaları sakıncalıdır. Son 6 ay içerisinde kalp krizi geçiren hastalar, son 6 ay içerisinde koroner stent veya koroner bypass ameliyatı olmuş hastalar için oruç tutmamak daha uygun bir yaklaşımdır. Ritim bozukluğu veya ritim bozukluğuna yatkınlığı olanlarda oruçla birlikte elektrolit dengesizliği ve iskemi tetiklenebilir, sempatik deşarj ve kan şekerinde düşme gibi nedenlere bağlı ritim bozukluğu gelişebilir. Bu nedenle başta ciddi ritim bozuklukları olmak üzere ritim bozukluğu olan hastaların oruç tutması risklidir."

TANSİYON HASTALARININ HEKİME DANIŞMASI GEREKİYOR

Dirençli tansiyon yüksekliği olan hastaların ise kan basıncının normal düzeye inmeden, kontrol altına alınmadan oruç tutmaması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Hasan Turhan, "Tedavi ile kontrol altına alınmış tansiyon yüksekliği olan hastalar, ilaçlarını her gün düzenli almak koşulu ile oruç tutabilirler. Bu sayılan durumların dışındaki tüm kalp damar hastaları oruç tutup tutamayacaklarını mutlaka hekimlerine danışmalıdır. Ramazan öncesinde oruç tutacak hastaların takipli hekimleri tarafından kontrolleri yapılarak ilaç dozlarında düzenleme yapılabilir. Günde tek doz ilaç kullanan hastaların (hipertansiyon ve ritim bozukluğu hastaları gibi) tedavisi, ilaç dozunun sahur veya iftara kaydırılması ile düzenlenebilir. Burada en önemli konu, ilacın her gün aynı saatte alınması ve aksatılmamasıdır" şeklinde konuştu.

SICAK HAVALARDA AĞIR İŞLERDEN UZAK DURUN

Yaz aylarının kendini göstermeye başlaması ve havaların ısınmasıyla birlikte vücuttaki sıvı kaybının da fazla olacağını düşünerek iftar ile sahur arasında yeterli miktarda sıvı alımının sağlanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Hasan Turhan, oruç tutarken sıcak ortamlardan uzak durulması ve sıcakta ağır iş yapılmaması gerektiğini belirtti.

AĞIR VE ÇOK YEMEKTEN KAÇINI

Oruç tutan hastalarda en sık görülen bir diğer sorunun ise ağır ve çok yemek yemek olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Hasan Turhan, "Kimi hastalar uzun süren açlığın etkisi ile iftarda ağır ve aşırı yemek yerken kimileri ise oruç sırasında açlığa dayanabilmek için sahurda çok yemek yemektedir. Hâlbuki ağır bir yemek sonrası çarpıntı, kalp damar hastalarında iskemi, tansiyonda ani yükseklik gelişebilir. Hatta çalışmalarda ağır yağlı yemekler sonrası salınan bazı maddelerin pıhtılaşmaya eğilimi artırdığı, bunun da kalp krizini tetiklediği gösterilmiştir. Bu nedenle kalp hastalarının iftar ve sahurda yediklerinin içeriğine ve miktarına dikkat etmeleri gerekir," dedi.

Ramazan'da kalp şikâyetleri ile acil servise başvuran kişilerin, iftar sonrası ilk birkaç saatte arttığını ifade eden Prof. Dr. Hasan Turhan, buna iftarda tüketilen aşırı yağlı ve ağır besinlerin sebep olduğunu söyledi. Prof. Dr. Turhan, "Kalp hastaları Ramazan boyunca iki öğün yerine üç öğün ve her öğünde daha az miktarda yemek yemelidirler. Bu üç öğün iftar, iftardan 2-3 saat sonra ve sahur şeklinde olmalıdır," diye konuştu.

YEMEKLERDE FASULYE, BEZELYE VE NOHUT TERCİH EDİN

Kalp hastası olan kişilerin Ramazan ayında tükettiği öğünlerinde sindirimi uzun süren besinlere ağırlık vermesinin önemli olduğun belirten Prof. Dr. Turhan, beslenme önerilerini ise şu şekilde sıraladı:

"Lifli, proteinden zengin ağırlıklı sebze ve meyveden oluşan öğünler uzun süreli sindirime uğrarken tokluk hissinin de uzun süreli olmasını sağlamaktadır. Aksine işlenmiş karbonhidrat içeren şekerli, unlu gıdalar ise kısa sürede sindirime uğrayacağından kısa sürede açlık hissedilmesine neden olacaktır. Bu nedenle işlenmiş karbonhidrat (şekerli gıdalar, börek, çörek, baklava, makarna, kurabiye, reçel) yerine sebze yemekleri, fasulye, bezelye, nohut, mercimek gibi gıdaları tercih etmek daha uygun olacaktır."

Haber365
bilgi@haber365.com.tr