Prof. Dr. Tarhan açıklıyor: Sosyal medyadaki linç kültürü salgın gibi yaygınlaştı!
Sosyal medya çağına geçilmesiyle birlikte, toplum nezdinde belirli sorunların ortaya çıktığını belirten Üsküdar Üniversitesi Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, son zamanlarda yaygınlık gösteren zorbalık ve linç kültürü konusu hakkında uzman bakış açısıyla bilgilendirmelerde bulundu.
İnsanların belli kişileri hedef tahtasına oturtarak, saldırganlığa başladıklarını belirten Tarhan, ‘‘Seçilen hedefe saldırganca ve gerçek olmayan nedenlerle insanların düşmanlaştırılması amaçlanıyor. Düşmanlaştırılmanın da ötesinde linç edilen kişiden nefret edilmesi ve şeytanlaştırılması ortaya çıkıyor. Yok edilmesi isteniyor. Okulda öğrenciler arasında akran zorbalığı şeklinde veya komşular arasında olur. Ama Sosyal Medya ortaya çıktıktan sonra bu küreselleşti’’ şeklinde konuştu.
‘‘Gergin ortam insanlara kötülük yaptırabilir’’
Küresel ölçekte sosyal medyanın bir gücünün olduğunu ve bu gücünde oldukça dikkatli kullanılması gerektiğine değinen Tarhan, sosyal medyanın ulaşılabilir, elverişli ve kolay olmasının saldırganlığı kolaylaştırdığını aktararak, ‘‘Psikolojide, 'Genel Gerginlik Kuramı' vardır. Yani toplumda genel gerginlik varsa her türlü kötülük yaptırılabilir. Önce gerginlik yükseltilir, kontrollü gerginlik oluşturulur. 'Kontrollü gerginlik stratejisi' denir. O gerilim içerisinde kitlelerin algıları o anda değiştirilir ve kişilere normal zamanda hiç yapmayacakları şeyler yaptırılır. Linç, yağmalama, provokasyon, saldırganlık gibi birçok durum ortaya çıkar’’ ifadelerine yer verdi.
Eleştirilere duyarlılık beraberinde hatayı da getiriyor!
Herkesin eleştirilere yaklaşımının aynı olmadığını söyleyen Tarhan, bazı insanların eleştiriye çok duyarlı olduğunu belirterek sözlerine şu şekilde devam etti: ‘‘Eleştiriye duyarlı bir insana 'oltalama' yapıyorlar. Bir insan eleştiriye hemen bir sürü cevaplar üretiyorsa, 'tamam bu oltaya takıldı' diyorlar. Sürekli gönderiyorlar ve o kişi de sürekli cevap vermek zorunda kalıyor ve tuzağa düşmüş oluyor. Orada düşünmeden ve öfkeyle cevap veriyor. Özellikle bir de dürtü kontrol sorunları olan bir kişiyse, düşünmeden hareket edebiliyor. Dur-Düşün-Yap paradigması kullanamıyor. Kullanamayınca hata yapıyor ve pişman oluyor. Birçok kişi de o yüzden depresyona giriyor, sosyal medyadan tamamen uzaklaşıyor, dengeli kullanamadıklarını düşündükleri için.’’
Tanınmış kişiler uzmanlara danışabilir!
Etki ve tepki mekanizmasının çok önemli olduğuna dikkat çeken Tarhan, linç kültürü sistematik bir şekilde yapılıyorsa mücadelesinin de sistematik olması gerektiğini vurgulayarak, ‘‘Toplumda göz önünde olan kişilerin adım atarken çok daha dikkatli olması gerekir. Düz ovada yürüyüşle dağda yürüyüş aynı tehlikede değildir. Bu nedenle yüksek, tanınmış, parmakla gösterilen kişilerin toplum önünde daha dikkatli konuşmaları, daha ölçüp tartarak konuşmaları, muhakkak bir konuyu konuşacaklarsa bir uzmandan görüş alarak konuşmalarında fayda var. Onların ufak bir hatasından karizmaları çizilebilir’’ dedi.
‘‘Aile sıcaklığı çok mühim’’
Aile bağlarının güçlülüğün ve anne babanın yaklaşımına dikkat çeken Tarhan, gençlerin ergenlik döneminde akıldan çok duygularının baskın olduğunu anımsatarak sözlerini şöyle tamamladı: ‘‘Ergenler güvenli bir aile ortamı yoksa, aile sıcak, çekici değilse medyadaki haz tuzaklarına düşüyorlar. Sosyal medyadaki kötücül tuzaklara kolay kapılıyorlar. Oyun bağımlılığı da çok yaygınlaştı, bununla ilgili artık hastanede yatarak tedavi alanlar olmaya başladı. Eğer güvenli bir aile varsa, anne baba ortak dil kullanıyorsa, hiç korkmamak lazım sosyal medyadan. Şimdi ben bakıyorum birçok ailede evin patronu çocuk olmuş, evin lideri çocuk olmuş. Bu çok riskli. Artık durum böyle olunca çocuğun hoşuna giden ne? Sosyal medya. Bütün gün elinde telefon, okulu reddediyor, okula gitmiyor. Bu artık toplumsal bir sorun haline geldi. Onun için bütün disiplinlerin bir araya gelip bununla ilgili bir şeyler yapması gerekiyor.’’