27.01.2021-10:16 (Son Güncelleme:27.01.2021-10:16)

Pandemide Çocuklarda Miyop Oranı Arttı

Dünyayı etkisi altına alan kovıd-19 salgını sebebiyle çocuklar parklarda değil de sanal ortamlarda enerjilerini atarken göz sağlıkları akıllarına bile gelmedi. Peki bu durum çocukların gözlerinin bozulmasına sebep olur mu? Nasıl önlemler alınmalı? Miyop nedir?

Prof. Dr. Koytak, 'Kovid-19 pandemisi nedeniyle 2020 yılında hem eğitimlerini sürdürmek hem de sosyal faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla bilgisayar, tablet ve telefon ekranlarına maruz kalan çocuklarda miyop oranı arttı.' ifadelerini kullandı.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi başhekimi ve oftalmoloji profesörü. Arif Koytak yaptığı yazılı açıklamada, başta çocuklar olmak üzere hemen hemen tüm dünyanın 2020'yi evde ve kapalı alanda geçirdiğine dikkat çekti. Miyopluk gelişimi açısından bu yaş grubunun risk taşıyan ve oyun, spor gibi aktivitelerinden uzak olduğunu belirtti.

Koytak, çocukların derslerini ve eğlencelerini neredeyse tüm gün boyunca tablet, bilgisayar ve cep telefonu ekranlarının önünde geçirdiklerine dikkat çekti. 'Bu zorunlu kısıtlamaların çocuklarda miyopluk gelişimi ve ilerleme hızı üzerinde olumsuz etkisi olacağını tahmin etmek hiç zor olmadı. Kovid-19 pandemisi nedeniyle 2020 yılında hem eğitimlerini sürdürmek hem de sosyal faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla bilgisayar, tablet ve telefon ekranlarına maruz kalan çocuklarda miyop oranı arttı.' ifadelerini kullandı.

Bu endişeleri şaşırtıcı bir şekilde ispatlayan ilk bilimsel araştırmanın Çin'den olduğuna işaret eden Koytak, bulgularla ilgili şu bilgileri paylaştı:

Prof.Dr.Arif Koytak, hafif ve orta dereceli miyopinin insanların yaşam kalitesine olumsuz bir etkisi olmadığını söyleyerek, 'Fakat tüm miyopluk olgularının yüzde 10'unu oluşturan yüksek miyopluk (6 ve üzeri numaralar) orta yaş sonrası gözlerde ilerleyici hasara ve kalıcı görme kayıplarına neden olabilmektedir. Çin'de 6 ay yani diğer ülkelere kıyasla kısa süren karantinanın etkisi bu kadar çarpıcı sonuçlar vermişken Batı'da daha uzun süren ve daha da sürmesi beklenen sokağa çıkma yasağı, uzaktan eğitim gibi uygulamaların göz sağlığı üzerine bu olumsuz etkisinin de dikkate alınması gerekiyor.' öngörülerinde bulundu.

Koytak, miyopinin özellikle uzakta bulanık görmeye neden olan bir göz hastalığı olduğuna dikkat çekti.

Koytak, daha önce miyopinin büyük ölçüde genetikle ilgili olduğu düşünüldüğünü vurgulayarak, 'Fakat artık tek faktörün genetik olmadığını biliyoruz. Toplumda miyopluk oranının hızlı artışı üzerine eğilen araştırmacılar, bu artışın çocuk ve gençlerin yakın mesafeye odaklanarak yaptıkları işlerin belirgin biçimde artmasından kaynaklanabileceğini ortaya koydu. Yine farklı ülkelerde çok sayıda çocuk üzerinde yapılan uzun süre takipli çalışmalarda oyun ve spor aktiviteleri için dışarıda az zaman geçirmenin miyopluk gelişimi açısından belirgin bir risk faktörü olduğu anlaşıldı. Açık hava ve parlak gün ışığında yapılan aktivitelerin miyopluk gelişimi açısından koruyucu etkisi tespit edildi.' ifadelerine yer verdi.

Prof. Dr. Koytak, '2000 yılında toplumdaki miyop oranı Avrupa ve Amerika'da yüzde 25, Çin ve Singapur gibi Uzak Asya ülkelerinde yüzde 50 civarındaydı. 2020 yılında bu oran Batı ülkelerinde yüzde 33'e, Uzak Doğu ülkelerinde yüzde 80 üzerine çıkmış durumda. Dünya Sağlık Örgütünün beklentisi 2050 yılında tüm dünya nüfusunun yüzde 50'den fazlasının miyop olacağı şeklinde.' ifadelerini kullandı.

10 YAŞ ALTI ÇOCUKLARDA MİYOP OLUŞUMU

Prof. Dr. Arif Koytak, 10 yaş altındaki çocuklarda miyoplaşmanın önüne geçilmesi için yapılması gerekenleri bu şekilde sıraladı: 'Yakın zaman içinde göz muayenesi olmamış olan tüm çocuk ve gençlerin göz muayenesinden geçerek mevcut kırma kusurlarının düzeltilmesi gerekir. Sosyal mesafe ve karantina kurallarına uymak şartıyla her fırsatta özelikle gün ışığında yapılacak oyun, yürüyüş, bisiklet, spor gibi açık hava aktivitelerine ağırlık verilmeli. Bilgisayar, tablet ve cep telefonu karşısında geçirilecek zaman mümkün olduğunca kısıtlanmalı. Ekran karşısında aralıksız durulan zaman olabildiğince kısaltılmalı. Her yarım saatlik yakın çalışmanın ardına 5-10 dakikalık göz dinlendirme molasının konulması gerekir. İçeriği uygun bazı derslerin görüntülü değil, sesli kayıttan sunulması, ekrandan izlenmesi gereken şeylerin mümkünse TV ekranından ve mümkün olduğunca uzaktan izlenmesi, loş ortamlarda çalışmaktan kaçınılması lazım. Okumak, yazmak, resim çizmek gibi yakın mesafeden yapılan uygulamalar mümkün olduğunca aydınlık ortamlarda yapılmalı.'


Haber365
bilgi@haber365.com.tr