Ozon Tedavisi Nedir? Ozon Terapisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
Ozon tedavisi, son yıllarda birçok hastalığın tedavisinde yardımcı olarak kullanılıyor. Peki ozon terapisi nedir? Ozon tedavisi nedir? Ozon tedavisi hangi hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır? Sorularının yanıtları haberimizde.
Son yıllarda, çeşitli hastalıkların tedavisinde yardımcı tedavi
yöntemi olarak tercih edilen ozon terapisi, oksijenin kararsız bir formu olan
ozon teknolojisinin kullanılmasıyla uygulanmaktadır. Oksijen terapisi ya da
oksijen tedavisi olarak da adlandırılan bu tedavi yolu; çeşitli deri
hastalıklından enfeksiyonlara varana değin, hekimlerin tavsiye ve isteği
doğrultusunda kullanılmaktadır.
OZON TEDAVİSİ NEDİR?
Oksijen, tüm canlılar için hayati bir öneme sahiptir. Bunun
yanında oksijen, tıpta tedavi amacıyla da kullanılmaktadır. Bunlardan biri normobarik
oksijendir. Normobarik oksijen, özellikle hastanelerde solunum güçlüğünün yoğun
olarak yaşandığı akut durumlar veya KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer
Hastalığı) hastası bireylerde kullanılan tedavi yöntemidir. Bir diğer ozon
tedavisi yöntemi olan hiperbarik oksijen ise atmosferden çok daha yüksek bir
basınç altında ve yüzde yüz oranında oksijen içeren ortamlarda çeşitli
hastalarda uygulanan yöntemlerden biridir.
Atmosferde yaklaşık olarak %21 oranında oksijen bulunur.
Ozon terapisi esnasında yüksek basınç ile birlikte bu oksijen oranı %100’e
kadar çıkartılmaktadır. Bu sayede, plazma içerisinde oksijen çözünümü artar ve bu
doğrultuda oksijen çevre dokulara ulaşır. Bu sayede başta damar hastalıkları ve
solunum hastalıkları olmak üzere birçok hastalığa yardımcı tedavi uygulanır.
OZON TEDAVİSİ HANGİ
HASTALIKLARIN TEDAVİSİNDE KULLANILIR?
Oksijen terapisi veya yaygın kullanımıyla ozon tedavisi, tıp
dünyasında birçok hastalıkta yardımcı tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Bu
hastalıklardan bazıları şu şekildedir:
DOLAŞIM BOZUKLUKLARI
VE OZON TERAPİSİ
Ozon tedavisinin sıklıkla kullanıldığı hastalıkların başında
dolaşım bozuklukları gelmektedir. Özellikle tip 1 ve tip 2 diyabet hastalarında
görülen ayak bölgesi uyuşması, vücudun karıncalanması, üşüme ve ağrı gibi
rahatsız edici sorunlar hastalığın yol açtığı dolaşım bozukluğundan
kaynaklanır. Öte yandan bu gibi sorunlarla baş başa kalan hastalarda dolaşım
bozukluğunun yol açtığı fiziksel etkiler hiperbarik oksijen tedavisi ile büyük
oranda önlenir. Ancak yüzde yüz faydası bulunmamaktadır.
KANSER VE OZON
TEDAVİSİ
Kanser hastalığı, bilindiği üzere belirli bir tedavisi
olmayan bir hastalıktır. Bu nedenle alternatif tedavi yöntemleri sıklıkla
kullanılır. Kanserde kullanılan bir yardımcı tedavi yöntemi de ozon
terapisidir. Ozon tedavisi kanser hastalarında bağışıklık sisteminin
aktifliğini arttırır ve kanser ile savaşan hücrelerin üretimini destekler. Bu
sayede oksijen terapisi, vücut direncini büyük oranda arttırır ve kemoterapinin
olumsuz etkilerinin azaltılmasına yardımcı olur.
GÖZ HASTALIKLARI VE
OZON TERAPİSİ
Yaşlılığa bağlı olarak artış gösteren göz damarları
bozulmaları optik sinirlerde bozulmalara ve retinada hasarlara neden olur. Bu
hasarlar göz rahatsızlıklarının başlangıcına yol açar. Ozon terapisi ile göz
hastalıklarının seyrinin yavaşlatıldığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
BAKTERİ VE MANTAR
ENFEKSİYONLARI
Ozon terapisi mantar ve bakterilerin üremesini engelleyici
bir işlev görür. Özellikle ayak bölgesinde oluşan ve kişiyi çok zor durumlarda
bırakan mantar hastalığında oksijen tedavisi yardımcı uygulama olarak kullanılarak
inatçı enfeksiyonların önüne geçilmesinde önemli rol oynar.
OZON TERAPİSİNİN ZARARI VAR MI?
Oksijenin yanıcı bir element olduğu göz önüne alınarak ozon
terapisinin yapıldığı ortamda gerekli güvenlik koşullarının alınması
gerekmektedir.
Ozon terapisinin zararı yoktur ancak birtakım riskler
barındırmaktadır. Bu risklerin içerisinde en önemli riski hipoventilasyon,
yani akciğerlerde temiz hava ile kirli hava değişiminin yeterli oranda
yapılamaması durumunda ortaya çıkan plazma karbondioksit oranının artış
göstermesidir. Bu durumun önüne geçebilmek için hastaya uygun doz belirlemesi
yapılmalıdır.
Ozon tedavisinin bir diğer riski de basınca bağlı
olarak ortaya çıkan orta kulakta travmalarıdır. Ancak bu risk çok düşük bir
ihtimaldir. Uygun doz ayarlaması yapıldıktan sonra hastalar herhangi bir sorun
yaşamamaktadır.