Özel güvenlikler üst araması yapabilir mi? Yargıtay'dan arama kararı
Mahkemeye taşınan bir olay, özel güvenlik görevliler üst araması yapabilir mi? sorusunu gündeme taşıdı. Özel güvenlik görevlisi tarafından kendisine üst araması yapılan yabancı uyruklu şahıs, arama sırasında üzerinde uyuşturucu madde çıkınca tutuklandı. Şahsın karara itiraz etmesi üzerine Yargıtay emsal bir karara imza attı. İşte o kararın detayları…
Yargıtay’ın çok konuşulan emsal niteliğinde bir karara imza atmasının ardından, özel güvenlik görevlileri üst araması yapabilir mi? Sorusu gündeme geldi. Bir şehirlerarası otobüs terminalinde çalışan özel güvenlik görevlisi, şüphelendiği yabancı uyruklu bir şahsın üzerini aradı. Arama sırasında yabancı uyruklu şansın üzerinden bir miktar uyuşturucu madde çıktı. Olayın ardından terminale çağrılan polis ekipleri, şahsı gözaltına aldı. Yabancı uyruklu şahıs çıkarıldığı nöbetçi mahkemece ‘uyuşturucu ticareti yapmak’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakkında dava açılan şahıs karara itiraz etti. İtiraz sonrası kararın temyiz edilmesi üzerine, kararı değerlendiren Yargıtay 10. Ceza Dairesi, emsal niteliğinde bir karara vardı. Yargıtay, özel güvenlik görevlilerinin üst araması yapmaya yetkisi olmadığını belirterek, usulsüzce elde edilen kanıtların hukuken hiçbir hükmü olmadığına hükmetti.
Emsal niteliğinde karar!
Özel güvenlik görevlilerinin üst arama yetkisi bulunmadığının belirtildiği kararda, usulsüz sayılan bu yolla elde edilen delillerin de geçersiz olacağı ifade edildi. Bu deliller ışığında söz konusu şahsın tutuklanamayacağı, bunun hukuka aykırı bir durum olduğu belirtildi. Kararda şu ifadeler kullanıldı;
"Ceza muhakemesinin amacı; sosyal düzenin korunması ile kişilerin hak ve özgürlüklerine saygı arasında bir denge kurulması suretiyle, hukuken geçerli delillerle hiç bir duraksamaya yer vermeden maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır.
Adli arama yapma görev ve yetkisi bulunmayan özel güvenlik görevlisince yapılan arama hukuka aykırı olduğundan ve bu arama işleminden elde edilen maddi deliller hükme esas alınamayacağından; hakkında mahkûmiyetine yeterli başkaca delil bulunmayan sanığın beraati yerine, yazılı gerekçeyle mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre sanığın tahliyesine, başka suçtan tutuklu ve hükümlü olmadığı takdirde serbest bırakılması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına oy birliği ile karar verilmiştir."