Oruç Reis Kimdir?
Barbaros Hayrettin Paşa'nın abisi Oruç Reis kimdir? Osmanlı Devleti'nin Akdeniz'e egemen olmasını nasıl sağladı?
Barbaros Hayrettin Paşa’dan sonra Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’deki en iyi denizcilerinden biri olan Oruç Reis, Yakup Ağa’nın dördüncü oğlu olarak 1470 veya 1474 yılında Midilli adasında doğdu. Yakup Vardari’nin dört oğlundan ikincisi olan Oruç Reis, diğer kardeşleri İshak, Hızır ve İlyas ile birlikte büyümüştür. Ada şartları gereği doğal olarak kardeşleriyle birlikte gemiciliği ve denizi çok iyi şekilde öğrenmiştir. 16. yüzyılda kardeşleriyle birlikte Osmanlı Devleti için Akdeniz ve açık denizlerde çalışan Oruç Reis küçük yaştan itibaren gemiciliği ve deniz ticaretini çok iyi bir şekilde öğrenmiştir.
ORUÇ REİS KİMDİR?
Gençliğinde gemiciliği ve deniz ticaretini çok iyi öğrenen Oruç Reis, cesareti, zekası ve girişimciliği ile kısa zamanda gemi sahibi oldu. Suriye, Mısır, İskenderiye, Trablusşam’a mal taşıyarak, oradan aldıklarını Anadolu’ya getiren Oruç Reis, uzun yıllar ticaretle uğraşmıştır. Oruç ve İlyas Reisler Midilli’den Trablusşam’a giderken yapılan çarpışmalar İlyas Reis, vefat ederken, Oruç Reis Rodos şövalyelerine esir düştü. Yaklaşık üç yıl kaldıktan sonra Kardeşi Barbaros Hayrettin Paşa tarafından kurtarılan Oruç Reis, esaretten kurtulduktan sonra, bir süre Memlük Devleti hizmetinde amirallik yaptı.
Memlük Devletinin himayesinde uzun süre kalmayan Oruç ve Hızır Reisler bir süre sonra Şehzade Korkutun himayesine girdiler. Şehzade Korkut’un verdiği on sekiz büyük savaş gemisine komutan olan Oruç Reis Rodos kıyılarındaki pek çok denizciyle çarpışarak büyük ganimetler elde etti. Rodos kıyılarında basılmadık yer bırakmayan Oruç Reis, ani bir baskın sonucunda gemilerini kaybetti. Leventleriyle birlikte bu baskından kurtulduktan sonra, Şehzâde Korkut’a tekrar başvurdu. Kendisine, biri yirmi dört oturak, ikincisi yirmi iki oturak iki savaş gemisi verildi. Şehzâde Korkut’un elini öpüp, hayır duasını aldıktan sonra Akdeniz’e açıldı. Bu tarihten itibaren büyüttüğü donanması ile daha büyük ganimetler elde eden Oruç Reis ve Hızır Reislerin ünü Batı Akdeniz ülkelerine yayılmıştı.
İSPANYA'YA RAĞMEN CEZAYİR'İ FETHETTİ
Türk denizcilik târihinin önemli bölgelerinden olan Cerbe Adası'nı, 1513 yazında fetheden denizci, burayı kendisine üs edinip, Doğu ve Batı Akdeniz'de pek çok gemi zapt etti. Papa'ya ait olan ve o zamanın dev savaş gemilerini, ince tekneleriyle ele geçirmesi şöhretini Avrupa ve dünyaya yaydı. İtalyanların elde edilmesi güç olan gemisini ele geçirdi. Bu başarı sonrası İtalyanlar ona, kızıl sakalı nedeniyle Barbarossa adı verildi. Oruç Reis'in ardından kardeşi Hızır da ağabeyine hürmeten aynı lakabıyla anıldı.
Oruç Reis, Cezayir'de bir devlet kurmaya karar verdi ve İspanya Kralı Şarlken, Cezayir'e donanma gönderdiyse de Oruç Reis bu toprakları fethetti. Becâye kuşatması sırasında ağır darbe alan sol kolu kesildi, ancak azminden hiçbir şey kaybetmedi. Emeviler'e, zor durumunda yardım ederek Kuzey Afrikaya'ya taşıdı. Kardeşleriyle birlikte Kuzey Afrika'yı istilacılara karşı savundu, tüm ihtiyaçlarını karşıladı.
Oruç Reis, sınır boylarında akıncıların yaptıkları, yıldırma ve fethe hazırlama çalışmalarını denizde gerçekleştiren cesaret ve kahramanlık örneği deniz kurtlarından biriydi. Katıldığı savaşlarda can ve mal endişesi duymazdı. Elde ettiği ganimetleri fakir ve kimsesizlere, leventlerine dağıtır, varını yoğunu cihat ve gaza için harcardı. Cömert, âlicenap, yardımsever, merhametli olan Oruç Reis, ciddî ve sert bir yapıya sahipti. Bütün leventleri tarafından, bir baba gibi sevilirdi. Çok iyi bir savaşçı, tehlikeli zamanlarda en iyi çareleri bulmakta zorluk çekmeyen bir komutandı.
ORUÇ REİS TEK KOLUNU NASIL KAYBETTİ?
Cezayir’i fethetmek ve bir devlet kurmak için harekete geçen Oruç ve Hızır Reisler, kısa zamanda bu toprakları ele geçirdi. İspanya Kralı Şarlken, Cezayir’e donanma gönderdiyse de, Oruç Reis’i elde ettiği yerlerden çıkaramadı. Cezayir yakınlarındaki bir kaleyi kuşatan Oruç ve Hızır Reisler, bu kaleyi aldılar ancak çetin geçen mücadele sonucunda Oruç Reis’in bir kolu kesildi. Bir yılın sonunda iyileşerek tek koluyla tekrar denizlere açıldı. Bu olayın ardından bir süre Tunus’ta bulunan Hızır ve Oruç Reisler, Muhyiddin Reis kumandasında altı gemilik bir filoyu çeşitli hediyelerle İstanbul’a gönderdi. Osmanlı Devleti Padişahı Yavuz Sultan Selim, bizzat huzuruna kabul ettiği Muhyiddin Reis’e Oruç Reis ve kardeşine verilmek üzere iki elmas kabzalı kılıç, iki sorguç, iki hil‘at ve iki firkate hediye etti.
Oruç Reis Hızır Reis’in Akdeniz’deki faaliyetleri devam ederken bölgedeki Tunusluları ve İspanyolları rahatsız ediyordu. Ancak Oruç Reis, İspanyol ve Cenevizliler tarafından istilâ edilen Cezayir bölgesini kendisine hedef seçti. Civarda bulunan Arap aşiretlerinin yardımı ile iç kale üzerinde yapılan savaşlar ise sonuçsuz kaldı ve suların çekilmesinden dolayı gemileri yakarak Cicel’e gitti. Cezayir halkı kendilerine baskı yapan İspanyollara karşı Hızır ve Oruç Reislerden yardım istemesiyle Kuzey Afrika’daki Hristiyan üstünlüğünü ortadan kaldırmak amacıyla harekete geçtiler. Oruç Reis, Cicel’de bulunan kardeşi Hızır Reis’e mektup göndererek yardım istedi. Kardeşlerini bulmak için Midilli’den Tunus’a gelen İshak Bey de beraberindeki birkaç gemiyle Cezayir’e ulaştı.
ORUÇ REİS KARDEŞLERİ
Oruç Reis İspanyol kalesini topa tuttuğu sırada, İspanyollar’la iş birliğine teşebbüs eden Cezayir hâkimi Selim Tumi’yi öldürtmesi üzerine İspanya’yı harekete geçirdi. Don Diego kumandasında İspanyol kuvvetleri, 140 parça gemiden oluşan bir donanma 15.000 kişilik kuvvetle Cezayir’e gönderildi. İspanyol kuvvetleri karaya asker çıkararak Cezayir kalesini kuşattı ancak Oruç Reis komutasındaki ordu karşısında başarılı olamadı.
Oruç ve Hızır Reisler daha sonra bölgede idare ve güvenliği sağlamak amacıyla Cezayir’in doğu tarafları Hızır Reis’e, merkezi Cezayir olan batı bölgeleri Oruç Reis’e bırakıldı. Oruç Reisin Cezayir’de güçlendiğini göre İspanyollar ve Tunus beyi bu durumdan rahatsız olduğundan dolayı harekete geçtiler. Tunus beyleri ve İspanyolların iş birliği yaptığını öğrenen Oruç Reis ve ağabeyi İshak Reis Tilimsân hâkimini yenerek şehre girdi. 1518 yılında İspanyol ve Berberî Abdülvâdî kuvvetleri Oruç Reis’in sığındığı kaleye saldırdı. Çatışmalarda kale düştü ve İshak Reis savaşta hayatını kaybetti.
Ardından Tilimsan kuşatılınca Oruç Reis şehri altı ay savundu. Sonunda cephane ve yiyecek kalmadığından beraberindeki otuz kırk arkadaşı ile birlikte kaleden çıkmaya teşebbüs ettiyse de fazla uzaklaşamadı. Akdeniz’de etkin olmaya devam eden Barbaros kardeşlerden Oruç Reis'in 1518’de hayatını kaybettiğinde, kırk sekiz yaşında olduğu tahmin edilmektedir.
HANGİ PADİŞAH DÖNEMİNDE YAŞADI?
Doğduğu ve hizmet ettiği zamanlar Fatih Sultan Mehmet, İkinci Beyazıt ve Yavuz Sultan Selim dönemine denk gelmektedir.
BARBAROS ORUÇ REİS
Barbaros: Akdeniz'in Kılıcı adlı dizideki baş karakterlerinden biri olan Oruç Reis, Cezayir'in fethi ve ölümü üzerinden 500 yıldır tarihçiler tarafından konuşulmaktadır. Oruç Reis'i Engin Altan Düzyatan oynamaktadır.
ORUÇ REİS EŞİ KİM?
Oruç Reis'in eşi hakkında tarihi açıdan kesin kanıtlanmış bir bilgi bulunmamaktadır.
İlk dünya haritalarından birini yapan Piri reis hakkında haberimize buradan ulaşabilirsiniz.