Ölüm ve Umut Arasındaki Zorlu Yolculuk
Zulüm ve işkenceye maruz kalan mülteciler, kendilerine güvenli liman arıyorlar. Bu yollarda her türlü zorluklarla mücadele edip acı anlara şahit oluyorlar.
Dünyanın en büyük sosyal problemlerinden biri olan göçmen sorunu her dönemde karşımıza çıkıyor. Ülkelerindeki savaş, çatışma ve yoksulluk gibi yaşamış oldukları sorunlar yüzünden ülkelerini, evlerini ve geçmişlerini bırakıp gitmek zorunda kalan mülteciler, göç etmek için yola çıkarken birçok sorunu da beraberinde getiriyorlar.
Suriyelilerin ülkeye giriş, kalış ve çıkışları 2013 Nisan ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile netleşti. Daha sonra 2014 Ekim ayında çıkan ve kabul edilen geçici Koruma Yönetmeliği ile Suriye’de gerçekleşen savaşlar ve güvensiz ortam nedeniyle Suriye’den bireysel ve kitlesel olarak sınırlarımıza gelip ülkemize geçen Suriye vatandaşları ile vatansızlar ve mülteciler geçici koruma altına alınmıştır. Bu kapsamda mültecilerin acil ihtiyaçları ve sağlık hizmetlerinden faydalanması da sağlanmıştır. Türkiye devleti uzun süreli bir birlikte yaşayabilmenin yollarını aramaktadır.
Macaristan'lı Gazetecinin Göçmene Şiddeti
Macaristan'ın Sırbistan sınırında kucağında bebeğiyle polisten kaçan Suriyeli bir göçmeni kasten çelme takarak düşüren kameraman işinden kovulmuştu. Petra Laszlo isimli gazetecinin, tavrı dünya basınında yankı uyandırmıştı. Laszlo ise Twitter'da özür dilemek yerine ‘Yaptığımla gurur duyuyorum. Daha fazla manşet haber yazmak için beni işe alın. Onlar mülteci değil. Macaristan'ı elimizden almak için hayatlarını ortaya atan göçmenler. Herkes bana kızıyor. Macaristan'a hücum eden göçmenlere neden kızmıyorsunuz?’ mesajıyla pişkinliğin devam etmişti.
Türkiye 'Zulüm Ve İşkenceye Maruz Kalan Mültecilerin Güvenli Limanı' Oldu
'Türkiye, İnsana İnsan Olduğu İçin Değer Veriyor'
'Mülteciler, yaşam şartlarından dolayı Avrupa'ya gitmek istiyor, ancak Avrupalılar tarafından kabul edilmiyorlar. Türkiye, Suriyeliler özelinde açık kapı politikası gözetmiş ve hiçbir ayrım yapmaksızın kitleler halinde Suriyelilerin hayatlarını güvence altına almıştır. Bunu yaparken de uluslararası ve yerel çıkarlar gözetmemiştir. Türkiye, insana insan olduğu için değer veriyor. Avrupa ne yazık ki aynı hassasiyeti göstermiyor. Birçok Avrupa ülkesi mültecilere farklı bakıyor. Avrupa, daha çok fayda-zarar ilişkisini dikkate alarak mültecileri kabul ediyor veya etmiyor.'