15.06.2021-15:12 (Son Güncelleme:15.06.2021-16:03)

Netanyahu ile MBS, Ürdün Kralı’na Darbe Yapmışlar

Geçtiğimiz aylarda ''Ürdün’deki Darbe girişimi'' dünyanın gündemine oturmuş ve sonra birden sessiz sedasız bir şekilde ortadan kalkmıştı.

Darbe teşebbüsünün Suudi Arabistan veliahtı ve katil Prans Muhammed Bin Selman ile İsrail Başbakanı Netenyahu’nin gerçekleştirdiği ortaya çıktı.

Eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Trump yönetimindeki üst düzey yetkililer, önde gelen Ürdünlüler ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman ile birlikte başrol oynadığını gösteren Ürdün Kralı Abdullah'ı devirme planıyla ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıktı.

İsrail parlamentosunun aşırı sağcı milliyetçi Naftali Bennett liderliğindeki yeni bir koalisyon hükümetinde yaptığı oylamanın ardından dün görevden alınan Netanyahu'nun oynadığı rolün bazı detayları ayrıntıları, David Ignatius'un Washington Post'ta yayınlanan ''Ürdün'deki sarayın içinde entrika'' başlıklı bir makalesinde de yer aldı.

Ignatius, Ürdün'ün eski veliaht prensi Hamzah Bin Hüseyin'in Kral II. Abdullah'ı devirmek için komplo kurmakla suçlandığı Nisan ayının en büyük hikayelerinden birine ışık tuttu . İddia edilen planın, MBS olarak da bilinen Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman tarafından desteklendiği söyleniyor .

Ulaştığımız bilgilere göre olayla ilgili Ürdünlü bir araştırma raporuna ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu politikası hakkında bilgi sahibi olan mevcut ve eski yetkililerle yapılan tartışmalara dayanıyor. Kral Abdullah'ın sözde ''yüzyılın anlaşması''na itirazının, kendisini baltalamak için yapılan komplonun nedeni olduğu söyleniyor. Planın başarısı, işgal altındaki Doğu Kudüs için, Mescid-i Aksa'nın Ürdünlü veya Haşimi muhafızlığını yerinden etmeye çalışacak yeni bir düzenlemeyi gerektiriyordu.

Mart 2019'da, Trump yönetiminin Bahreyn'deki planın ''Refah İçin Barış'' başlıklı ekonomik bölümünü yayınlamasından iki ay önce, Kral Abdullah sözde barış planının en sert kınamalarından birisini yayınlayarak İsrail’in hedefine girmiş oldu.

Abdullah, bildiride kısaca şunları söylemişti: ''Kudüs konusundaki tavrımı asla değiştirmeyeceğim… Başkaları ne derse desin. Kudüs'e ve kutsal mekanlara karşı tarihi bir görevimiz var.''

Ve o dönemde yapılan ayrı bir röportajda Kral Abdullah, itirazını daha da vurguladı. ''Ben bir Haşimi olarak Kudüs'ten nasıl geri dönebilir ya da Kudüs'ü bırakabilirim? İmkansız. … İnsanlar 'yüzyılın anlaşması' veya alternatif bir vatandan bahsediyorlar. Nasıl? Sesimiz gelmiyor mu?'' demişti

Trump'ın damadı ve müzakerelerdeki baş danışmanı Jared Kushner'ın Netanyahu ve MBS'yi benimsemiş, ancak giderek Ürdün kralına karşı düşmanca davrandığı da halen hafızalardaki yerini koruyor. Eski bir üst düzey CIA yetkilisinin, ''Kralın barış sürecine engel olduğu Trump'ın inancı haline geldi'' demişti.

David Ignatius makalesinde, Trump, Netanyahu ve MBS'nin kralı devirmek için çalışıyor gibi görünmese de, eylemlerinin onu açıkça zayıflattığını ve düşmanlarını cesaretlendirdiğini yazıyor.

Netanyahu'nun Kral Abdullah'ı baltalamak için MBS ve Kushner ile işbirliği yaparak düzenbaz bir şekilde faaliyet gösterdiği öne sürüldü. Ignatius, Mossad ve Shin Bet güvenlik servisi temsilcilerinin, iddia edilen komploda herhangi bir rolü olduğunu reddeden Kral Abdullah ile şahsen temasa geçtiğini yazıyor. Ignatius tarafından alıntılanan eski bir ABD istihbarat yetkilisine göre tema şuydu: ''Bu biz değiliz. Önümüzden geliyor'', yani komplonun bir parçası olan Netanyahu idi.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr