17.01.2022-10:12 (Son Güncelleme:17.01.2022-10:12)

Münafikun Suresi Okunuşu ve Anlamı Nedir?

Kuran-ı Kerim’in 63. Suresi olan Münafikun Suresi, genel anlamda münafıkların karakter özelliklerini anlatır. Peki, surenin Türkçe ve Arapça okunuşu nedir, meali, tefsiri ve fazileti nedir?

Müminleri münafıkların sinsi işlerine aldanmamaları konusunda uyaran Münafikun Suresi Mekke döneminde inmiştir. Toplamda on bir ayetten oluşan sure, Kuran’ın kısa sureleri arasında yer alıyor. İşte okunuşu ve meali…

OKUNUŞU

Bismillahirrahmanirrahim

1. İza caekelmunafikune kalu neşhedu inneke leresulullahi vallahu ya'lemu inneke leresulullahi vallahu yeşhedu innelmunafikıyne lekazibune.

2. İttehazu eymanehum cunneten fesaddu 'ansebiylillahi innehum sae ma kanu ya'melune.

3. Zalike biennehum amenu summe keferu fetubi'a 'ala kulubihim fehum la yefkahune.

4. Ve iza reeytehum tu'cibuke ecsamuhum ve in yekulu tesma' likavlihim keennehum huşubun musennedetun yahsebune kulle sayhatin 'aleyhim humul'aduvvu fahzerhum katelehumullahu enna yu'fekune.

5. Ve iza kıyle lehum te'alev yestağfir lekum resulullahi levvev ruusehum ve reeytehum yesuddune ve hum mustekbirune.

6. Sevun 'aleyhim estağferte lehum em lem testağfir lehum len yağfirallahu lehum innallahe la yehdiylkavmelfasikıyne.

7. Humulleziyne yekulune la tunfiku 'ala men 'ınde resulillahi hatta yenfaddu ve lillahi hazainussemavati vel'ardı ve lakinnelmunafikıyne la yefkahune.

8. Yekulune lein reca'na ilelmediyneti leyuhricennel'e'azzu minhel'ezelle ve lillahil'ızzetu ve liresulihi ve lilmu'miniyne ve lakinnelmunafikıyne la ya'lemune.

9. Ya eyyuhelleziyne amenu la tulhikum emvalukum ve la evladukum 'an zikrillahi ve men yef'al zalike feulaike humulhasirune.

10. Ve enfiku mimma rezaknakum min kabli en ye'tiye ehadekumulmevtu feyekule rabbi lev la ahharteniy ila ecelin kariybin feassaddeka ve ekun minessalihıyne.

11. Ve len yuahhırallahu nefsen iza cae eceluha vallahu habiyrun bima ta'melune.



MEALİ

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

1. Münafıklar sana geldiklerinde: "Biz, senin Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik ederiz." derler. Allah da senin Kendisinin elçisi olduğunu elbette bilir. Bununla beraber, Allah, onların bunu söylerken yalan söylediklerine, samimî olmadıklarına şahitlik eder.

2. Onlar yeminlerini kalkan olarak kullanıp insanları Allah'ın yolundan uzaklaştırırlar. Yaptıkları bu iş ne kötü bir iştir!

3. Çünkü onlar önce inandıklarını iddia ettiler, sonra inkâra gittiler. Bu sebeple kalpleri mühürlendi. Artık onlar hakkı anlamazlar.

4. Onları gördüğünde kalıpları kıyafetleri senin hoşuna gider, onları beğenirsin. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Gerçekte ise onlar, âdeta duvara dayatılan, ruhsuz kütüklere benzerler. İçleri boş, ödlek olduklarından çıkan her sesten pirelenir, her yeni haberi kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah belalarını versin onların! Nasıl da hakikatten vazgeçiriliyorlar.

5. Onlara: "Gelin, Resulullahın huzuruna varın, sizin için dua etsin, Allah'tan size af dilesin!" denildiğinde, (açıktan bir şey söyleyemediklerinden), kibirlerinden ötürü başlarını sağa sola büker, içten içe homurdanırlar ve onların kibirli bir şekilde yan çizdiklerini görürsün.

6. Ha mağfiret diledin, ha dilemedin, onlara göre birdir. Allah onları asla affetmeyecektir. Çünkü Allah, fâsıklığı tabiat haline getirenleri hidâyet etmez, emellerine ulaştırmaz.

7. Onlar: "Resulullahın etrafındaki fakirlere infak etmeyin, destek olmayın ki dağılsınlar!" diyen bedbahtlardır. Halbuki göklerin ve yerin bütün hazineleri Allah'ındır, lâkin münafıklar bunu bilmezler, anlamazlar.

8. Hem derler ki: "Medineye bir dönelim; göreceksiniz aziz olan, zelil olanı oradan dışarı atacaktır." Heyhat! İzzet, Allah'ın, Resulünün ve müminlerindir. Ne var ki münafıklar bunu bilmezler.

9. Ey iman edenler! Ne mallarınız, ne evlatlarınız sizi Allah'ı zikretmekten alıkoymasın! Bilin ki böyle yapanlar, en büyük kayba uğrarlar.

10. - 11. Sizden birinize ölüm gelip çatmadan önce, size nasib ettiğimiz imkânlardan Allah yolunda harcayın! Ölüm gelip çatınca: "Ya Rabbî, az mühlet ver bana, bak nasıl hayırlar yapacağım, tam takvâ ehlinden olacağım!" diyecek olsa da, Allah vâdesi gelen hiçbir kimsenin ecelini ertelemez. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.

FAZİLETİ

Diğer surelerde de olduğu gibi Münafikun suresinde de birçok fazilet bulunuyor. Buna göre bu sureyi okuyan kişiler kötü niyetlilerin şerrinden korunur. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bu sureyi okuyanların nifaktan korunacağını buyurmuştur. Söylenene göre 100 defa bu sureyi okuyan kişiler kıskanç ve fesat kimselerden Allah’a sığınır.

TEFSİRİ

Sözlükte münâfık “tükenme, saklanma, köstebeğin veya Arap tav­şanının deliğine girmesi veya çıkması” gibi anlamlar taşıyan “nfk” kökünden türetilmiş olup Kur’an’da “gerçekte iman etmediği halde öyle görünen, inanç ve davranışlarında iki yüzlü olan” kişiler için kullanılır. Bu durumda olmaya nifak denir. “Çıkar ve itibar sağlama amacıyla kendisine dindar süsü verme” anlamına gelen riyâ ise hem bazı müminlerin ahlâkî bir zaafını hem de gerçekte iman etmemiş olan münafıkların müslüman hatta dindar görünmek için sergiledikleri sahte davranışları ifade etmek üzere kullanılabilen bir kavramdır.

Münafıklar müslüman kabul edilmelerinin avantajlarını kullandık­larından, müslümanlar için açıktan düşmanlık edenlere göre daha tehlikeli olmuşlardır. Bu sebeple Kur’an-ı Kerîm’de ve hadislerde müna­fıkların özellikleri ve verebilecekleri zararlar üzerinde geniş olarak durulmuş, bu konuda daha dikkatli olmaları için müminler uyarılmıştır (özellikle bk. Bakara 2/8-20; Nisâ 4/138-147; Tevbe 9/38 vd., özellikle 61-70; Ahzâb 33/4-5, 12-20).

İlk dört âyette, münafıklar iman ettiklerini söylerken veya Resûlullah ve müslümanlar aleyhine dediklerini ve yaptıklarını inkâr ederken bu beyanlarını yeminlerle teyit etmeye çalışsalar da, Allah katındaki değerlendirme açısından bunların kendilerini aldatmaktan öte bir anlam taşımadığı, ama bu açıklamalarını ve yeminlerini siper edinerek bir süre müslüman muamelesi görmüş olacakları bildirilmektedir. Özleriyle sözlerinin bir olmadığını davranışlarıyla ortaya koyan, iradelerini o yönde kullanan bu kimseler, artık gönüllerini imanın ışığına kendi elleriyle kapatmışlar, böylece Allah tarafından kalplerinin mühürlenmesi sonucunu hak etmişlerdir; artık yaptıkları işin mahiyetini kavrama, vicdan muhasebesi yapma, Allah’ın insana verdiği en büyük nimet olan akıl yeteneği ve buna bağlı donanımlarını kullanıp davranışlarını ahlâkî açıdan değerlendirme yetilerini yitirmişlerdir. O sebeple 4. âyette bunların, ancak dış görünüşüyle ilgi çeken ama insanî değerlerden yoksun bulunan varlıklar olduklarına ilişkin ağır bir benzetme yapılmıştır.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr