13.06.2020-16:48 (Son Güncelleme:13.06.2020-16:46)

Milano’da Gezilecek Tarihi Yerler

İtalya’nın başkenti ve en kalabalık şehri olan Roma’dan sonra ikinci sırada yer alan Milano modanın başkenti olarak bilinmektedir. Bu yazımızda Milano’nun moda şehri olmasının yanında tarihi özelliklerini ön plana çıkararak, hem ön yargılar yıkacağız.

İtalya’nın başkenti ve en kalabalık şehri olan Roma’dan sonra ikinci sırada yer alan Milano modanın başkenti olarak bilinmektedir. Bu yönüyle akıllara alışveriş gelmekte ve şehir bazı kesimlerce sıkıcı bulunmaktadır. Bu yazımızda Milano’nun moda şehri olmasının yanında tarihi özelliklerini ön plana çıkararak, hem önyargıları yıkacağız hem de Milano’ya gitmek için uçuş biletlerine bakmanızı sağlayacağız. Haydi başlayalım.

  1. DUOMO KATEDRALİ

Yapımına 14. yüzyılın ilk yıllarında başlanmış ve yapımı halen devam eden çok ilginç bir eser olan Duomo Katedrali ile yolculuğa başlıyoruz. Eserin yapılmasında yüzlerce mimar, heykeltıraş ve işçi yer almıştır. Çeşitli siyasi, ekonomik ve politik etkilerin tetiklenmesi ile katedralin yapımı sürekli bir sekteye uğramış; bundan dolayı tamamlanamamıştır. Katedralin en tepesinde altından yapılmış Meryem Ana heykeli bulunmaktadır. Dünyanın en büyük katedralleri arasında yer alan bu eser, yaklaşık 3500 heykeli bünyesinde barındırmaktadır. 453 basamağıyla en tepesine varabileceğiniz katedralde, yürüme zorluğu yaşayanlar ve tembeller için de bir asansör bulunmaktadır. Duomo Katedrali, her bir parçasıyla farklı bir anlama işaret etmekte, bu anlamları bulmakta size düşmektedir. Bulmaca severler buraya!

  1. SFORZESKO ŞATOSU

Evet moda şehri olarak bilinen Milano’nun karanlık yüzü, bir dönem cadıların yaşadığ… şaka şaka. Sforzesko Şatosu, korunmak ve savunmak amacıyla 15. yüzyılda yapılmaya başlamıştır. Ressam ve sanatçı kişiliği öne çıkan Leonardo Da Vinci’nin sanatçı yönüyle buluşan eser, bugünkü şato biçimini alarak kültür mirasına müze olarak hizmet etmeye başlamıştır. Yapımın son aşamasına kadar pek çok mimarın dokunuşlarının bulunduğu bu eseri ziyaret ederek, siz de şatoya sihirli bir dokunuş yapabilirsiniz.

  1. SANTA MARIA DELLE GRAZIE KİLİSESİ

Mona Lisa gülüyor mu, ağlıyor mu, mutlu mu, mutsuz mu diye düşünenlerden misiniz; yoksa kadının duruşu böyle abi diyerek cevabı bulamayan kaçkınlardan mısınız? Öyleyse sizi bambaşka bir boheme sürüklemek için Santa Maria Delle Grazie Kilisesi’ne davet ediyoruz. I. Francesco Sforza tarafından 15. yüzyılda İtalyalılara kazandırılan bu eser, günümüzde Leonardo Da Vinci tarafından yapılmış “Son Akşam Yemeği” tablosuyla güzelliğine gizem katmıştır. Eserde, Hz. İsa’nın Romalı askerlerce tutuklanmasından hemen önce yenilen son yemeğin anısı görselleştirilmiştir. Ziyaretçilerin akın yeri olan bu bölgeye ziyaret etmeyi düşünüyorsanız; mutlaka rezervasyon yapmanız tavsiye edilir, yoksa sizin de son gün vizeniz bu esere bakarken bitebilir, bizden söylemesi.

  1. PINACOTECA DI BRERA SANAT GALERİSİ

5. yüzyılda yapılmış olan bu yapı, pek çok İtalyan sanatçının miras bıraktığı eserler ile ziyaretçi akınına uğramaktadır. Botanik bahçesini de bileşkesinde bulunduran yapı, doğa-tarih ilişkisini gözler önüne sermektedir. Yapının tam ortasında bulunan Napolyon heykeli, müzenin giriş ücretine dikkat çekmek amacıyla konulmuş olabilir, dikkat edin deriz. Şaka bir yana her yaşa hitap eden ve eğitici bir müze olarak işlev gören yapının içeriğinde sergilenen Rönesans dönemi eserleri, yanlarında bulunan açıklayıcı ve şaşırtıcı bilgileri ile ziyaretçileri kültürel açıdan oldukça etkilemektedir. Napolyon heykeline giriş ücretini sormak isterseniz, mutlaka Pinacotea Di Brera Sanat Galeri’sine uğrayın. İyi yolculuklar!

Haber365
bilgi@haber365.com.tr