07.04.2020-10:43 (Son Güncelleme:07.04.2020-10:44)

Mesnevi Şairlerinden 'Nev'i-Zade Atai'

On yedinci yüzyıl Divan Edebiyatı şairi, tarihçi ve Hanefi mezhebi fıkıh alimi Nev'i-Zade Atai'nin biyografisini sizler için derledik.

17.yüzyıl Mesnevi edebiyatının en önde adlarından Nev'i-Zade Atai'nin yaşadığı çağdan başlayarak mesnevi şairi olarak haklı bir şöhrete kavuşmuştur.

Asıl ismi Ataullah olan şairin mahlas olarak "Atai"yi tercih ettiği ve şiirde hep bu mahlası kullandığı görülür. Ünlü şair ve bilgin, aynı zamanda Baki'nin medrese arkadaşı olan Malkaralı Nev'inin oğludur. 1583 yılında İstanbul Anadolu Hisarı'nda gözlerini hayata açmıştır.

İLK EĞİTİMİNİ BABASINDAN ALDI

İlk bilgi ve kültürünü babasından aldığını şu dörtlükten çıkarmak mümkündür:

Anın feyzidir dilde olan güher,
Hem üstaddır bana hem ol perde,
Nola pişva etsem ol arifi,
O Cami-yi asr'idi, ben Hatifi.

Bu dörtlükte, Atai babasını Molla Cami'ye kendisini de Hatifi'ye benzetir. Babasının 1598 yılında vefatı üzerine Kafzade Feyzullah Efendi'nin derslerine devam etmiş ve medrese tahsilini tamamlamıştır. Daha sonra öğrenemini Ahi-Zade olarak bilinen meşhur Abdulhalim Efendi'nin yanında 1601 yılında tamamlamıştır.

1605 yılında Beşiktaş Canbazziye Medresesi'nde müderris olmuştur. İlmi meslekten idari mesleğe geçen Atai, 1608 yılında Lofça'ya kadı olarak tayin edilir. Hemen hemen memuriyetlerinin tümü Rumeli'de geçen Atai, 1610 yılında Babaeski'ye tayin olur. Daha sonra 1613'te Varna'ya 1617'de ise Silistre'ye tayin edilir. aradan 3 sene geçtikten sonra Tekirdağ'a kadı olur.

Alim ve fazıl bir zat olan Atai, evliyanın büyüklerinden Üsküdar'da medfun Aziz Mahmud Hüdayi'den manevi feyz almıştır.

MESNEVİ ALANINDA BÜYÜK BAŞARILAR GÖSTERDİ

1635 yılında İstanbul'a dönene kadar şehir şehir gezen Atai, Divan Edebiyatının hemen hemen her alanında da yazılar yazmıştır. Kendisinde olan şairlik kabiliyeti ve kuvvetli kültürün yardımıyla daha çok Mesnevi alanında büyük başarılar göstermiş ve devrin üstadı kabul edilmiştir.

Atai, daha çok Fuzuli'yi örnek almış bazen de babası Nev'i gibi aşikane şiirler yazmıştır. Kasidelerinde de ona yol gösteren "Baki" olmuştur. Bundan dolayı Atai yalnız divanıyla orjinal bir şair olarak gösterilmez onun asıl kıymet ve özelliği "Mesnevi" türündedir.

Hamse olarak tabir edilen ve beş mesneviden oluşan kitaplar geleneğinin devam ettiricisi Atai, Türk Hamseciliğinde bir üstad olarak kabul edilmiştir. Hamselerinde mahakkş hikaye ve konuları seçmekle kendine özgü bir dil, üslup ve zarif tasvirlerle eserlerinin çatısını örmeye çalışmıştır.

ESERLERİNDEN İSTANBUL'U İŞLEDİ

Atai, eserlerinde İstanbul'un ünlü ziyaret yerleri olan, Göksu, Akbaba, Anadolu ve Rumeli Hisarları ile Sarı Saltuk ve Karaca Ahmet'i işlemiştir. Atai'nin en önemli özelliklerinden biri de Mesnevilerinde atasözlerine ve halk deyimlerineçokça yer vermezi ve halk hikayelerinden gelme bazı anekdotları işlemesidir.

Aşkı yaradılışın sebebi sayan şair eserlerinde, daha çok tasavvufi görüşlerin ağır bastığı her türlü nefsani ihtiraslardan uzak mutlak bir güzellik aşkını işlemiştir.

1635 yılında İstanbul'da hayata gözlerini yuman Atai'nin mezarı Şeyh Vefa Camii'nin avlusunda bulunan babasının yanındadır.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr