Mersin'de çocukken abisi ve dayısı tarafından geneleve satılan Cimcime Anne'nin hayat hikayesi
Meliha Türkgenç'in 45 yıl boyunca genelevde yaşadıklarını anlattı. İşte Cimcime Anne'nin acılarla dolu hayat hikayesini sizler için derledik.
Duyanların içi acıyor
Meliha Türkgenç‘in abisi ile dayısı Meliha'yı Antep'e götürüyorlar. Dayı ve abi, "Sen çalış, biz yenin yanında kalacağız" diyorlar. Önce kaldıkları yerde bir yemek yiyorlar. Meliha Türkgenç yaşadığı olayı "bardağa su kattılar ayran oldu, ben de içtim" diyerek anlatıyor. Türkgenç uyandığında sarhoş edildiğini ve dayısı ile abisi tarafından 10 bin TL karşılığında satıldığını fark ediyor.
Meliha Türkgenç okuma yazma bilmediği için dayısı ve abisi tarafından yaşı büyütülüyor ve geneleve gönderiliyor. Türkgenç, genelev ortamını görünce şaşkına dönüyor. Her yerde çıplak kadınların ve onlarla odaya giren adamların olduğunu fark ediyor. Meliha Türkgenç çocuk aklıyla dayısının "iş" dediği şeyin seks işçisi olmak olduğunu anlıyor. Bu günden sonra ise neredeyse her gün ağlıyor ama ne çare. Meliha Türkgenç’in abisi kendisini sattığı parayla ise Almanya'ya gidiyor, dayısı da Ankara'dan güzel bir ev alıyor. Genelevden çıkmak için patronuna giden Melina, sürekli "10 bin TL'yi getir, öyle çık" cevabını alıyor.
Devamı galerimizde.
Meliha her kaçmak istediğinde ölüm tehditi ve işkencelerle karşılaşıyor. Para vermeden ayrılamayacağını fak edince de parayı biriktirmek için çalışmaya devam ediyor. Tam tamına 45 yıl boyunca ağlayarak çalışıyor. Antep, Diyarbakır, Mersin, Antalya, Erzurum, Urfa... memleketin farklı şehirlerinde para kazanmak için çalışıyor. 45 yıl sonra nihayet parayı topluyor. Zaten de yaşlandığı için de genelev sahipleri onu istemeyip kapının önüne koyuyor.
Meliha Türkgenç daha sonra hayatını Mersin’de geçirmeye devam ediyor. Türkgenç iki yıldan fazla sokaklarda yaşıyor. Geçimini sağlamak için de mendil, çakmak gibi şeyleri satıyor. Bu arada da yardımsever bir adam ona bir dükkan veriyor kalması için, hiçbir bedel de istemiyor. Meliha Türkgenç’in hayat hikayesinden ilk kez 10 yıl önce gazeteci Mustafa Esmer Cengiz haberdar olmuş ve kendisine yardım etmiş.
”Herkes gibi benim de hayallerim vardı. Bir evim olsun, ondan sonra bir tane çocuğum olsun. Mutlu yuvam olsun. Bazen görüyorum herkesin evi var, barkı var, yuvası var. Yaşlansa da kocası ölse veyahut ayrılsa da evi olduğu için gündüz geziyorlar, evlerine gidiyorlar. Akşam olunca da rahat ediyorlar evde. Ben öyle rahat edemiyorum."
"Ben bazen derdimi anlatıyorum, bazen anlatamıyorum. Çünkü nefes tıkanıyor. Benim fısfıs olmasa yaşayamıyorum. Yamaç eczanesi var. O bana yardım ediyor. Allah razı olsun. İlaçlarımı ondan alıyorum. 3 kere ben hastaneye yattım. 3’ünde de bu Yamaç Eczanesi bana yardım etti. Sizden ricam yetkililere duyurun benim sesimi. "
"Ben 25 seneden beri, 30 seneden beri dünya yüzü görmedim. Perişanlık çekiyorum. Sizden ricam yetkililere benim sesimi duyurun. Başka bir şey istemiyorum. Bana yardım etsinler. Ben ortalıktan kurtulayım. Hiç olmazsa bir de tezgahımın olur. Tezgahımın başında otururum. Akşam olduğuna giderim evimde yatarım. Kimseye çare bulduramıyorum. Komşular diyorlar ki ‘zamanında neredeydin, zamanında paranı kime yedirdin, nasıl çalıştın zamanında, o çalıştıklarını meydana çıkar.” 71 yaşından sonra rahat edeyim biraz.”