17.05.2022-14:28 (Son Güncelleme:17.05.2022-15:24)

Marmara'ya zehir akıyor! Vatandaşlar isyan etti: Biz bu sudan tarımsal üretim yapmaya çalışıyoruz

Hükümete yönelik eleştiride sınır tanımayan çevre örgütleri, CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi Su İdaresi İSKİ’nin, Marmara denizine kimyasal atık boşaltmasına sessiz kaldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (İSKİ) Marmara Denizi'ne bıraktığı kimyasal atığın jandarma ekiplerinin takibi sonucu tespit edildiği öğrenildi.

Güvenlik güçleri kimyasal atığın kaynağını tespit etti

Jandarma ekipleri; kimyasal atığın Marmara Denizi'nde bulunan alanını geriye doğru incelediği, kimyasal atığın İstanbul Tekirdağ sınırında bulunan İSKİ Değirmenköy Arıtma Tesisleri'nden salındığı tespit etti.

Kimyasal atık Kınıklı Deresi'ni kirletiyor

Jandarma ekipleri, İSKİ Değirmenköy Arıtma Tesisleri'nden salınan kimyasal atığın Marmaraereğlisi ilçesindeki Sultanköy'den Marmara Denizi'ne döküldüğünü ve kimyasal atığın Kınıklı Deresi'ni kirlettiğini tutanak altına aldı.

İSKİ tesisi sadece biyolojik arıtma yapıyor, kimyasal arıtma yapamıyor

İSKİ Değirmenköy Arıtma Tesisleri'nin sadece biyolojik arıtma yapabildiği, kimyasal atığı da arıtamadığı gerekçesiyle Marmara Denizi'ne bıraktığı öğrenildi.

Numuneler inceleniyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Tekirdağ İl Müdürlüğü yetkililerinin; Marmara Denizi'nden aldığı numuneleri incelediği, önümüzdeki günlerde hazırlanan raporu kamuoyuna açıklayacağı öğrenildi.


Bölgedeki vatandaşlar İSKİ'ye tepkili

Vatandaşlar, İSKİ'nin Marmara Denizi'ne kimyasal atık bırakmasına tepki gösterdi:

Ahmet Niyazi Akçalık, "15 yıldır tarımla uğraşıyorum. Ziraat mühendisiyim. Daha önceki İBB'yle hiçbir zaman böyle bir sıkıntı yaşamıyorduk. En ufak şeyde denetim yapıyordu. Ancak şu anki yönetim denetim yapmadığı için çevredeki fabrikalar atıklarını İSKİ kontrolü altındaki dereye bıraktırıyor. Bir dünya balık öldü. Biz de tarımla uğraştığımız için tarımsal sulamada dereyi kullanamaz hale geldik. Biz tarım sulamada filtre taktık ancak o filtreler bile tıkanıyor. Bizim ürettiğimiz ürün İstanbul halkına gidiyor. Tabiri caizse İstanbul halkı kendi eliyle kendini vuruyor. Bu dere benim tarımsal arazimizin yanından geçiyor kaç kere İSKİ'ye bildirdik ancak ilgilenen olmadı. Biz bu sudan tarımsal üretim yapmaya çalışıyoruz ve bu su ile yapılan üretim ürünler marul, soğan, salatalık, İstanbulluların sofrasına gidiyor maalesef. Bunlar genelde pişmeyen ürün olduğu için içeriğinde bakteri taşıyor. Bu dereden aldığımız su ile elde ettiğimiz ürünlerin rengi dahi değişik ben kendi ürettiğim ürünleri evime dahi götürmek istemiyorum. Etraftaki kirlilik haddinden fazla kaç defa başvurduk ancak İSKİ ilgilenmiyor. Geçen dönemdeki yönetim ise buradaki dereleri düzenli şekilde temizlerdi ancak 3 yıldır bu derelerle ilgilenilmiyor. Biz bu suyun içine giriyoruz yüzümüze sıçrayan su yakıyor. İçeriğindeki kimyasal o kadar yüksek ne kurbağa ne de herhangi bir canlı bu kanallarda ve derelerde yaşamıyor. Buradaki toprak da maalesef ölüyor."

İlhan Yılmaz: "Derenin halini gördüğümüzde çok üzüldük. Biz bu denizde yüzüyoruz. Bu görüntüyü görünce şoke olduk. Araştırma yapınca İSKİ'nin arıtma yapmadan kimyasal suyu denize deşarj ettiğini öğrendik. Burası turizm bölgesi ve yoğun olarak turizme açılmaya çalışılan bir yer maalesef İstanbul'u yönetemediler şimdi İstanbul'un çevre illerini de kirletmeye başladılar. Biz de gerekli kurumlar gibi vatandaş olarak takipçisi olacağız. Sosyal medyadan da her gün bunu duyuracağız. İstanbul'u yönetemediler bari bize zararları olmasın."

Oğuz Yavaş: "Biz burada tarımla uğraşıyoruz aynı zamanda sulamalı tarımla da uğraşıyoruz. 3 yıldır Değirmenköy'den gelen su da kötüleşme var. Fosseptik mi akıtıyorlar bilemiyoruz suda çok ağır bir koku var. Önceki yıllarda böyle ağır değildi. Biz o kadar şikayet ancak İSKİ hiç ilgilenmedi. Vatandaşlar buraya yazın dinlenmeye geliyor ancak kötü görüntüden dolayı kimse kalmadı. Hayvanlar su ile besleniyor, tarımsal üretimden elde edilen ürünler maalesef temiz çıkmıyor. İnsan sağlığından hayvan sağlığına ve doğanın döngüsüne ihanet var."

Gönül Yılmaz: "Kınık Deresi simsiyah durumda. Değirmenköy'deki İSKİ arıtma tesisinden kimyasal maddelerin akıtıldığını öğrendik. Bu bölge 3 yıl öncesine kadar balık tutulan bir yerdi. Maalesef bu ortadan kalktı. Çiftçilik yapanlar çok sıkıntı yaşıyor. Buradaki koku çok ağır, biz eksiden masa kurup otururduk ancak şimdi bu imkansız oldu. Maalesef İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yönetememezliği Marmara Ereğlisi'ne kadar ulaştı. Tam anlamıyla çevre katliamı yaşıyor. Buraya yazlıkçı olarak gelenler 'İstanbul'da nefes alamıyorduk, buraya geldik artık burada da nefes alamayacağız anlaşılan' diyorlar. Bu durum hem çiftçiler için hem yazlıkçılar için hem de bizim için çok ciddi bir sıkıntı."

Çevre dernekleri çevre katliamına sessiz

Çevre dernekleri temsilcileri, İSKİ'nin Marmara Denizi'ne bıraktığı kimyasal atık konusunda bilgi sahibi olmadıklarını iddia ederek açıklama yapmaktan kaçındı.

Korkmaz: Benim bilmediğim konu

Konuyla ilgili aradığımız Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Korkmaz, "Benim bilmediğim konu. Çevre Mühendisleri Odası Başkanımızı ararsanız yardımcı olur" iddiasında bulundu.


Telefonunu açmadı

Bunun üzerine Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Dursun Kahraman'ı aradık. Ahmet Dursun Kahraman; konuyla ilgili haberlerden bilgi sahibi olmadığını öne sürdü ve "1-2 saat sonra ararsanız konuşabiliriz" iddiasında bulundu. Kahraman'a gazete ve televizyonlarda çıkan haberleri ilettik ancak telefonumuza cevap vermedi.

Muhcu: Somut bilmiyorum

Mimarlar Odası Eski Genel Başkanı Mimar Eyüp Muhcu da, "Haberlere bakamadım. Bundan sonra bakabileceğim. Trakya'daki sorunlar ayrı. Somut bilmiyorum. Bakacağım" iddiasında bulundu.

Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) da konuyla ilgili açıklamada bulunmadı.

Hasanoğlu: 'İSKİ kanal ağına giren her türlü atığı kontrol etmekle zorunlu'

Özel bir haber ajansın haberi doğrultusunda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Çevre, Yenilenebilir Enerji ve İklim Değişikliği Komisyon Başkanı Sadullah Hasanoğlu; İSKİ'nin ve mevcut tesislerin düzgün işletilmediğini ifade etti.

Hasanoğlu şunları söyledi:

'Marmara Ereğlisi'nde ortaya çıkan kirlilik görüntüleri yine İstanbulluları ve Marmara kıyısında yaşayan herkesi üzdü. Yaklaşık 3 yıldır İstanbul'un farklı bölgelerinde bazı aralıklarla benzer görüntülere şahit oluyoruz. İstanbul'da oluşan atık suları arıtma görevi İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kuruluşu olan İSKİ'ye aittir İSKİ'nin şu anda İstanbul'da oluşan toplam atıksuların 1.5 katını arıtacak kadar arıtma kapasitesi vardır. Bu kapasite 2019 yılında mevcut yönetim göreve geldiğinde kendilerine teslim edilen kapasitedir. Zaten yeni dönemde yapılan herhangi bir yeni proje yoktur. Dolayısıyla mevcut İBB yönetiminin yapması gereken iş halihazırda var olan her şeyi ile bütün sistemiyle çalışan, bazıları dünyanın en iyi teknolojisine sahip olan atıksu arıtma tesislerini düzgün işletmektedir. Yenisini yapmak bir yana mevcut arıtma tesislerinin işletilmemesine yine şahit oluyoruz.' açıklamasında bulundu.

Yetkililerin görevlerini daha ciddi almasını gerektiğini aksi takdirde bu kirliliğin son bulmayacağını belirterek, 'Son örnek Marmara Ereğlisi'nde ortaya çıkan kötü görüntüdür. İSKİ kendi kanal ağını kontrol etmekle yükümlüdür. Kendi kanal ağına gelen atıksuların özelliklerini, kaynağını takip etmek ve ona göre bu sistemi yönetmek durumundadır. Eğer elimizdeki mevcut imkanları doğru işletmez ve var olan tesisleri doğru çalıştırmazsanız bir gün Marmara Ereğlisi'nde bir gün Riva'da bir gün Küçükçekmece Gölü'nde bir gün Haliç'te bir gün boğaz kıyılarında kirlilik görüntülerini maalesef İstanbullular görmeye devam eder.' dedi ve sözlerine şu şekilde devam etti, 'Yetkililer artık 3 yıl doldu gerekli çalışmaları, gerekli önlemleri, en önemlisi görevlerini daha ciddi şekilde ele alsın. İstanbul'un kıyıları, denizleri daha fazla kirletilmesin. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ve kurumlarının İstanbul'un çevresi ile ilgili her türlü faaliyeti yürütebilecek kapasitesi, personeli, bilgi birikimi, imkanı mevcuttur. Sadece bu imkanları doğru kullanmak gerekir. Bu da ehliyet, liyakat ve samimiyet ister.' dedi.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr