17.06.2021-10:36 (Son Güncelleme:17.06.2021-11:56)

Marmara'dan Kötü Bir Haber Daha! Denizdeki Canlı Yaşamını Bitirebilir

Marmara Denizi'ni yavaş yavaş bitiren müsilajla (deniz salyası) mücadele sürerken mavi sulardan üzen haber geldi. İstanbul Üniversitesi'nden bir ekibin çalışmasında korkutan sonuçlar ortaya çıktı.

İstanbul Üniversitesi'nden bir araştırma grubu inceleme yaptığı esnada gelen çürük yumurta kokusunun kaynağını bulmak için çalışmalar yaparken Çınarcık çukurunda yeni canlı hayatını yok sayabilecek hidrojen sülfür ile karşı karşıya kaldı. Meseleye ilişkin açıklamada bulunan akademisyen, "2019 yılında bu çukurda gaz yoktu. Bir bir felaket habercisi" ifadelerini kullandı.

Dört aydır Marmara Denizi'ni tesiri altına alan müsilaja çare yollarını arayan bilim insanlarının açık deniz üzerinde gerçekleştirdiği son sefer, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Türkiye'nin en büyük en fazla donanıma sahip araştırma gemisi Alemdar II ile yapıldı. 12 bilim insanı, ilk çalışmalarını İstanbul Boğazı Beykoz açıklarında gerçekleştirdi. Ardından gemi, enstitü aracılığıyla uzun senelerdir izlenen 1270 metre derinliğine sahip Çınarcık çukurundaki istasyona hareket etti.

SONUÇLAR ENDİŞELENDİRDİ

Burada gemideki gelişmiş oşinografik malzemeler denize indirildi. Bilimsel yolculuğun lideri kimyasal oşinograf Prof. Dr. Nuray Çağlar, iklim değişikliği ile alakalı da kritik bilgiler veren istasyonunda üzücü neticeler elde ettiklerini dile getirdi.

EKOLOJİDE YENİ BİR SÜRECE GEÇİŞ YAPILDI

Marmara Denizi'nin bu bölgesinde hidrojen sülfürün (sülfitli bileşikler) kaydedilmesi yolculuğun en kritik ve dikkat çekici sonucu oldu. Deniz suyunda konu olan belirtilere destek veren fiziksel ile kimyasal belirtiler ölçüldü. Prof. Dr. Çağlar, denizdeki canlıların sağlıklı durumunun en net gözlemlendiği çalışmalarda Çınarcık çukurunun derinliklerinde belirlenen hidrojen sülfürün Marmara Denizi ekolojisinde yeni bir sürece geçildiğinin delili olduğunu dile getirdi.

2019 Mayıs ile Ekim aylarında 2 defa geldikleri Çınarcık çukurunda hidrojen sülfür ile karşılaşmadıklarının altını çizen Prof. Dr. Çağlar, "Deniz salyası, aşağı doğru çöktüğü derinliklerde ve farklı metrelerden alınan örneklerde gözlemlendi. Hidrojen sülfür, denizde yeterli oksijen kalmayınca oluşur. Bu durum 45C kodlu istasyonda 500 metreden itibaren derinliklere doğru hidrojen sülfür olduğunu açıkça gösteriyor. Laboratuvar araştırmalarımızda hidrojen sülfürün oluşum nedenlerini bulmaya çalışacağız. Bilimsel makalemizle tespitlerimiz sunacağız" diye konuştu.

Prof. Dr. Çağlar, "Sağlıklı bir ekosistemde görülmesinin arzu edilmediği bir çözünmüş gaz olan hidrojen sülfürün bir litrede 2-2.5 mg oranında bulunması zaten oldukça kritik seviyelerde olan deniz suyunun kimyasal özelliklerinin bozulduğunu gösterdi" dedi.

Enstitü müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu da, uzun zamandır izledikleri istasyonda karşılarına çıkan hidrojen sülfürün Marmara Denizi ekolojisi için oldukça tehlike olduğunun onaylandığının altı çizildi. Prof. Gazioğlu, "Ölçümlerin tekrar edilmesi ve hidrojen sülfür gibi kimyasal ve fiziksel değişimlerin kayda alınması geleceğimiz için önemli. Ekolojik modellemelerin bu gerçeklikle yenilenmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr