Bankalar bizlere yıllık belirli bir faiz oranı karşılığında kredi verir. Bu yüzden de bankalardan kredi alırken, faizi ödeyebilir miyiz diye iyice düşünmeli ve aldığımız krediyi ona göre kullanmalıyız. Fakat bankalar, verdikleri kredinin faiz oranını belirlerken faiz oranlarına ek maliyetleri dahil etmez ve bu ek maliyetleri bizler ödemek zorunda kalırız. Bu sebeple ödediğimiz faiz sunulan faiz oranından fazla oluyor.
Bankalardan aldığımız kredilere, kredilerin faiz oranının yüzde 15’i kadar vergi, yalnızca tek seferlik %0,5 tahsis ücreti ve ek dosya masrafları gibi ücretler veriyoruz ve bu ücretlerin neticesinde efektif faiz oranı ortaya çıkıyor.
Bir banka sizden yalnızca yıllık yüzde 20 faiz alıyor olabilir, fakat bankanın aldığı ekstra sigorta ücreti, tahsis ücreti ve dosya masrafları, vergiler ve ek diğer giderlerin bu faiz oranına dahil olmadığını bilmeliyiz. Dolayısıyla yüzde 20 olarak gördüğümüz faiz oranı kimi zaman bizlere yüzde 25-26 olarak yansıyabiliyor. Bu sebeple kredilerin yıllık maliyet oranı hesaplanırken kesinlikle bu etkenleri hesaplamayı unutmamalısınız.
Kredi hesaplamasına örnek verecek olursak, yıllık yüzde 20 faiz oranıyla bir kredi aldık diyelim. Devlet bu orandan yüzde 15 payını alacaktır. Bu da banka kredi boyunca toplam 20 bin TL faiz alıyorsa devlet bunun üzerine 3 bin TL’lik payını alacak ve böylece kredinin efektif faiz oranı yüzde 23’e yükselecektir. Bununla birlikte bankaların dosya masrafı ve tahsis ücretlerine ise yıllık yüzde 1 dersek kredinin toplam maliyeti ilk sene için yüzde 24, daha sonraki yıllar için ise 23 olacaktır.
Daha düşük efektif faiz oranları için ise aldığınız kredinin de düşük faizli olduğuna emin olmalısınız. Örnek verecek olursak yıllık yüzde 10 faizli bir kredinin maliyeti yıllık yüzde 12 kadarken yüzde 20 faizli bir kredinin, tüketiciye yıllık maliyeti yüzde 24’e kadar çıkabilir.