06.05.2020-14:01 (Son Güncelleme:06.05.2020-13:56)

KPMG Türkiye: Bankacılık Sektörü Coronavirüse Hazırlıklı Yakalandı

Coronavirüs sonrası sektörleri nelerin beklediğiyle ilgili araştırma yapan KPMG Türkiye'nin analizinde, dünyanın yaşadığı sağlık krizine en hazırlıklı sektörün bankacılık olduğuna dikkat çekildi.

Coronavirüs sonrası sektörleri nelerin beklediğiyle ilgili araştırma yapan KPMG Türkiye'nin analizinde, dünyanın yaşadığı sağlık krizine en hazırlıklı sektörün bankacılık olduğuna dikkat çekildi.

KPMG'nin analizine bakıldığında, dünyanın başına gelen sağlık krizine en hazır sektör bankacılık oldu.

KPMG Türkiye'den gelen açıklamaya bakıldığında, 2019'un aralık ayından bu yana bütün dünyaya yayılarak pandemi haline gelen coronavirüs, bütün sektörlerde bilinenleri unutturuyor.

KPMG Türkiye, coronavirüs sonrası sektörlerin başına gelebilecekleri araştırdı. KPMG'nin analizine bakıldığında, dünyanın yaşadığı sağlık buhranına en hazır sektör bankacılık oldu.

Gerek Merkez Bankası gerekse de ekonomi idaresi, pandemisinin ekonomi üzerindeki negatif etkilerini kısıtlayabilmek adına peş peşe mühim destek paketleri açıkladı. BDDK, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) gibi finans sektörünün en üst aşamasındaki kurumlar da verdikleri kuvvetli öneri kararlarıyla bu sürece destek oluyor.

Başta kamu bankaları olmak üzere, gerçek sektör ile bireysel müşterilere verilen destekler içerisinde uygun maliyetli krediler, ödemesiz dönem uygulamaları benzeri çare tavsiyeleri yer alıyor.

Açıklamada fikirlerine yer verilen KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Kerem Vardar, coronavirüs pandemisinin küresel ekonomiye öngörülenden oldukça ağır bir darbe indirdiğini belirterek, salgının, küresel ekonomik faaliyetlerinin neredeyse tamamen bozduğuna vurgu yaptı.

Vardar, coronavirüsün bankalar tarafında da güçlü etkileri olacağına dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:

"Bankacılık sektöründe ilk etki, kredi büyümesi kanadında bekleniyor. Ekonomik görünümün hızla bozulması ve risk algısının tamamen değişmesi, hem bankaların kredi verme iştahını hem de kredi talebini olumsuz etkilemişti. Ancak BDDK'nın bankaların Türk lirası ve yabancı para likidite yönetimlerinde esnekliğin artırılmasına, reel sektöre kredi akışının kesintisiz devamının sağlanmasına ve salgın nedeniyle etkilenen mal ve hizmet ihracatçısı firmaların KOBİ odaklı yaklaşımla geniş kapsamda desteklenmesine yönelik ilave tedbirleri kapsamında aldığı aktif rasyosu kararı, bankaların kredi verme iştahını yeniden artırma hedefi taşıyor. Bu noktada bankaların mevduat azaltma ya da devlet tahvillerine yönelmesi de olasılıklar arasında yerini alıyor.

Gelişmeler değerlendirildiğinde, 2020 yılının ilk çeyreğinde yaşanan güçlü kredi büyümesi sektör için önemli bir taban oluşturuyor. Yılın ikinci ve üçüncü çeyreklerinde yaşanacak olası kredi daralmasının faiz gelirleri bacağında çok olumsuz bir etki yaratması beklenmiyor. Öte yandan, hem TCMB hem de Fed'in faiz indirimleri ile mevduat maliyetlerini aşağı çekmesi de sektörün gelir tablosu için olumlu bir gelişme. Üstelik, salgın önlemi olarak gelişmiş ekonomilerin beklenmedik boyutta faiz indirimleri TCMB'nin indirim politikasında daha hızlı ilerlemesini sağlıyor."

Kerem Vardar, kazançlar tarafında da BDDK'nın tedbirlerinin etkili olacağının altını çizerek, "Kredi erken kapama komisyonlarının sınırlandırılması başta olmak üzere kredi kullanan tarafların rahatlatılması adına atılan adımlar, büyük olmasa da gelirleri bir miktar aşağı çekecektir. Kredi taksitlerinin ötelenmesi, faiz gelirleri kanadında olumsuz bir etki yaratmamakla birlikte nakit çevrimi açısından hafif bir yük oluşturabilir ancak bankaların bol likidite pozisyonları düşünüldüğünde bu durumun etkisi görülmeyecektir. Sektörün Şubat 2020 verilerine göre, bankaların toplam gelirleri yüzde 56 arttı. Bankalar, faaliyet giderlerindeki yüzde 19'luk artışa ve net faiz marjlarındaki sınırlı daralmaya rağmen net karlarını yıllık bazda yüzde 120 artırdı. Aylık bazda değişim ise eksi yüzde 9 seviyesinde." şeklinde konuştu.

Tehlike tarafının doğru idare edilmesinin önemine dikkat çeken Vardar, "Bu tarafta daha maliyetli bir tabloyla karşılaşıyoruz. Genel görünümün bozulması ve kredi alanların mali tablolarındaki kötüleşme, bankaların karşılık giderlerini artıracaktır. Bozulan küresel risk algısı, bankaların yurt dışı borçlanmalarında ilave maliyetlere katlanmalarına da sebep olacaktır." açıklamasında bulundu.

Sürecin bankalar açısından 2018 senesinin son çeyreğinde olanlar kadar zorlayıcı fakat denetlenebilir olduğunu belirten Vardar, şu ifadeleri kullandı:

"Küresel ve yerel faiz politikaları da bankaların maliyetlerini daha iyi yönetebilmelerine olanak tanıyor. Virüsün tamamen kontrol altına alınmasından sonra banka bilançolarında yeniden büyümeler bekleyebiliriz. Ertelenmiş yatırım taleplerinin hayata geçişi ve bol likidite ortamı, hızlı kredi büyümesi süreci için olumlu bir perspektif sunuyor. Kısaca, küresel krize neden olan bu beklenmedik süreçte bankalar, mali ve teknik donanıma sahip olduğunu gösterdi. Bankalar, oyunu kurallarına göre oynuyor. Virüsün tamamen kontrol altına alınmasından sonra banka bilançolarında toparlanma hızlı olacak."
Haber365
bilgi@haber365.com.tr