Koronavirüs Sürecinde Evde Anaokulu Eğitimi
Koronavirüs salgını sürecinde eğitime evde devam eden anaokulu çocukları için aktiviteler ve etkinliklere ebeveynleri ile devam ediyor. Çocuk Gelişimi Uzmanı Müge Abay Güngör, pandemi devam ederken 3-4-5 yaş grubu çocuklar için önerilerde bulundu. İşte detaylar...
Okullar 31 Ağustos tarihinde uzaktan eğitim ile açılacak. Zorunluluğa bakıldığında, yönetmeliğe göre 5-6 yaş grubu çocukların anasınıfına kaydı her zamanki gibi mecburi olurken, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında 3-4 yaş, 4-5 yaş gruplarındaki çocuklar için aileler çocuklarını anaokuluna başlatıp başlatmama konusunda bir kararsızlık yaşıyor.
ÇOCUĞU ANAOKULUNA GÖNDERME NEDENLERİ OLARAK NELER SIRALANABİLİR?
Pandemi dönemi sürerken bazı anaokullarının sınıf mevcutlarının yetersizliği dolayısıyla kapanmak zorunda kaldığı biliniyor. Orta ve büyük ölçekli okulöncesi eğitim kurumlarının birçoğu maske, dezenfektan ve sosyal mesafe gibi tedbirleri almış halde sonbahar dönemi için oryantasyon programlarını başlatırken, anaokuluna kayıt yaptırmayan ve evde anaokulu etkinlikleri yapmak isteyen anne-babaların bazı tavsiyelere ihtiyacı bulunuyor.
Çocuklar, dünyadaki serüvenleri başladığı andan itibaren kendilerini, yeteneklerini ve dünyayı keşfetmeye başlarlar. Bu keşif, hayatlarının sonuna kadar devam edecek bir serüven olsa da 0-5 yaş arasını kapsayan erken çocukluk donemi en hızlı gelişme gösterilen ve kişinin gelecekteki yaşam kalitesini belirleyen ana hatların oluştuğu en temel dönem olarak geçer. Bu dönemde edinmiş olacakları her tecrübe fiziksel, kavramsal, duygusal ve dil becerilerinin temelini oluşturmasına yardımcı olacaktır.
Değişen yaşam koşullarıyla, aileler ve çocuklar için anaokulları akademik ve sosyal becerilerinin kazanımı ve gelişimi için artık bir tercih değildir. Bu ihtiyaç haline gelmiştir. Oyun yoluyla öğrenmenin temel alındığı bu yaşlarda, çocuklar için işlerin daha akademik hale geldiği ilkokul sürecine anaokulu ile daha yumuşak bir geçiş sağlanacaktır. Çünkü okul öncesi eğitim hem sosyal hem de akademik öğrenme için temel ihtiyacı sağlar.
ÇOCUKLAR DUYGUSAL VE SOSYAL GELİŞMESİNE NEDEN OLUYOR
Anaokullarında çocuklar akranlarıyla iletişim kurmayı, bir grup içerisindeki işleyişi, soru sormayı, kendilerini ifade etme yollarını, problem çözmeyi, özerkliği, paylaşmayı ve sorumluluk almayı keşfeder. Çocukların sosyal ve duygusal olarak gelişmesine yardımcı olacak bu deneyimleri güvenlik alanı olan aile ortamlarında sağlanmalıdır. Anaokulları çocuklar için yaşıtlarıyla ve eğitmenleriyle bu tecrübeleri edinecekleri en uygun yerlerdir.
İçinde bulunduğumuz süreç içerisinde bu duruma kayıp olarak bakmamak gerekir. Ebeveynler çocukların ilk eğitmenleridir ve bu özel donem içesinde karar tamamen kendilerine aittir. Genel olarak kaygı ve endişenin hâkim olduğu bir süreç içerisinde bulunmaktayız. Eğer bir ebeveyn tüm korku ve endişesine rağmen sırf çocuğunun geri kalmaması adına okula başlatma kararı alıyorsa bu duygu durumu çocuğa da yansıyacaktır. Korku ve endişe okula taşınacak ve verim alınması da bu durumda zor olacaktır.
Çocuklar ilk rol modelleri olan ebeveynlerini taklit ederler. Temel ihtiyaçları olan güven duygusunu zedelenmemesi gerekir. Böyle bir tabloda eğer imkân varsa okula göndermek yerine ebeveynlerdeki endişe seviyesi normale dönene kadar evde oluşturmuş olunan günlük rutinlerle eğitime devam edilebilir. Bu durumu bir kayıp değil geçici bir süreç olarak kabullenirsek stres seviyemizi de çocuklara yansıtılmamış olacaktır.
BU SÜREÇTE ARKADAŞLAR İLE VAKİT GEÇİRMEK FAYDALI MI?
Kontrollü bir sosyalleşme sağlandığı sürece, çocukların da yeni normale dahil olmaları onları olumlu şekilde etkileyecektir. Bunu sağlarken dikkat edilmesi gereken durum, sınırları belirlemek olmalıdır. Her şeyin eskisi gibi olduğunu düşünüp sonrasında gerçekleştirilemeyecek taleplerle karşılaşmamak ve hayal kırıklığı yaratmamak adına sınırlarınızı belirlemek zorundasınız. Kuralları sık sık hatırlatmalı ve çocukları kurallara uymaya cesaretlendirici stratejiler uygulanmasına özen gösterilmelidir.
ANAOKULUNA GİTMEYEN ÇOCUĞA NASIL DAVRANMALI?
Pandemi sürecinin başladığı ilk zamanlarda, evlere kapandığımız sırada, ebeveynler panik halinde çocuklarını meşgul etmek adına, belki de okulda gün boyu yaptıkları etkinliklerden daha fazlasını evde gerçekleştirmeye çalıştılar. Ardı arkası kesilmeyen etkinlikler özellikle sosyal medyada adeta bir yarışa dönüştü. Bulduğunuz bu çözüm yolu ilk başlarda ebeveyni ve çocuğu meşgul etse de bir süre sonra etkinliklere boğulan çocukların ilgisi dağılmaya başladı. Bu süre uzadıkça ebeveynler de bunun ne kadar sürdürülebilir bir çözüm yolu olduğu konusunda tereddüt etmeye başladılar. Biraz daha sakinleşip durumu kabullendikten sonra, bu kadar etkinliğin aslında işleri daha da zorlaştırabileceğinin gözlemlenmiş olabilir. Doğal bir ebeveynlik iç güdüsü ile aileler çocuklarının durumdan en azami şekilde etkilenmesini istediler. Kaygılanan ebeveynler, çocukları için yapabileceklerinin sınırlarını bir anda zorlamaya başladı.
Erken çocukluk döneminde çocuklar, hayal gücü ve yaratıcılık becerilerinin gelişimi ve oyun kurma becerilerinin kazanılması için planlanmış etkinlikler dışında serbest oyun zamanına da ihtiyaç duyarlar. Ebeveynler olarak okuldan uzak kalınan bu süreçte çocuklarla fiziksel, duygusal, bilişsel ve dil gelişimini destekleyen etkinlikleri planlayıp uygularken onlara bir o kadar da serbest oyun oynama fırsatı sunmak gerektiğini dikkat edilmelidir. Bırakın çocuklarınız bazen sıkılsınlar, böylece zamanı nasıl değerlendirebileceklerini öğrenmeye başlamış olurlar. Hayal güçleri ve yaratıcılıklarıyla da bu şekilde gelişim gösterdi.